Faşizmi Tanımadan, Doğru Mücadele Veremezsin!(1)

Faşizmi Tanımadan, Doğru Mücadele Veremezsin!(1)

ABONE OL
Kasım 30, 2024 06:16
Faşizmi Tanımadan, Doğru Mücadele Veremezsin!(1)
0

BEĞENDİM

ABONE OL

MEKİN ŞAHİN

Faşizmi Tanımadan, Doğru Mücadele Veremezsin!(1)

Devlet kavramının ne anlama geldiğini, görevlerinin ne olduğunu bilmeden; devlet yönetim biçimi olan faşizmin özelliklerini bilemezsin. Sınıfsız, ülkesiz ve devletsiz toplumdan; sınıflı, ülkeli ve sistemi koruma adına yürütme, kurallı ve askeri güce sahip örgütlenmeye geçildi. Bu örgütlü yapının adı devlettir. İlk anda örf anane ve gelenekle yönetilen devlet; üretim sistemi değiştikçe, evrensel hukukla birlikte ülkelerin özgün koşullarına ait hukuk kurallarıyla devletin, sistemin ve üretim güçlerinin, üretim ilişkilerinin sınırını çizdi.
Her sistemin kendine özgü üretim ilişkisinde; üretim aracına sahip olanlar arasındaki ilişkiyle, üretici güçlerin etkinliğinin derecesine göre yönetim biçimi oluşturuldu. Kapitalizm; feodalizmi tasfiye eden burjuvalar ve burjuvalarla iş birliği yapan üretici güçlerin yaptığı işbirliğiyle kuruldu. Sistem kurulurken bütün burjuvalar sistemden faydalandı. Üreten işçiler ise feodalizmdeki pozisyonundan farklı sosyal konuma kavuştu. Artık çalışmakta yada çalışmamakta özgürdüler. İş güçlerinin karşılığını bir ücret karşısında alıyorlardı. Semaye birikimi güçlendikçe önce ülke pazarında, sonra dış pazarlarda tekelleşme oldu. Sistemi dün tüm burjuva kontrol ederken, tekelleşme sonunda pazarları güçlenen tekelci burjuva kontrol etmeye başladı. Sistemdeki egemenlik konumu değişince; üretim ilişkilerindeki örgütlenme ve hukuk kurallarda değişti. Tekelleşme öncesi demokratik hak ve özgürlükler daha geniş halk kesimini kapsarken; tekelleşmeyle birlikte çok dar alandaki tekelci burjuva ve onlara itaat edenleri kapsar hale geldi.
Kapitalist sistemde oluşan tekelleşme, teknolojideki gelişme üretim kapasitesini artırdı. Üretilen malın tüketimini ülke pazarı sağlayamadığı için başka ülke pazarları gerekti. Bu nedenle kapitalizmde yayılmacı, ilhakçı ve sömürgeci politikalar öne çıktı. Sosyolojik tanımı emperyalizm olan yeni süreçte yayılma iki aşamayla başladı. İlk anlarda ordularıyla zorla başka ülkeleri ilhak ederek, o ülke kaynaklarını ve pazarlarını istediği biçimde kullandı. Zamanla ülkesi ilhak edilen halkların kurtuluş mücadelesi vermesiyle; yeni sömürgecilik sistemi geliştirildi. Hedefledikleri ülkelerde işbirlikçi tekelci sermaye ve işbirlikçi siyasi partilerle; o ülkenin kaynaklarını, pazarlarını ve jeopolitik konumunu kullandı. Devletin ikili özü içinde bir fiil yer aldı. Bir avuç oligarşi tarafından egemenlik kurulduğu için devlet yönetim biçimine oligarşi devlet yönetimi dendi. Oligarşi devlet yönetimin karakteristik özelliği anayasal kurallara uymakla birlikte, toplumsal muhalefet yükseldiğinde baskı ve hukuksuzluğu, toplumsal muhalefetin zayıf olduğunda reformist ve hukuk kurallarına uyan bir yönetim biçimi olmasıdır. Kısaca hoşgörülü gözüken hoşgörüsüz devlet yönetimi! Kapitalist sistemde üç devlet yönetimi var: 1. Burjuva demokratik cumhuriyeti 2. Oligarşik diktatörlük 3. Faşist devlet yönetimi.
Kapitalizm bulanımlar üzerine oturtulan sistemdir. Çok fazla üretmek ister, çok fazla artı değeri cüzdanına koymak ister. Bu nedenle iş gücünü ucuza alır. Bu defa alım gücü düştüğünden üterilen mallar pazarlarda tüketilemez. Toplumda kaos ve krizler yaşanır. Halk bu biçimde yönetilmek istemez. Bireysel tepki zamanla örgütlü tepkiye dönüşür. Zora düşen tekelci burjuva ve emperyalist güçler; her şeyi zorla, adaletsiz yönetimle ve hukuksuz kurallarla yöneten devlet yönetimini tercih eder. Kısaca faşizmi tercih ederler. Faşizmin Tanımı Faşizm, toplumu baskı altında tutan bir siyasi ideoloji ve harekettir. Totaliter bir devlet yapısını ve güçlü bir lider figürünün egemenliğini öngörür. Faşist ideoloji, milliyetçilik, ırkçılık, otoriterizm, şiddet, terör, militarizm, anti-demokrasi ve Hukuku yok sayarak, makyavel özelliklere dayanır. Bir gün anayasaya sarılır, başka gün sarıldığı anayasayı yok sayar. Amaçları uğruna her yolu mübah sayarlar. Ordu ve polis teşkilatının dışında özel silahlı birlikleri kurarlar. Hukuk dışı işleri özel birliklerine yaptırır.
Din ve ırk üzerinden ideoloji yaratarak, bu duygulara duyarlı halkı kendi amaçları adına kullanır. Faşist hareketler, genellikle ulusal birliği, güçlü bir devleti ve lideri, toplumun disiplinini ve sınıfsal birlik içinde milli çıkarları vurgular. Faşist liderlerin kişisel gücü ve karizması ön plandadır ve liderlerin iradesi tüm toplum üzerinde egemen olmalıdır. Faşizm, sert bir hiyerarşi, sansür, baskı ve şiddet kullanımını teşvik eder. Faşizm, genellikle demokratik kurumları reddeder ve totaliter bir devlet yapısını savunur. Bireysel özgürlükler ve insan hakları, faşist rejimlerde sınırlıdır ve burjuva egemen sınıfının çıkarlarına göre şekillendirilir.
Irkçılık, ayrımcılık ve nefret politikaları da faşizmin temel unsurları arasındadır. Bir avuç insan akıl almaz zenginleşirken, halkın önemli kısmı yoksulluk sınırının çok altında yaşamaya mahkum edilir.
Türkiye yapılan anayasa değişimiyle faşizme hızla geçti. Köklendikçe, güçlendikçe daha pervasız, daha adaletsiz ve hukuk tanımaz oluyorlar. Kendi iktidarları için ülkede ötekileştiren dil kullanarak, halkta düşmanlık yaratırken; bu politikaların yanlış olduğunu söyleyenleri bölücü ve vatan haini ilan ediyorlar. Paradoks tarzlarını her gün yeniliyorlar. Amaçları uğruna devleti var eden kurumları kullanmaktan çekinmiyorlar. Can Atalay üzerinden yeni bir oyun kuruluyor. Ülkelerin denetleyici ve bağlayıcı kurumu Anayasa mahkeleri ve ülkelerin anayasasıdır. Devleti oluşturan Yürütme, yargı ve yasama arasındaki dengeyi; yurttaşın anayasal hak ve özgürlüklerin bu üçlü tarafından ihlalini inceler.Anayasaya aykırı uygulama varsa tespit eder, yapılması gereken hukuki durumu; aldığı kararla somutlaştırır. Aldığı karar tartışılır ama bağlayıcıdır. Devletin hiç bir kurumu ve yöneticisi alınan kararı uygulamıyorum diyemez.
Tek müstesna durum, devlet yönetim biçimi faşizmse, işine gelmeyen kararı kim alırsa alsın umurunda olmaz. Uygulamaz! Devleti yöneten AKP-MHP hükümeti, anayasa mahkemesinin Can Atalay kararını bu nedenle yok sayıyor.
Türkiye’deki demokrasi güçleri, demokrasiden yana olan siyasi partiler ve STK’lar bu gerçek ışığında ne yapmalıyız sorusunun karşılığını objektif analizler üzerinden bularak; demokrasi bayrağı yükselmelidir…
Faşizme karşı cephe yaratamayan siyaset, daima sınıfta kalır.
(Devam Edeceğim)

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

teslabahis casinoport pashagaming betkom mislibet casino siteleri
istanbul eşya depolama