MEKİN ŞAHİN
Bizi öyle bir yere getirdiler ki, ağıt semalarımızdan eksik olmuyor. Kurşun sesleri bitmiyor. Ya cezaevi ya da canları öldürüyor. Gök yüzündeki çığlık artıyor ama uçkuru düşük soytarılar gibi önümüze konan kara kazanın dibini sıyırarak, Türkiye gerçeğinden ırak kalıyoruz. Aymazlıkla depolitizasyona hizmet ediyoruz. Ölümü kanıksadık! Açlığı, yokluğu, işsizliği; kaderin bize sunduğu arkadaş yapmışız.
Düşmana dost, dosta düşman damgasını vurmaktan kaçınmıyoruz. Ne kendimizi ne çevremizi ne yaşanan hiçbir şeyi sorgulamıyoruz. Sorgulama fırsatı da vermiyorlar.
Açılımla başlandı, şimdi saç baş yoluyoruz. Kız verdik, aldık; aynı sofrada yedik içtik. Ama farkımızı kullanarak bizi birbirimize düşman yapıyorlar. Açılımın kendi açık değil.
Devlet Bahçeli Öcalan’a çağrı yaptı. Neden yaptı. Amacı nedir. Kapalı kutu. Halk şaşkın biçimde baktı. Türkiye siyaseti şaşkın. Halk sonucu görmek için bekledi. Süreç ilerliyor, halk hiçbir şey hissetmiyor, görmüyor ve yaşamıyor.
Gördüğü tek şey ağır ve göz yaşının devam etmiş olmasıydı. Kayyumların devam etmesi. Aydın, gazeteci ve hükümete aykırı laf eden önce soruşturma başlatılarak tutuklanıyor.
Umudu aşılayanlar, umudun içini doldurmadığı gibi var olanı iyice boşaltıyor. Halk korku, panik ve dışlamanın en üst seviyesini yaşıyor ama tepki veremiyor.
AKP politikalarını eleştiren muhalefet elle tutulur çözüm politikalarını halka sunmuyor. Öyle ki Türkiye halkına sunduğu somut çözüm programı veya projesi yok.
MHP VE PKK yeni kurulan oyunun iki aktörü. Dün düşman bugün kol kola çözüm çabası içindeler. AKP ümmetçi tavrıyla çözümün sağlayacağını düşünüyor ve hem nalına hem mıhına vuruyor.
CHP Türkiye’de esen milliyetçi rüzgârın etkisiyle, çözüme sonuç getirmiyor. Gelişmeye ve bölgeye göre tavır sergiliyor.
DEM kendi içinde bütün değil. Ayrılıkçı düşüncede olanda var, güçlü yerel yönetim iddiasıyla eyalet sistemini savunanda var.
Bu yaklaşımların hiçbiri Türkiye’de Kürt sorununu çözecek öze sahip değil. Türkiye gerçeğiyle örtüşmüyor. Her adımları yeni sorunlara gebe.
Türkiye etnik olarak homojen bir kültüre sahip değil. Çok farklı kültürle birlikte yaşamı sürdüren ülkedir. Dilleri ve kültürleri farklı halklar var. Bunlardan biride Kürtlerdir.
Kürtler Anadolu sınırları içinde yaşıyor. Ve çözülmesi gereken sorunları olduğunu iddia ediyorlar. Bu taleplerinin karşılık bulmasını istiyorlar. Çok farklı kültürlerin olduğu ülkelerde, o ülkeyi oluşturan aslı unsurlar var.
Asli yurttaşların yanı sıra azınlıklar bulunur. Türkiye’de bu konu açıklığa kavuşturulmalıdır. Kim aslı unsur, kim azınlıktır? Talepler bu tespite uyacak biçimde karşılık bulur. Soru şu: Anadolu’da yaşayan Kürtler asli unsurumu, azınlık mı? Yanıtı net ifade edilmeli.
Talep ve çözümün anahtarı sorunun yanıtında vücut bulacak. Kürtlerin talebi nedir? 1.Ayrılmak! 2. Yaşadıkları bölgede ki kaynakların yerinde kullanılması ve dillerinin geliştirilmesine olanak tanınması. Kürtleri asli ya da azınlık konumu ve diğer talepleri konusunda; siyaset dünyası net çözümle yanıt veremiyor.
Vermiyor. Çünkü defterlerinde çözümleri yok. Çözümü sağlayacak tek şey, sorunun açık, yalın ve amasız tartışılmasıdır.
………………………………………………………………………………
Bilgi çağında tıkanan emperyalist-kapitalist sistem çıkış yolunu ülkeleri ve halkları sömürge yapmakta buluyor. Ülkelerde özgürlük ve bağımsızlık mücadelesine sıcak bakmadığı gibi onu yok etmek adına insanlık hukukuna aykırı her yola başvuruyor.
Bu politikalardan biride, ülkeleri yönetecek hükümeti, dizayn ettikleri siyasi partilerle kontrol altına almak. BOP’un hedeflerinden biri Türkiye’dir. Jeopolitik ve kaynak çeşitleri güçlü olan Türkiye devletinin kontrolünü hiç kaybetmek istemiyorlar.
CHP üst yönetimi 2009 yılından itibaren sallanmaya başladı. Bir biçimiyle kontrol edildi. Ancak CHP üyeleri özgürlük, tam bağımsız Türkiye ve anti-emperyalist tutumu çok diri.
CHP tabanının diriliğini CHP yönetim tarzını zaafa uğratarak, tabanın etkisi dışına taşımak istiyorlar. CHP yönetimleri 2009 sonrası tabanına rağmen çok hatalar yaptı. Hatalar yüzünden bir türlü devleti yönetecek gücü elde edemedi.
14 Mayıs genel seçim sonuçları CHP’de yeni bir kırılmanın kapısını araladı. Kapı doğru iddia üzerinde açıldı ama parti yönetimi değişmesine rağmen; CHP partileşme sürecinde ne değişti, nede dönüştü. Parti demokratik kurallar işlemedi.
Dar alana sıkışan yönetim, kurultay öncesi anlaşılan talepler feodal siyasetle devam ediyor. Kurultay öncesi anlaşmaya göre Özgür Özel CHP genel başkanı, Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olacaktı. Özgür Özel genel başkan oldu. Ekrem İmamoğlu; karşısında güçlü aday olmadığı, hatta hiç aday olmayacağı için Mart ayında CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olacak.
Görüldüğü üzere değişen, dönüşen bir şey yok. Değişen isimler ve feodal siyasetin yürüdüğü başka yol. İşte tam bu aşamada CHP kurultayı tartışmaya açıldı.
Tüm siyasi partilerin en yetkili kurumu Kurultaydır. Kurultay yürütme sürecini yöneten genel başkanı, PM’ni seçer. Programı, Tüzük ve yönetmenlikler yapar. 2024 yılı Kasım ayında yapılan kurultayda genel başkan ve PM seçimi yapıldı. Özellikle genel başkan seçiminde kurultay delegesinin menfaat ve para karşılığı etkileyerek seçim kazanıldığı iddiası ve Cumhuriyet savcılığı soruşturması gündeme taşındı.
Özellikle cumhurbaşkanı adayı tespitinde Ekrem İmamoğlu’nun önünün açılmasından sonra gündeme geldi. Amaç Ekrem İmamoğlu ve CHP genel başkanını gayri resmi suçlu duruma düşürmek. CHP’ni halk nezdinde yıpratmak. Bu tutar mı? Mevcut iddialar somut delile dayanmadığı için bence tutmaz.
İddialar kurultay sona erdiği andan itibaren gündeme gelmiş ama yerel seçim gündemi iddiaların üstünü kapatmıştı.
Bugüne kadar onlarca kurultaya katıldım. Oy verdim. Bu tür iddialar hiç gündeme gelmedi. Sadece PM seçimlerinde kimi kişilerin listeyi yapan gurupların listesinde yer almak için özel ilişki kurduğu söylentisi nadiren olmuştur.
Bu Kurultayda iddiaların farklı olması, seçim öncesi il seçimlerini İstanbul dışında Kemal Kılıçdaroğlu ekibinin kazanmış olması. Özgür Özel’in sadece İstanbul ili kurultay delegeleriyle genel başkan seçilmesidir.
Sıkıntı var. Sıkıntı halkın gündemiyle, CHP gündeminin örtüşmemesi. CHP yönetimi acilen bir değerlendirme yaparak, halkın gündemini kendi gündemini birleştirmeli. Yapılan yanlışa son vererek, çözümleriyle kişi yerine parti kimliğiyle halkın umudu olma savaşını başlatmalı.
Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.