Yurttaşa ekonomik özgürlük…

Yurttaşa ekonomik özgürlük…

ABONE OL
Nisan 4, 2024 21:07
Yurttaşa ekonomik özgürlük…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

OKTAY EROL

Konuyu “nereden” ele almış olursanız/ olun, bir ucu “ekonomiye” dokunuyor! İnsana içinde bulunduğu zorlukları, çektiği acıları, genç kuşağın gelecek kaygısını anımsatıyor! Denemesi kolay, çıkın yola, sokakta koşuşturan insanların telaşını, kiminin birbirine bağırmasını/ kızmasını, asılmış yüzünü, boşluğa uzanmış bakışlarını göreceksiniz! Hele bir de açlıkla sınanan emekliyse, hele bir de ev sahibi le arasında kira sorunu varsa, hele bir de geceden et kuyruğuna girmesine karşın boş eve dönecekse!

Siz düşünün artık yurttaşın durumunu! Düşünecek yerleriniz birilerine sunulmamış, aklınızla/ yaşadıklarınızla sorgulayarak karar alma istencinizi kullanabiliyorsanız düşünün! İnanıyorum ki; yurttaşın “yaşadıklarını” hiç de hak etmediğini, göz göre göre “bilinmezliğe” sürüklendiğini, bir avuç katmanın gücüne güç katıldığını, karın doyurmak pahasına halkın oyalandığını düşüneceksiniz!

***

Bunu “hep” yazıyorum da; değişen bir şey yok ki! Üstelik her geçen gün insanların kaygıları daha da büyüyor! “İktidar”, insanlar her ne denli yoksullaşır, her ne denli kaygıları/ acıları artarsa “o denli” umut oluyor; garip değil mi? Acıları, kaygıları yaşatan kimse… Siz olsanız ne yaparsınız? Halkın alım gücü dünden geriye gitmesine, dün aldığını alamamasına karşın “iktidar” verdiği sözlerle/ algı gücüyle kendine yönelmesini başarıyor!

Bir ay sonra yapılacak olan bir seçim var! Genel seçim olalı daha bir yıl olmadı! O zamandan bu yana halkın temel gereksinmelerinin tamamı ikiye katlandı! Duyarlılık, “iktidarı” sokağa çıkamaz duruma getirmesi gerekirken, “muhalefetten” daha rahatlar! Dokunduğun her şey “ekonomiye” dayanıyor, dedik! Çiftçinin üretimde kullandığı, piyasadaki tüm ürünlerin ederlerin etkileyen akaryakıt bir yıl içinde iki katını aştı! Birçok kişi artan ulaşım bedeli nedeniyle yakınlarıyla bile görüşemiyor! “İktidarın”, yaşananları umursamaz tavrı “garip” değil mi?

***

“İktidar” bir yandan, diğer yandan “muhalefet” mitingler düzenliyor! Yapacaklarını anlatsınlar, yanlışlarını açık yüreklilikler belirtsinler; sorun yok! Ancak, yaptıkları mitingin “bedelini” yurttaşın sırtına yüklemeleri yetmiyormuş gibi, “emeklinin” aylığında yapılabilecek her kuruş için kılı kırka bölme çabaları “elbette” karşılığını görmeli de; olmuyor!

“İktidardan”, daha dün “emekliye muhalefetin sözünü ettiği zammı verecek olsak, 2024 yılında ülkemizde tek çivi çakmasak tüm yatırım bütçesini buraya aktarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor” savunması geldi! “Emekliye zam” yapılması durumunda, tüm yatırımların aksayacağı belirtildi! Peki, on yıl önce, asgari ücretle karşılaştırması yapıldığında böyle değildi; o günkü dengeyi neden/ kim bozdu? Neden “emeklilerin” yaşam koşulları son on yılda katlanarak büyüdü? Neden “emekliden” istenen özveri, ülkenin en çok kazananından da alınmadı? Hak mı bu?

***

İnsan yaşamak istiyor; onun için de temel gereksinmesine yetecek kadar bir gelir istiyor! Özellikle “iktidarın” üzerine düşen ödev bu, “muhalefetin” de bu durumu izlemesi gerekiyor! Şimdi “hepsi” kalabalık mitingler düzenliyor, seçim sözleri için de sözler veriyor; en çok da “iktidar”!

Halkı “yoksullaştırdıkça” etkili olacaklarını öğrendiler! Bir yandan halkın mülksüzleşmesinin önünü açıyorlar, bir yandan da halkı “üç kuruş” için alanlarında topluyorlar! Sıkça yinelediğim düşünürün “ekonomik özgürlük olmadan hiçbir özgürlükten söz edemezsiniz” sözü karşımıza çıkıyor! Yalan mı?

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP