Casiye Suresi 16 ve 17: İsrail Yıkılır mı?.. Ne Zaman?.. Nasıl?..

Casiye Suresi 16 ve 17: İsrail Yıkılır mı?.. Ne Zaman?.. Nasıl?..

ABONE OL
Aralık 16, 2023 08:06
Casiye Suresi 16 ve 17: İsrail Yıkılır mı?.. Ne Zaman?.. Nasıl?..
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İBRAHİM FAİK BAYAV

7 Ekim 2023 Cumartesi günü, tüm dünya, Gazze’den İsrail’e atılan beş bin katliam füzesinin sesiyle uyandı. Bir kaç saat sonra, İsrail’den Gazze üzerine gönderilen uçaklarla ölüm ve yıkım bombaları döküldü. Türkiye’deki müslümanlar İsrail’i lanetlemeye, yıkılması için dua etmeye başladılar. Müslümanların içinde Kur’an ayetlerini gösterip ”İsrail yıkılacak” müjdesi verenler var. Belli ki Kur’an mesajını anlamamışlar.

İsrail Devleti yıkılır mı?

Her kurulan devlet, kuruluş şartlarını kaybettiğinde yıkılır. Devlet olamamış millet zaten yıkılır.

Casiye Suresi’nin İsrailoğulları’ndan bahseden 16 ve 17’nci ayetlerini 2020 yılının Ekim ayında yorumlamıştım. İsrailoğullarını daha iyi anlamak için tekrar, kelime kelime yorumlamak gerekiyor.

”Lekad ateyna beni İsraile”. Yani, İsrailoğullarına geldik.

Kur’an ayetinde bahsedilen olay, Tevrat bilgilerine göre Milat öncesindedir. Ayetin bu kelimesi, Hz. Muhammed’in zamanındaki Yahudiler muhatap alınıp söylendiyse de, o zamanın sonrasına da işaret eder. Ayetin لَقَد آتَيْنا بَنى اِسْرائلَ kelimesi cifir ilminin ebced değeri olarak 961 sayısını verir. Bu sayı, Miladi 1553 yılıdır.

”El-kitabe, ve’l-hukme, ve’n-nübüvvete” Yani, KİTAP, HÜKÜM ve NÜBÜVVET…

Gelme hareketinin sebebi bu üç unsurdur; İsrailoğulları’nın hayatına sokulacaktır.

Soru: Neden sokulacaktır?..

Çünkü, kitap, hüküm ve nübüvvet, bir toplumun ya da bir milletin gelişme unsurlarıdır.

Ayette ‘İSRAİLOĞULLARI’ tanımı, bu milletin milletler arasındaki yerinin önemini gösteriyor. Bu millet için ortaya çıkan her sebep ve sonuç, -Kur’an mesajı olarak- diğer tüm milletler için örnek olacaktır.

‘Nübüvvet اَلْنُّبُوَّةَ teriminin, ya da ‘nebiliğin’ herkese nasip olmayan bir meslek olduğunu anlıyoruz

‘Neb’en’ نَبْاً fiil mastarı, bir kimseye ortaya çıkma, topluma bilmedikleri haberi getirme, olayı duyurma hareketini yaptırıyor. Demek ki, İsrailoğullarına, -hakikati anlamaları için- durmadan nebi gelme zorunluluğu var.

”Ve razeknahüm min’et-tayibati”. Yani, değerli, iyi ve güzel şeylerden rızıklandırdık.

Rızık, رِزْقٌ Yaratan tarafından sunulan bağıştır. ‘Tayyib’ طَيِّبٌ olanların yenilmesi ve içilmesi ile  yaşamın devamılılığı sağlanır. Demek ki Yaratan tarafından İsrail’in soyunun yaşaması istenmiş. Amma rızk, sadece yeme içmeyle ilgili nesneler değildir. Yeme içme dışındaki her güzel ve iyi şeyler ‘tayyibat’ şümulündedir. Sahip olunmasıyla zevk ve mutluluk getirebilir. Bu kelimenin ebced sayı değeri, 952 ve 963’tür. M.1544 ve 1555 yılını gösterir.

Casiye Suresi’nin 16’ncı ayetinin son kelimesi şu:

”Ve faddalnahüm ala’l-alemin”. Yani, insanlık alemi içinde onları tercih ettik.

‘Faddale’ فَضَّلَ fiili, Türkçemizdeki FAZİLET isim sözcüğünü aluşturur. Bu fiil, maddi ve manevi değerleri, kişi veya toplum için aşırı derecede fazlalaştırır. Ayet ifadesinden anlaşıldığına göre, bu değeri kazanma becerisi, İsrailoğullarına Yaratan tarafından verilmiş.

”Ve faddalnahüm ala’l-alemin” وَ فَضَّلْناهُمْ  kelimesi ebced hesabıyla 1354 sayısını veriyor ve M.1934 yılını gösteriyor. 1934 yılı, İsrailoğullarının arz üzerinde -bilim yönünden- en güçlü olduğu devredir. Sadece ”faddalnahüm’ kelimesinin ebced değeri 925’dir. İsrailoğullarının ilim gücü ile fazilete erişmelerinin Miladi 1518 yılında başladığını gösterir. Devam edelim:

”Ve ateynahüm beyyinatin min’el-emri”: Yani, onlara yapılması gerekenleri bildirmek için geldik.

İlim edinenler, ilmin gerektirdiğini yapmaları gerekiyordu…

Üstteki kelimeyi mealciler, ”Din konusunda onlara (İsrailoğullarına) açık deliller verdik” şeklinde çeviriyorlar. Fakat ‘din’ terimin ne demek olduğunu belirtemiyorlar. Müslümanlar, ‘din’ denince beş şart üzerine oluşmuş Müslümanlık dini sanıyorlar.

‘Min’el-emri‘: مِنَ الْاَمْرِ Bu kelime, olması, yapılması gereken işlere ait buyruktur. Rastgele yapılan işlerden netice alınamayacağından, ‘buyruk’ o işlerin usulünü içerir.  O buyruk, İsrailoğullarına, anlayacakları dil ile -delil niteliğinde- beyan edilmiştir.

Soru: İsrailoğulları’nın ihtiyaç duyduğu şey ne idi acaba?  Buyruk nasıl bir talimat içeriyordu?

Buyruk, Milat öncesinde Mısırdan çıkarılan İsrailoğullarına Hz. Musa’nın getirdiği ON EMİR ile sınırlı tutuluyor. Günümüze yaklaşılan zamanda, ‘buyruk’ kuralları, edinilen ilim oranında artış gösterecektir. Buyruk, ne kadar kural artışıyla gelişmiştir, bilmiyoruz. ”ateynahüm beyyinatin min’el-emri” آتَيْناهُمْ بَيِّناتٍ مِنَ الْاَمْرِ  kelimesi ebced hesabına tutulduğunda, 1332 ve 1342 sayıları ortaya çıkıyor. Yani, 1913 ve 1923 yılları.

”Fe ma ihtelefü illa min badi ma caehüm ilmü”. Yani, ilim gelmeden ihtilafa düşmediler. Yani ilim geldi, ihtilaf başgösterdi. Neden?.. Çünkü eskiye ait usuller zihinlerinde taassup oluşturuyordu da ondan. Yahudilerin kendi içinden çıkan ilimadamlarının ortaya koyduğu hakikatler, -benim tahminimce- kabul edilmiyordu. Ya da ilim, kötüye kullanılıyordu. İlimin gelmesi, işlerin usülüyle yapılmasını gerektirecekti. İlmi hakikatlerin ret edilmesiyle, belaya uğrayacaklardı.

(Bugün Müslümanlar, ilmi hakikatleri, zihinlerindeki ‘nakil’ inancına ters görüp ret ettiklerinden aynı duruma düşüyorlar)

”İnne rabbeke yakdıi beynehüm”. Yani, Rabbin -günü gelince- aralarındaki ihtilaf için hükmünü verir.  اِنَّ رَبَّكَ يَقْضى بَيْنَهُمْ  kelimesi ebced hesabıyla 1352 sayısını verir. Bu sayı da önceki kelime gibi M.1932 yılını gösterir ve İsrailoğulları’na gelecek beyayı haber verir. Sekiz yıl sonra İkinci Dünya Savaşı başladı; 1942 yılında 11 milyon Yahudi’yi etkileyecek HOLOKOST meydana geldi.

”Yevme’l-kıyameti”… يَوْمَ الْقِيمَتِ Yani kıyamet günü!.. İkinci Dünya Savaşının bizzat kendisi…

”Fi ma kanü… fihi yehtelifün فيما كانوا فيهِ يَخْتَلِفونَ  Yani, İlmi hakikatlere itiraz etmeleri sebebiyle, soylarına gelen acı gerçek.

Casiye Suresi’nin 16 ve 17’nci ayetlerinde anlatılanlar, -Türk, Arap, Acem, Alman, Rus fark etmez- her milletin zihnine kazınacak uyarıcı örnektir.

Soru şu: 7 Ekim 2023 gününden itibaren, 15 gün boyunca attığı bombalarla Gazze’yi harabeye çeviren, -çocuk, kadın, ergen- sekiz bin ölüm oluşturan İsrail, Kur’an’da bahsedilen İsrailoğulları’nı mı temsil ediyor?

Eğer öyle ise, ”İnne rabbeke yakdıi beynehüm’ ayet kelimesi yeniden tecelli edebilir. ‘‘Rabbeke yakdî beynehüm yevme’l-kıyâme” kelimesi, H.1491, M.2069 tarihini gösteriyor. Peki, kıyamet kimlerin başına patlayacak sanılıyor?

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.