Sokağa baktığınızda ne görüyorsunuz?

Sokağa baktığınızda ne görüyorsunuz?

ABONE OL
Aralık 12, 2023 20:14
Sokağa baktığınızda ne görüyorsunuz?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

OKTAY EROL

Türk-İş’in temmuz ayına ilişkin açlık/ yoksulluk sınırı rakamları açıklandı! Açıklanan bu rakamlar, nüfusun büyük bir çoğunluğunun “nasıl yaşamını sürdüğü” konusunda bilgi vermesine karşın, “iktidarın” umursamazlığı her zaman olduğu gibi sürüyor! Üstelik, dar gelirli için “yaşam olanaklarının” tükenmesine izleyici olmanın yeğlenmesi çarpıcılığını koruyor!

Şunu bilmeyen var mı acaba? İnsan yaşamını sürdürebilmek için, “açlık” sınırını aşması/ doyması bir yaşamsal hak olduğunca, bir öncül temel gereksinimdir de! “Açlıkla” karşı karşıya kalan gelişemez, salpa/ cılız/ aptal kalır! Yaşamanın ne olduğunu anlamayacak denli “beyin” yapısı gelişemez, hastalıklara karşı “bağışıklık” oluşturamaz, toplumsal gelişmesini sürdüremez, ülkesine/ ekonomine yararlı olamaz, denilenleri anlamaz, yaşadığı sürece katkı sağlayamaz!

***

Türk-İş’in açıkladığı temmuz ayına ilişkin açlık/ yoksulluk oranı, bırakın onbeşmilyonu bulan emeklinin aylığını, ellimilyonu aşan asgari ücreti bile geçti! “Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli, yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı” açlık sınırı olarak belirtiliyor! Yine “başta gıda harcaması olmak üzere, giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık gibi gereksinmeler için yapılması zorunlu diğer aylık harcamaların toplamı” da yoksulluk sınırı açıklanıyor!

Yapılan araştırma sonucuna göre açlık sınırı 11 bin 658 TL, yoksulluk sınırı da  37 bin 974 TL olarak saptanmış! Daha net biçimde söylemek gerekirse, ülkenin üçte ikisi bırakın “yoksulluğu”, “açlık” sınırında bile değil! Ülkenin küçük azınlığı ekranlarda lüks lokantaların üç/ beş asgari ücret tutarındaki gece masraflarıyla magazin sayfalarını kabartırken, bu yurdun emekçisi, tarladaki çiftçisi, emeklisi, üniversiteli işsizi “açlık” sınırının bile altında yaşamını sürdürüyor!

***

Dönüp/ dolaşıp onbeşmilyon emeklinin “aylık gıda harcamasını”, aldığı yedibinbeşyüz lira ile nasıl karşılayabildiğine geliyoruz! “İktidar” ergilerini başkasıyla bölüşmemeye kararlı olanların, emekliyi “açlıkla” doyurmaya çalışma eylemlerinin başarı ile sonuçlanmasını beklemek ne denli akılcı bir yaklaşım olabilir? Düşünsenize ekmeği kuyrukta, eti kuyrukta, pazar gereksinmesini son dakikalarda almaya tutsak yaşamaya iten etmenler kimin “kimin” yaptıklarının bedeli?

“İktidar” neden emeklilerin içinde bulunduğu koşullar görmezden geliyor, neden geçtiğimiz hafta toplanan mecliste “emeklilerin” yaşamlarının iyileştirilmesi önerisi “iktidar” vekillerince “ret” ediliyor, diye sorgularken AKP Adana Milletvekili Sunay Karamık çarpıcı bir açıklama yaptı! Karamık açıklamasında “eşini yitiren kadın, hem eşi hem de yaşamını yitiren babasından aynı anda iki ayrı maaş alabilecek” müjdesini verdi!

***

“Emekli olabilme” olayına hiç girmeyeyim isterseniz! Şimdi EYT’liler, oradan gün sayısını doldurmak için her yolu deneyenler, bankalara borçlandırılanlar, gelecekleri tutulanlar…

Emeklinin ya da eşini yitiren kadının “beklentisi” bu mu? Ülke nüfusunun büyük çoğunluğu “yaşadığını” bilmiyor, doymuyor, üretemiyor, ürettiği ile yaşamını güzelleştiremiyor, yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalıyor, bağışıklıklarını geliştiremediğinden dolayı en küçük bir esintide hasta oluyor, en önemlisi ev içerisinde “mutlu” olamıyor; görmüyor musunuz da “yaşamını yitiren baba” etrafında döndürüyorsunuz? Sokağa baktığınızda ne görüyorsunuz? Yok artık!

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP