MEKİN ŞAHİN
Sevdiğimiz biri kardeşini kaybettiğinde baş sağlığı dilerken ‘’ ne diyeyim sözün bittiği yer’’ deriz. Bilgisayar ekranını açtığımda çok şaşırdım. İstanbul’da 47 kişiye dönük 5. Dalga operasyon yapıldığı flaş haber olarak veriliyordu. Haberin ana başlıklarını görünce dahada şaşırdım. Seyhan belediye başkanı ve Ceyhan belediye başkanı İstanbul operasyonuna bağlı olarak göz altına alındı yazıyordu. Doğruluğunu teyit için birkaç arkadaşımı aradım.
Haber doğruydu. Zaman ilerledikçe youtube düşen haberleri irdelemeye başladım. Göz altına alınma nedeni ‘’ İstanbul Beşiktaş operasyonu çerçevesinde tutuklu iş adamı Aziz İhsan Aktaş’ın itirafçı olarak verdiği ifade olduğunu öğrendim.
Etkin pişmanlık adına itirafçı İhsan Aktaş’ın basına yansıyan ifadesi doğru ya da yanlış ama ‘’felaket’’ iddialar var. Süreç ilerledikçe her şey daha iyi anlaşılacak!
Atalar derdi ki ‘’ Adana nire Kayseri nire!’’ İstanbul nere Adana nere!
Seyhan ilçesi ve belediyesi Türkiye’nin birçok ilinden büyük. Adana il nüfusunun merkezde en büyük ilçesi. Seçimlerin sonucunu belirleyen ilçe.
Adana Belediyesi 5 Haziran 1986 tarihinde çıkarılan 3306 sayılı yasa ile Büyükşehir Belediyesi statüsüne girdi. Seyhan ve Yüreğir adlarıyla iki ayrı ilçe kuruldu. Kuruluş sonrası dönemlerde belediye başkanlıklarını 1989-Yalçın Akyol, 1994-Ahmet Cevdet Yağ, 1999-Yıldıray Arıkan, 2004-2009-Azim Öztürk, 2014-Zeydan Karalar, 2019-Akif Kemal Akay yaptı. 31 Mart 2024 yerel seçimde, Oya Tekin seçildi.
Tabloya bakıldığında Seyhan ilçesinde sol partilere oy veren seçmenin ağırlıklı olduğunu görüyoruz. İlk defa bir Seyhan Belediye başkanı bir itirafçının iddiasıyla göz altına alındı.
Adana CHP dünyası şaşkın.
Adana halkı şaşkın.
Hiç kimse ne diyeceğini bilmiyor. Umarız tüm iddialar iftira çıkar ve başta Oya Tekin olmak üzere CHP dünyası Türkiye’yi soyup soğanlara kral çıplak demeye devam eder.
Bu tür süreçlerde yıpranan seçilmiş kişiler kadar kurumsal olarak CHP yara almaktadır.
Elbette faşizmin CHP mevzilerine ve o mevzileri yöneten başkanlarına, bürokratına sahip çıkmayı inadına savunmayı ve korumayı sürdüreceğiz!
Bu saldırıları top yekûn kaldırmanın yolu ise iktidar olmaktan geçer.
Erken seçim mücadelesi kaçınılmaz olmuştur.
CHP acilen dikey ve yatay örgütlü konumunu gözden geçirerek, halkla bütün olduğu dikey ve yatay örgütlü parti olma çalışmasını başlatmalıdır. Başaramazsa faşizm Türkiye halkını keyfine göre yönetmeye devam eder.
Boynu kırılanda CHP olur!
Size bir kardeşimin anlattığı fıkrayı yazayım:
‘’Motosikleti olan Mehmet komşu ilçeye gitmek için evinden çıkar. Çıkmadan önce hava soğuk diye, göğsünü korumak için ceketini ters giyer. Ceketin önü arkada, arkası önde. Bir an önce ilçeye ulaşmak ister. Hızı artırır. Bir kavşakta motosiklet kayar. Mehmet yol ortasında boylu boyunca baygın yatar. Kazayı gören durur. Yardım etmek ister. Yol ortasında uzanan Mehmed’e bakarak, bunun boynu ters dönmüş diyerek boynu düzeltmek isterler. Boynu tüm güçleriyle çevirirler. Mehmet’in boynu kırılır ve ölür.’’ Müdahale yapanlar işin farkına varır ama iş işten geçmiş Mehmet ölmüştür!
CHP adına yola çıkanlar, bir mevziinin başına geçenler makamına ters oturma hakkına sahip değildir. Oturduğu yerin kendi kişisel mevzi olmadığını, Türkiye halkı adına CHP üzerinden o makama geldiğini hiçbir koşulda unutmamalı. Yoksa dün desteği veren halk oturduğu koltuğu düzelteyim derken makama oturan kişiyi yok eder.
Başta CHP camiası olmak üzere, desteğini esirgemeyen yurttaşın emeği boğazında düğümlenir!
Emekçilerin partisi, üretenlerin ayrılmaz bir parçasıdır. Emek dünyasının tarihsel görevini yerine getirmeyi vazgeçilmez amaç ve temel politika olarak benimser. Parti en bilinçli, en ileri ve en kararlı önderlerle ve kendini aynı davaya adayan emekçi dostlarından oluşur.
Partinin amaçlarını, yapısını; emekçi sınıfın bütününün temel çıkarları belirler. Partinin; emekçi sınıfının bütünsel çıkarları dışında, kişilere ayrı çıkarlar yoktur.
Kişilerin yapacağı hataya tahammülü hiç yoktur!
CHP kişilere makam kazandırmak için kurulmuş bir parti değildir. CHP Türk halkını partisidir. Gücünü her koşulda halktan alan, halkla iç içe yaşamın kavgasını veren; halkın acısına ve sevincine sahip çıkan, çağdaş dünya koşullarını halkı için yaratmaya çabalayan emek dünyasının partisidir.
O gücünü varoşlardan, köyden, fabrikalardan ve halkından alır.
O gücünü kendisine sahip çıkan gönüllü yurtseverler den alır.
O gücünü örgütlü olmaktan alır.
O gücünü devrimci çözümlerden ve halkçılıktan alır.
O gücünü eleştiri öz eleştiriden alır.
Acı ama gerçek. Olması gerektiği gibi seviyede değiliz. Köyde, fabrikada, varoşlarda, esnafta, gençlikte ve tüm emek dünyasında dikey ve yatay örgütlü değiliz.
Türkiye halkının içinde kendini bulduğu uzun, orta, kısa ve taktiksel programa sahip değiliz.
İdeolojik, siyasal ve örgütsel birliğe sahip değiliz.
Halka giden yolda ortak dile sahip değiliz.
Bu eksiklerimizden dolayı makam sahipleri dolaylı dolaysız CHP’ne verilen demokrasi mücadelesine zarar veriyor. Her şeyi pamuk ipliğine bağlı olarak sürdürüyoruz. CHP’li yol arkadaşlarım; başlattığınız umut bir köşede hala duruyor. Onu büyütmek ve Türkiye halkına kucak açarak iktidar yapmak, çelikleşen örgüt yaratmak sizin iradenizde. Önce örgütümüzün partileşmesi. Sonra faşizme karşı cephe ve ittifakların kurulması. O kurucu iradeyle faşizm tasfiye edilerek; demokratik halk cumhuriyetinin kurulması sizin yılmaz iradenize bağlıdır. Mevzilerimize ve o mevzilerdeki yol arkadaşlarımıza yapılan saldırı bizi yıldırmamalı. Hata ve yanlışlar bizi daha güçlü yapacaktır. O hata ve yanlış bizi çelikleştirecek ve doğru önderlikle, halkın örgütlü gücünü bizim irademizle birleştirerek halkın iktidarını kuracağız!
Tarih, gelecek için kavga verenleri kaybolup gitse de insanlık onuru adına vuruştuğu için unutmaz. Çünkü insanlar eylemleriyle, düşünce ve dünyaya bakışıyla, güzeli ve iyiyi buldukları oranda halkla bütünleşmiştir.
Şeyh Bedrettin nede güzel söylemiş “gerçek iktidarlar; insanlar üzerinde değil, yürekler üzerinde kurulur”