Üreme Sistemi

Üreme Sistemi

ABONE OL
Ekim 22, 2023 15:51
Üreme Sistemi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Dış genital organlar; vulva adı verilen iç ve dış dudaklar klitoris hiymen (kızlık zarı) ve çeşitli bezlerden oluşur.

Kadın Üreme Sistemi

Kadın üreme organları iç ve dış genital organlardan oluşur.

Dış genital organlar; vulva adı verilen iç ve dış dudaklar klitoris hiymen (kızlık zarı) ve çeşitli bezlerden oluşur. Vajina açıklığını çevreleyen iç ve dış dudaklar yağ dokusu ter bezleri kan damarları ve kıl kökleri içeren deri kıvrımlarıdır. Erkeklerde penisi oluşturan yapının kadınlardaki kalıntısı olan klitoris cinsel aktivite sırasında kanla dolarak sertleşen dokulardan oluşur. Hiymen (kızlık zarı) vajina açıklığının dış kısmını kaplayan ince bir zardır.

İç genital organlar; vajina rahim fallop tüpleri (üreme kanalları) ve yumurtalıklardan oluşur. Vajina vulvadan rahme doğru uzanan yaklaşık 7-9 cm uzunluğunda olan ve kaslardan oluşan bir yapıdır. Elastik olduğu için cinsel ilişki ve doğum sırasında gerilebilir. Rahim armut şeklinde bir yapıdır gövde ve rahim ağzından oluşur. Rahmin içi endometrium adı verilen ve her ay menstrual kanama (adet kanaması) ile dökülen bir tabaka ile kaplıdır. Fallop tüpleri rahim ve yumurtalık arasında uzanan yapılardır. Yumurtalıklardan atılan yumurtanın döllenmesi bu tüplerde gerçekleşir. Döllenen yumurta tüplerden geçerek rahme ulaşır. Yumurtalıklar kanalların her iki yanında yer alan ve çok sayıda yumurta içeren ceviz büyüklüğünde yapılardır. Östrojen ve progesteron gibi hormonları üreten yumurtalıklardan menopoz dönemine kadar her ay bir yumurta gelişerek atılır.

Kız çocuğu doğduğunda yumurtalıklarında 400.000 civarında yumurta bulunur. Doğumdan ergenlik dönemine kadar geçen sürede yumurta üretimi olmaz ve yumurtaların bir kısmı dejenere olur. Ergenlik ile birlikte her ay bir yumurta olgunlaşarak atılır. Yumurtalıklardaki yumurtaların dejenere olması sigara ilaç radyasyon ve çevresel faktörler arttırabilir. Yumurtalar çok azaldığında menopoz başlar.

Erkek Üreme Sistemi

Erkek üreme organları; penis testisler (yumurtalıklar) prostat ve seminal bezlerdir.

Testisler skrotum adı verilen yumurtalık torbalarında yerleşmiş bir çift bezdir. Testisler erkek karakteristiklerinin gelişmesini sağlayan testosteron hormonunun (erkeklik hormonu) salgılanmasından ve sperm hücrelerinin üretiminden sorumludur. Testisler seminifer tübüller olarak adlandırılan sperm hücrelerinin üretildiği ipliksi tübüllerden ve bu tübüllerin etrafında yerleşmiş testosteron hormonu salgılayan Leydig hücrelerinden oluşur.

Spermler epididimis adı verilen ve testislerin üst kısmında yerleşmiş yapı aracılığıyla vas deferense (sperm kanalına) boşalır. Spermler epididimisten geçerken hareketlilik kazanır ve olgunlaşır. Epididimisten çıkan spermler yumurtayı dölleme yeteneği kazanmışlardır.

Penis süngerimsi ve erektil dokulardan oluşur. Penisin erektil dokusu cinsel ilişki sırasında kanla dolar ve ereksiyon (sertleşme) gerçekleşir. İdrar ve meni penisteki üretra adı verilen kanaldan dışarı çıkar.

Erkeklik hormonunu üreten Leydig hücreleri oldukça dayanıklı hücreler olmasına rağmen sperm üreten seminifer tübüller çok hassas yapılardır. Bu yüzden infertilite problemi olan bir çok erkekte sekonder :):):):) karakterlerinin (erkeksi karakteristiklerin) gelişimi ile ilgili bir problem görülmez.

Üreme

Sperm ve yumurta hücresinin birleşmesi ile yeni bir hayatın temelleri atılır.
– Yumurtalıklarda hormonların etkisi ile büyüyen folikül içinde gelişimini tamamlayan yumurta adet siklusunun 14. günü yumurtalıklardan atılır.
– Çatlayan folikülün içinden salınan yumurta Fallop tüplerininin ucundaki fimbria adı verilen parmaksı çıkıntılar yardımı ile döllenmenin gerçekleşeceği tüpe alınır.
– Cinsel ilişki sırasında vajinaya boşalan spermlerden bir kısmı yüzerek Fallop tüplerine ulaşır. Spermlerden bir tanesi yumurta hücresinin içine girmeyi başarır ve döllenme gerçekleşir.
– Döllenme gerçekleştikten 24 saat sonra döllenen yumurta hücresi iki hücreye bölünür.
– Embryo olarak adlandırılan döllenmiş yumurta bölünmeye devam ederek tüp içinde ilerler.
– Embryo rahme ulaştığında dış zarı incelerek kaybolmuş ve hücre sayısı artmıştır. Bu yapıya blastosist adı verilir.
– Blastosist rahmin endometrium adı verilen iç tabakasına tutunur ve gelişimine devam eder.

Bir adet yumurtanın döllenebilmesi için bir adet sperme ihtiyaç vardır. Vajinaya boşalan spermlerin birçoğu yumurtaya ulaşmadan canlılığını kaybeder. Her ejakülasyonda (boşalmada) 100-300 milyon arasında sperm vajinaya boşalır. Sperm yoğunluğu mililitrede 20 milyondan az ise gebelik şansı azalır. Sperm sayısının yanında sperm hareketliliğinin yapısının ve yumurtayı dölleyebilme yeteneğinin de çok önemli olduğu unutulmamalıdır. Önce çok yoğun olan meni ejakülasyondan 20-30 dakika sonra sıvılaşır. Spermler rahim ağzındaki mukusu geçerek Fallop tüplerine (yumurtalık kanallarına) ulaşır. Sperm ve yumurta Fallop tüp lerinin orta kısmında karşılaşır.
Yumurta zona pellusida adı verilen bir zar ile çevrilidir bu zarı da korona adı verilen hücreler çevreler. Sperm zona pellusidayı (yumurta zarını) geçerek yumurtanın içine girer. Bunu sadece tek bir sperm hücresi başarabilir. Sperm ve yumurta hücreleri 23’er adet kromozom taşır sperm ve yumurtanın birleşmesi ile 46 kromozom tamamlanır.

Döllenmiş yumurta 0.1 mm çapındadır. Bir iki gün içinde yumurta 2 4 8 ve 16 hücreye bölünür ve döllenmeden 4 gün sonra 0.3 mm çapında morula adı verilen bir hücre topu haline gelir. Morulanın içinde sıvı birikerek blastosist adı verilen yapı oluşur. Döllenmeden 5 gün sonra yumurta rahme ulaşır.

İmplantasyon blastosist aşamasındaki döllenmiş yumurtanın rahmin endometrium adı verilen iç tabakasına tutunmasıdır. İmplantasyon yumurtanın döllenmesinden yedi gün sonra gerçekleşir.

İnfertilite (Kısırlık)

Genç bir kadının her menstrual siklusta düzenli cinsel ilişkide bulunduğu taktirde gebe kalma şansı %20’dir. Korunmayan çiftlerin bir çoğu ilk 6 ay içinde hamile kalır. 35 yaş üzerindeki kadınlarda bu süre uzayabilir.

Basit olarak infertilite bir yıl süresince çiftin herhangi bir doğum kontrol yöntemi kullanmamasına rağmen gebeliğin elde edilemediği durumdur.

Çiftlerde infertilite erkek kadın veya her ikisindeki problemlere bağlı olabilir. İnfertil çiftlerin %30’u erkeğe bağlı %30’u kadına bağlı nedenlerden dolayı çocuk sahibi olamamaktadır. Çiftlerin %40’ında ise infertilite eşlerin her ikisindeki problemlere bağlıdır. Erkek eşte sperm sayısının hareketliliğinin veya normal yapıdaki spermlerin azalması veya menide hiç sperm olmaması infertilite nedenidir. Ayrıca iktidarsızlık ve geriye boşalma da infertiliteye yol açabilir. Kadın eşte ise ovulasyonun olmaması endometriozis (karın içine kanamalar yapan bir hastalık) Fallop tüplerinin tıkalı olması ve rahimde myomların bulunması infertilite nedenidir.

Günümüzde evlenme yaşı ilerlediği ve evlenen çiftler çocuk sahibi olmayı erteledikleri için infertilite daha sık görülmektedir. Ayrıca enfeksiyonların daha yaygın görülmesi de Fallop tüplerinde tıkanıklığa neden olarak infertiliteye yol açabilir. Son zamanlarda yapılan çalışmalar her altı çiften birinde infertilite problemi olduğunu göstermiştir

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP