OKTAY EROL
Bu denli ısrarcı olmanın, seçim sürecinde yapılan yanlışları bu denli “seçmeni” yok sayacak biçimde geçiştirmeye çalışmanın, yurttaşın düşünde bile göremeyeceği sonuçları “hayal dünyası” aracılığıyla “umut” saydırmanın bedelini “kim” ödüyor söyler misiniz?
Bana “demokrasi, laiklik” gibi dilinize pelesenk ettiğiniz olgulardan söz ederek “algı” yapmayın! Partinin başında Kemal Kılıçdaroğlu, yanında yıllardır değişmeyen parti sözcüleri/ yetkilileri, en küçük ilçede bile örgütü oluştururken “adamı olanı” belirleme, il örgütlerine onların izinde olan başkalarını, milletvekili ya da belediye başkanı adaylarını yerleştirme…
Sonra da çıkıp, “Nedir yenilenme? Örneğin parti tüzüğünün değişmesi lazım. Bunun için de zaten çalışıyoruz. Örgütlerin beklentisi nedir, ne değildir onları alıyoruz. Gerçekten örgütünde çok mutlu olacağı güzel değişiklikler yapacağız ve hayata geçireceğiz. Yerel seçimlerde çok iyi bir performans yakalayacağımıza inanıyorum. Pek çok çalışmayı belli bir noktaya getirdik. Aday belirlemelerimiz de iyi olacak” deyin; ben de bunun demokrasi olduğuna inanayım!
***
Tüzüğün değiştirilmesi gerekiyormuş, bunun için çalışılıyormuş, örgütlerin beklentisi dinleniyormuş, örgütlerin mutlu olacağı değişiklikler yapılacakmış, yerel seçimlerde çok iyi performans yakalanacakmış, aday belirlemeler iyi olacakmış…
Bir genel merkez aklına geleni ölçmeden söyler, il örgütleri söylenenin içine bakmadan altını imzalar, ilçeler de onu izlerse ne olur biliyor musunuz? Bu günkü gibi, halktan koparsınız, tabanı tanımazsınız, ezileni/ zorlananı umursamazsınız! Uygulanmayan “tüzük” neye yarayacak; söyler misiniz?
Bu insanlar, sayıları her ne kadar olursa/ olsun, sizden söz ettikleri, sizi yer yer savunduğu için “işaretlenmiş” gibi yaşamın birçok olanağından yararlanamıyor! Örneğin çocuğuna iş bulamıyor, örneğin sürekli borçlanarak yaşamlarını sürdürüyor, “başardık” dediğiniz anakent belediyelerinin birçoğu “benzemezlere” daha çok açık, “benzemezler olmasaydı kazanamazdık” diyenler şimdi yeniden aday olmak için kollarını sıvamış durumda!
***
Daha önce yine yazdım… Gerek belediye, gerek vekil, gerekse meclis üyesi, ya da örgüt başı… Eğer “tabanın” oyuna sunulmadan, merkezden görevli olanların “atamasıyla” belirlenecekse ne oyumu kullanacağım, ne de “benim” diye sahipleneceğim!
“Aday belirlemelerimiz de iyi olacak” sözü genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun! Adana’da hem Anakent Belediye Başkan adayını, hem ilçelerin adaylarını, hem belediye meclis üyelerinin adaylarını, örgüt başlarını “biz belirleyeceğiz” diyor! Yalnız Adana için değil elbette bu durum; tüm kentler için aynı kuralın işleyeceğini, “yine” yurttaşın “özgür istencine” göre belirlemediği birine “oy” vermesini isteyeceklerini söylüyor!
Bugünden bazı isimlerin “aday” olarak adını duyuyorum. Böyle de olmalı… Kim önce yola çıkmışsa, kim kendini tanıtmak için daha çok zaman bulmuşsa, “kimi” yurttaş kendine daha yakın görmüşse; bırakın insanaşkına, demokrasiaşkına, bir kez olsun yurttaşın sesini dinleyin! Ayrıca ödevini tamamlayanlar, “yerini” bir başkasına bırakmak için bir adım geri çekilsin! Bu kadar!