OKTAY EROL
Yaşamın diyalektiğidir; ne denli yok saysan da, ne denli silip/ süpürdüğünü ileri sürsen de, ne denli “yeni bir güne başladığını/ dünü unutmaya çalıştığını” söylesen de bir “iz” kalır! Düşünürün, “deneyim, yaşamda yenilen kazıkların bileşkesidir” dediğini de unutmayalım! Daha düne değin neler söylendi anımsayın! Hani geliyordu, hani tüm sandıklar korunacaktı, hani yirmibir yıllık “iktidarın” son günleriydi, hani anket sonuçları ortadaydı, hani ülkenin dört bir yanından yükselen çığlıklar bunun kanıtıydı, hani soğan/ patates/ şeker/ ekmek sorunu büyüktü?
Olmadı? Yine her zaman ki gibi yüzüstü bırakıldı “kazanma algısı” yüklenen seçmen, yine bir başına yaşamının yazgısıyla baş başa…
***
Çevremde gördüğüm birçok kişi/ kendini aldatılmış gibi düşündüğünden dolayı politikacının yüzünü görmek/ sesini duymak istemiyor! Belki karşı karşıya gelse birçok söyleyeceği var da; ekranda onları görmektense magazin izlencelerinin dedi/kodusuna kapılmayı yeğliyor! Oyuncunun yeni sevgilisi, gittiği dinlence yeri, evinde beslediği köpeği…
Seçim öncesi, seçim gececi, seçim sonrası yaşanan birbirinden “akıllara durgunluk” getiren olaylar karşısında ne yapmalıydı ki başka? Yine tıpış tıpış denilenlere kulak mı kabartmalıydı, yine tıpış tıpış “görevimizin başındayız” pişkinliklerine ödün mü vermeliydi, yine tıpış tıpış “babamın koltuğunun sahibiyim” anlayışıyla sürdürülen dağıtılmış görevlere hoş mu bakmalıydı?
***
CHP’nin bir milletvekili, kendine yakın bir televizyonun sorularını yanıtlarken “sandıklara tam olarak sahip çıkamama meselesi benim açımdan kabul edilebilir değildir, bu eksikliği kabule etmek zorundayız, bu eksiklik varsa ben de sorumluyum” diyor!
Kemal Kılıçdaroğlu, birkaç yıldır yaptığı açıklamalarda “helallik” istiyordu biliyorsunuz! Şimdi de sıralamaya koyduğu vekili aynı yoldan, aynı bakış açısıyla sesleniyor, diyor ki: “Sandıklara sahip çıkamadık, bunda benim de eksiklerim var!” Yurttaşın, yıllardır “iktidar” yüzü göremeyen seçmenin, çarşıda/ sokakta yüzü gülemeyenin, kazandığı belediyelerde sıra bulamayanın, çocuğu işsizin suçu ne?
Dünyanın en eski beşinci partisi olacaksın, yıllardır seçmenin yüzünü güldüremeyeceksin, sandıkları koruyamayacaksın, çevreyi kirleten afişlerle caddeleri donatacaksın, işsizine sahip çıkamayacaksın, kazandığın yerel yönetimler vekilleri dinlemeyecek, seçilmiş vekiller kendi “cennetleri” için uğraş verecek, bir de çıkıp “sandıkları koruyamadık” diyeceksin!
***
Bu kaldırılacak bir oldu değil; hele CHP için! Şimdiden yerel seçimler için beklentiye girenler var! Sözde “iktidar” birçok yerde belediyeleri yitirecek, toplumsal baskı kurularak “erken seçim” istenecek! Bugünkü CHP’li belediye başkanlarının anlayışıyla mı olacak bu? Eskinin yanlışı üzerine kurulu, yeni yanlışlarla yolunu sürdüren başkanlarla…
Ne bu seçimde yaşanan “koruyamadık” algısı, ne de yerel yönetimlerin son beş yıllık karnesi insanın içini burkar nitelikte! Bunların izleri kalacak, bir yıl bile kalmayan yerel seçimleri etkileyecek!
Evet, bu yaşamın diyalektiğidir! Nerede kalmıştık?
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.