İBRAHİM FAİK BAYAV
Kur’an ayetlerinde ileri zamanda olacak şeylerden biri, İbrahim Suresi’nin 35’nci ayetinde bulunuyor ”Ayetin meali şu: ”İbrahim, bir zaman dedi: Rabb!.. Bu beldeyi emniyetli kıl. Beni ve oğullarımı sanemlere boyun eğmekten uzak tut”
Bu ayette ve devamı ayetlerde Allah’ın elçisi bildiğimiz Hz. İbrahim anlatılıyorsa da içinde gizlenen sır, yüzyıllar sonrasında ortaya çıkacak ‘İBRAHİM’ adlı kişidir.
Ayetin birinci kelimesi: ”İz kâle ibrahîm rabbi”. Yani, İbrahim, ey Rabb, dedi.
İbrahim’in ”ey Rabb!..” diye yakarması, ne zaman olduğu bilinmeyen bir zamanda olmuş. Tarih onun yaşadığı zamanı M.Ö. 2000 olarak gösteriyor. Ayette ilerideki zamanda yaşayacak İbrahim adlı kişi de bu ifadenin içinde.
”İz kâle ibrahîm rabbi” kelimesinin ebced değeri 1292. Bu, Hicri 1292 yılıdır. Miladi 1876 yılının karşılığıdır. Bu tarih yakınında dünyada, bir tane ‘ibrahin’ adında şahsiyet var: Abraham Linkoln.
İngilizce Yusuf Ali meali: Remember Abraham said: “O my Lord! make this city one of peace and security: and preserve me and my sons from worshipping idols”.
İbrahim o zamanda Rabb’e, ”Bu beldeyi emniyetli kıl. Beni ve oğullarımı sanemlere boyun eğmekten uzak tut” diyerek yakarmış.
İbrahim’in (Abraham’ın) Rabb’den emniyetli etmesini istediği belde, içinde yaşadığı bugünkü Amerika Birleşik Devletleri’dir.
Amerika Birleşik Devletleri’nin kuruluş tarihi 4 Temmuz 1776. Abraham Linkoln bu devletin 16’ncı devlet başkanı. Amerika tarihinin (kurucusu hariç) tek önemli şahsiyetidir.
Kristof Kolomb’un keşfinden sonra Avrupalıların akın ettiği Amerika toprakları, Hz. Muhammed’in zamanındaki Mekke müşriklerinin ‘kölecilik’ anlayışını şiddetli biçimde yansıtıyordu. Sektör haline gelen kölecilik ile, Afrika kıtasından siyah insanlar kaçırılıyor, Amerika’ya getirilip satılıyordu. Bu insanlar her tür insan hakkından mahrum bırakılıp iş alanlarında çalıştırılıyordu.
Abraham Lincoln’ün hayatına baktığımızda, O’nun köleciliğe reddiye anlayışıyla, Cumhuriyetçi Parti safından Meclise girdiğini öğreniyoruz. Afrika’dan kaçırılan siyah insanları köle eden ağalara karşı savaş açmış, bu anlayışı kabul eden taraftarlarca 1860 yılında Amerika Birleşik Devletleri başkanı olmuş.
”Savaş açmış” ifadesini, ‘cidal-mücadele’ anlamında değil, ‘cehd-mücahede’ anlamında anlamak gerekir. Abraham Lincoln’ün hukuk adamı olduğu dikkate alınmalıdır. Olay daha sonra köleci muarızlar tarafından cidale (kanlı mücadeleye) dönüştürülmüştür.
1861 yılında, Jefferson Davis’in Abraham Lincoln’e karşı Amerika Devletler Federasyonu’nu kurmasıyla ülke ikiye bölünmüş ve Amerikan tarihindeki Kuzey-Güney Savaşı çıkmış. Savaş beş yıl sürmüş. Savaşın sonucu 1865 yılı başında Abraham Lincoln’ün ordusunun galibiyetiyle sonuçlanmış. Abraham Lincoln’ün Ölümü ise: 14 Nisan 1865.
Ayetin ikinci kelimesi: ”İc’al haza’l-belede âminen”. Yani, bu beldeyi güvenli kıl.
‘Âminen’ sözcüğü, ’emine’ fiilinin failidir. Sıfata dönüşür.
‘Aminen’ olsun demek, içinde bulunduğum belde sükun oluşturan, gelecek korkusu bulundurmayan, herkes için özgürlük taşıyan belde olsun demektir. İstek Rabb tarafından kabul edildiğinde, servet ve makam gücüne sahip kişiler, alt tabakadaki zayıf insanlara artık baskı kuramayacak, onları adi biçimde kullanamayacaktır. Yani, hukuk işleyecektir.
Üçüncü kelime: ”Ve ücnübnî beniyye en nabüde’l-esnâm”. Yani, beni ve çocuklarımı sanemlere boyun eğenlerden uzak tut.
‘Sanem’, Türkçe lügatlerde, ‘put’ ya da önünde eğilinen heykel olarak gösteriliyor. 36’ncı ayette, İbrahim’in ”onlar insanların çoğunu sapıttırıyor” dediğine göre, ‘sanem’ sözcüğü mecaz olur. İbrahim’in ”boyun eğmekten uzak tut” yakarması, sektör haline gelen köleciliğe bizi bulaştırma anlamını verir.
Rabb, yani Yaratan, kendisini çağıran, istekte bulunan kuluna nasıl cevap vereceğini kimse bilemez.
Abraham Lincoln, savaşı kazanmasından kısa zaman sonra, 11 Nisan’da, Afrikadan kaçırılan ve onlardan doğan siyah insanların hakları hakkında konuşma yapınca, 14 Nisan’da, arkasından ateşlenen silahla öldürüldü. Aynen Mekken’in kölecilerine aman vermeyen İkinci Halife Hz. Ömer’in öldürüldüğü gibi.
Abraham Linkoln’ün dört çacuğu olmuş. İkisi küçük yaşlarda ölmüş. Demek ki Rabb’e edilen dua, bu şekilde kabul edilmiş.