OKTAY EROL
Bu denli sıkıldığım, bu denli “artık bitse de herkes işine baksa” dediğim bir seçim anımsamıyorum! Her şeyiyle, oluşumuyla, politikacıların ağzında dolaşan söylemlerle, sanki yurttaşın ödeviymiş gibi “sandığına sahip çık” uyarılarıyla, yalanıyla, halkın aldatılmasıyla…
Önce 14 Mayıs yaşadık, o yetmedi bir de ikinci tur sürecini… İkinci tura değin geçen onbeş günde, ilkinde olduğu gibi “büyük” mitingler olmasa da, “ses/ afiş/ söz” kirliliğinin üst iste gelmesi “tamam deyin artık” dememe neden oldu!
Seçim bir “demokrasi şölenidir” deniliyor bir de; böyle mi? Her tür savurganlığın, yurttaşın sıkıntılarıyla alay eden harcamaların, her tür “kardeşçe yaşama” umuduna zarar veren söylemin, her tür “orantısız” hakların birbiriyle yarıştığı bir süreç!
***
Gün ortasının öncesinde eşimle oy kullanacağımız sandığa gittik! Okul yolu, okul bahçesi kalabalık olmasına karşın, okulun içi/ koridor/ sandığın bulunduğu sınıf önleri iki/ üç kişilik bekleyenler… İlkinde yarım saat kadar beklememizi gerektiren kuyrukla karşılaşınca, bugünkünü görünce biraz kaygılanmadım değil! Seçmen sandıktan uzak durmayı mı yeğlemişti, yoksa tek pusula, üstelik katlama zamanı daha az olması nedeniyle iş daha mı çabuk bitiyordu?
Kapıda ancak iki dakika bekledik, ardından eşimle görevlilerin karşısındaydık! Seçmen kağıdı kontrolü, ardından kimlik, hemen ardından kabine gidişimiz… Pusulayı mühürlemek, katlamadan pusulayı zarfa koymak, yeniden görevlilerin yanına varıp listede belirlenen yeri imzalamak; bir dakika sürmüştü hepsi! Koridor, merdiven, yeniden koridor, sonra okul bahçesindeyiz!
Bu kadarla bitti işimiz; yine de katılımın düşük olma olasılığından kaygılıyım!
***
“Kötü mal alacak denli varsıl değiliz” dermiş Almanlar! Bizde, “bunca savurganlığı yapacak denli varsıl değiliz” demeliyiz kanımca! Önce ilkine, ardından ikincisine tanık olduğumuz seçimlerde, işe yaramaz, halkın yarasına merhem olmayı bırakın kangrene yol açacak öyle harcamalar yapıldı ki…
Şu billboardları anımsayın, bulvarlar üzerine kurulan metrelerce kare büyüklüğündeki afişleri anımsayın, yerine kendi afişini asmak için “savaş tam tamları” çalanları anımsayın; gerçekten şimdi neredeler, ne oldu onca fotoğrafların yer aldığı, iğneli sloganların yer bulduğu afişler, harcamalar…
***
Bir yandan çevrede arsızca bir kirliliğe gidilmişti, bir yandan insanlar soğan tüketmekte/ beslenmekte sorunlar yaşarken, yine yurttaştan alınan vergilerle bunca savurganlığa imza atılmıştı!
Bu ya da, bunun gibi savurganlıkların yaşandığı bir seçimi, bir daha istemiyorum! İnsanların saatlerce alanlarda tutulduğu mitingleri de istemiyorum! Kimler adaysa, günümüzün en büyük arenası televizyonlar olduğuna göre, tümünde birden yayınlanan izlencelerde kendilerini anlatmaları, yapmak istediklerini dile getirmeleri yeter de, artar da…
Tamam, bugün yeni bir gün. Herkes kendine düşen ödevi yapsın artık! Şu an benim bilmediğim “sonuç” önünüzde. Sıkıldım artık bu sürüncemelerden! Her zaman dediğim gibi; iyi yaşamaya bakın!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.