İBRAHİM FAİK BAYAV
Rahman Suresi’nin Türkçe çevirisi tüm meal ve tefsirlerde mevcut. Sure’yi çevirisinden okuyanlar, ayetlerin ilginç mesajlar içerdiğini fark ediyorlar. O zaman verilen mesajları bilmek ve anlamak isteyeceklerdir. Biz de Rahman Suresinin ayetlerindeki mesaları bilmek ve anlamak istedik; kendi kapasitemiz dahilinde tevil etmeye çalıştık. Bakalım, Sure’nin ayetleri karşımıza hangi olayların görüntüsünü getirecek. İrdelemeye başlayalım:
Rahman Suresi 1: E’r-rahmanü: اَلرَّحمنُ
Sure ‘Rahman’ kelimesiyle başlayınca, Mekkeliler merak etmişler ‘Rahman nedir?” diye sormuşlar. Demek ki o bölgede o ana kadar bu kelime kullanılmıyormuş. Kelimenin ‘merhameti bol’ anlamında olduğunu o zaman öğrenmişler. Türkiye’deki Müslümanlar da Türkçe çevirisini okuduklarında öğrenmiş oldular. İyi ama ‘Merhamet’ ne demek?
‘Merhamet’ sözcüğü Türkçe sözlükte ”Başkalarının durumu karşısında duyulan şefkat hissi. Acıma” şeklinde belirtilmiş. Eğer böyle ise… bu sıfat İslami literatüre neden ”sadece Allah için kullanılır” hükmü kaydedilmiş? Halbuki tüm yaratılanlar Allah’ın isimlerinin cüzünü yansıtırlar.
Şimdi burada şu soru akla gelir: Mekkelilere kendini ‘Rahman’ ismiyle tanıtan Allah, o devrede, kimlere şefkat ve acıma duygusunu göstermiş?
Cevap: Mekke’de varlıklı ağaların zulmü altında yaşam süren, sosyal haklardan mahrum bırakılan herkese… Allah, Mekke soylularının içinden seçtiği Hz. Muhammed ile ‘RAHMAN’ ismini o insanların üzerinde göstermiştir.
Soru: Nasıl göstermiştir?
Rahman Suresi 2: ”Allame’l-kur’ane” علَّمَ الْقُرآنُ hükmü ile. Yani Kur’an diye bilinen söz ve açıklamaları Hz. Muhammed’e öğretmesiyle.
‘Allame’ عَلَّمَ fiili, ‘bildirme’ veya ‘bilineni’ öğretme hareketini yaptırıyor. Hz. Muhammed diğer sürelerde belirtildiği gibi kendisine getirilen vahyi ağır ve dikkatli tekrar ederek öğrenmiş ve hakikate ulaştıracak yolun hangisi olduğunu bilmiştir.
Rahman Suresi 3: Halaka’l-insane”. خَلَقَ الْاِنْسَانَ Yani, Rahman olan Allah insanı yarattı.
Soru: Yaratılan insan kim?
Cevap: Yaratılan insan, insanların içinde yeni bir insan olan Hz. Muhammed’dir. Mekke’nin insanları, onun yansıttığı ahlakı daha önce görmemişlerdi ve bilmemişlerdi.
Rahman Suresi 4: Allamehü el-beyan”: عَلَّهُ الْبَيانَ Yani, Rahman olan Allah, ona beyanı öğretti.
‘Beyan’, بَيانَ okunan veya söylenen bir sözün topluma usulüyle anlatılmasıdır. Hz. Muhammed, Allah’ın RAHMAN ismini toplumda tecelli ettirecekse, ‘beyan’ gücünü öğrenmesi ve uygulaması şarttır. Bu ayet, beyan gücünü, o toplum içinde, o an için sadece Hazreti Muhammed’e verildiğini belirtiyor.
Hz. Muhammed’in zamanından soraki zamanlarda Mekke ağalarına benzer ağaların cenderesinde yaşam süren her toplum için, Allah’ın RAHMAN ismi tecelli edecektir. Allah, kullarından bir veya bir kaç kula, bilinmesi gerekenleri öğretecektir… Ve hatta onlara, öğrendiklerini topluma sunabilecek ‘beyan’ gücünü de verecektir. Burada bilinmesi gereken şu: ‘Allamehü beyan’ ifadesi, kesin netice alınacak anlamına gelmez. Toplum fertlerinin ‘anlayış’ kapasiteleri Neticenin oluşumuna etki edecektir. Toplum fertlerinin merhamete layık olup olmamaları ise ayrı konudur.
İbrahim Faik Bayav
(10.06.2025 09:05)