OKTAY EROL
Adana Anakent Belediye Başkan adaylığı kesinleşen Zeydan Karalar, seçim kampanyasını “Taş Yapı” önünde başlattı. Adaylıkları genel merkezden belirlene ilçe adayları da yanındaydı. Atatürk Caddesi’nde toplanan kalabalık, Karalar’ın başlattığı kampanyaya desteklerini gösteriyordu!
Güzel duygular bunlar! Güzel umutlar, güzel beklentiler… Aklıma gelen “ilk soru” şu oldu: Hepsi bu kadar mı? Kalabalığın daha yoğun, üstelik heyecanlı olması gerekmez miydi? Geçen beş yılda Karalar yaptıklarını anlatırken sözcüklerin üstüne bastırıyordu; yol diyordu, tonlarca asfalt diyordu, asbestli su boruları diyordu, alt geçitler diyordu, borçluyduk/ borçsuzuz diyordu, yenilenen kaldırımlar diyordu…
Yine aynı yerde, aynı alanda beş yıl önce yaptığı “utku” konuşmasını anımsadım; O günkü kalabalığı gördüğümde, “bir çok parti genel başkanının toplayamayacağı bir çokluk” diye yorumlamıştım! Aradan geçen beş yılda, o gün toplananların kaçta kaçı ki bugün burada olanlar, neden?
***
İnsanlar artık, partilerinin belirleyip “seçtirdiklerini” değerlendiriyorlar! “Ek” bir beceri gösteriyorlar mı, yurttaşın yaşamını “iyileştirecek” etmenler ortaya koyabiliyorlar mı? Yoksa “yapmaları gerekenleri” yaptıklarında, sanki beklenmedik bir eylem yapmışlar gibi “övünç” algısı mı üretiyorlar? Bir belediyenin su, yol, kaldırım, imar düzenlemeleri, köprü, park gibi gerçekleştirdiği işleri “övünerek” anlatması ne denli etik?
Yurttaşa “fazladan” yarar sağlayacak bir şey mi bunlar? Şöyle düşünün: su/ yol deniliyor ya, açın aylık gelen su faturanıza bir bakın! Birçok ay elektrik ücretini geçtiğini görüyorsunuz! Bir de liste uzun! Toplam kullanılan suyun “iki katı” ücret ödetiliyor! Şimdi belediyenin daha varlıklı olunduğundan söz ediliyor ya; öyleyse “iktidarın” yapmadığını yapsınlar! Dargelirliden, emekliden, “daha az” ücret alsınlar! Evsizlerin “ev-lenmesini” sağlasınlar Ağızlarından düşürmedikleri “sosyal demokrat belediyeciliğinin” içini doldursunlar! Şimdi…
***
En katı, en verimsiz, en ne yaptığını bilmez belediyeler bile bozulan yolları yapar, kilit taşları kırılmış kaldırımı yenilerler, çukurlu yolları yamalar… Bundan başka kentin köyleriyle ulaşımını kolaylaştırmak için çalışırlar, temizlik işlerini yürütürler… Bunlar yeni “şeyler” değil ki! Bir yerel yönetim “başka” neler yapabilir sorusunun içini doldurmaktır asıl yapılması gereken, halkın iyi yaşamasını sağlamaktır!
Benim belleğimde üç isim var; Celal Doğan, Yılmaz Büyükerşen, Fatih Mehmet Maçoğlu… Kentlerinin yalnız yerel sorunları için değil, kentlerinden “marka” çıkarabilmek için uğraş verdiler! Bilmeyen, Celal Doğan’dan öncesinin Gaziantep’ini, Yılmaz Büyükerşen’den öncesinin Eskişehir’ini araştırsın! İnsanlara “küs” gibi duran “kuru/ çorak alanlarda” yaptıkları çalışmalarla, birçok kenti geride bırakacak atılımlar gerçekleştirmede gösterdikleri başarıları sağır sultan bile biliyor!
Maçoğlu… Herkes Komünist Başkan olarak andı! Sevdiğinden olduğunca, “tepkisinden” dolayı da bu deyimi kullananlar oldu! Başta Ovacık isimli bir küçük kenti duyurdu! Adını duymamıştım çokları gibi! Bugün “organik ürün” denilince birçoğunun belleğinde Ovacık beliriyor! O bölgede yaşayanlara açtığı “pencereden” söz ediliyor! Ardından gelen Tunceli Belediye Başkanlığı da, Ovacık’ın bir ödülü…
Ayrıca, Adana’nın “tescilli yemekleri” konusunda neler oldu? Bilen var mı; yok!
Sürecek/
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.