Dişhekimlerinin en sık rastladığı diş çekimi sonrası komplikasyonlardan biri de alveolittir. Ya da diğer bilinen adlarıyla 3dry socket3, 3lokalize alveoler osteit3. Klinikte diş çekiminden 2-3 gün sonra çekim yerinde ortaya çıkan ağrı alveolitin varlığına işaret eder. Diş çekimlerini takiben bir miktar ağrı ve rahatsızlık oluşması genellikle normal kabul edilir. Ancak çekim sonrası ağrı, hatta yirmi yaş dişlerinin çekiminde bile, ikinci günde daha da azalmış olmalıdır.
Alveolit teşhisi tamamen hastanın anamnezine dayanarak konabilir. Ciddi alveolit vakalarında hastalar trismus, lenfadenopati, hafif ateş, halitozis ve halsizlikten şikayet eder. Çekim yerinde sürekli bir ağrıysa bütün alveolit vakalarında tipiktir.
Sadece anamneze dayanarak alveolit teşhisi koyulabilmesine rağmen, eğer küçük bir pamuk parçası alveol soketine değdirilecek olursa, pamuğa yerleşen ağır, rahatsız edici koku kolaylıkla alveolit teşhisini doğrulayabilir.
Alveolit Sebepleri:
Alveolit oluşumu çok çeşitli faktörlere bağlanmıştır. Mesela aşırı lokal anestezik kullanımı bunlardan biridir. Genel anesteziyle yapılan çekimlerden sonra çok daha az alveolite rastlanması bunu doğrular görünmektedir.
Alveolite en sık alt çenede azılar, özellikle yirmi yaş dişleri bölgesinde rastlanması, azalmış kan dolaşımı ve travmanın alveolit sebepleri arasında sayılmasına neden olmuştur. Bilindiği üzere alt yirmi yaş dişleri bölgesi en az kanlanmanın olduğu bölge olup, 20 yaş çekimleri genellikle daha travmatik olmaktadır.
Sigara ve oral kontraseptif kullanımı da alveoliti kolaylaştıran diğer sebeplerdendir. Ayrıca, alveolitin yetersiz pıhtı oluşumundan ziyade, hiç pıhtı oluşmaması nedeniyle ortaya çıktığı düşünülmektedir. Pıhtı oluşmadığında çıplak alveol kemiği açıkta kalacak ve kemikte sinir uçları olmamasına rağmen, sebebi tam anlaşılamayan bir şekilde ağrı meydana gelecektir. Ancak radyoterapi görmüş hastalarda diş çekimi sonrasında çıplak kemik açıkta kalmasına rağmen herhangi bir hassasiyete rastlanmamaktadır.
Tedavi;
Öncelikle alveol soketinde kök kalıp kalmadığından emin olmak gerekir. Çünkü kök parçası varsa çıkarılmadan alveolitin iyileşmesi mümkün olmayacaktır. Eğer kırık kök parçası ve çıplak nekroze kemik yoksa tedavi, alveol soketinin yıkanması ile başlamalıdır. Yıkamada ılık su, tuzlu su ya da tuzlu su-hidrojen peroksit karışımı (karışımın oranı 2/3 tuzlu su, 1/3 H2O2 şeklinde olmalıdır) kullanılabilir. Şiddetli ağrı, trismus ve halitozisin olduğu ciddi vakalarda yıkama işleminden evvel anestezi genellikle gerekli olabilir. Yıkamayı takiben, alveol soketini koruduğunu ve ağrıyı azalttığını tespit ettiğimiz, hazırlaması kolay ve ucuz olan aşağıdaki preparatlardan biri alveol soketine yerleştirilebilir.
Gaz iyodoform: Alveol soketinin tabanına temas edecek şekilde bir parça yerleştirilmeli ve 2-3 günde bir değiştirilmelidir.
Çinko-Oksit Öjenal patı: Birkaç damla öjenol, biraz çinko oksit tozu ve bir parça pamuk lifi bir spatülle siman camı üzerinde karıştırılır ve bir pat haline getirilerek kağıt peçete üzerinde fazla öjenolü emdirildikten sonra biraz vazelin eklenerek alveol soketine yerleştirilir. İlave edilen vazelin sayesinde çinko oksit aşırı sertleşmeyecek ve 5-6 gün sonra kitlenin alveolden çıkarılması kolay olacaktır. Öjenol ise kemik üzerinde ağrı kesici, hassasiyet giderici olarak rol oynayacaktır.
Tetrasiklinli jelatin sünger: Büyükçe bir jelatin süngeri alarak ortalama yarım santimlik parçalar halinde kesin. Ortalama 75 adet parçaya 1 adet 250 mg. tetrasiklin kapsülünü kesip tozunu her parçaya bulaşacak şekilde serpin. Sonra bu parçaları temiz kuru bir kavanozda saklayın. Her çekimden sonra alveol soketine bir parça yerleştirdiğinizde alveolit gelişme riskinin oldukça azaldığını göreceksiniz. Jelatin sünger alveol içerisinde birkaç gün içinde rezorbe olur. Çok az miktarda olmasına rağmen tetrasiklin alveoliti önlemede oldukça etkili olup, herhangi bir yan etki ve allerjiye hemen hiç rastlanmamıştır.
Ayrıca piyasada alveolit tedavisinde kullanılan birçok hazır preparat vardır. Bunları da rahatlıkla kullanabilirsiniz. Ancak bu önerdiklerimiz hem ucuz hem de hazırlanması kolay olup, oldukça yüz güldürücü sonuçlar alınmaktadır. Ayrıca eğer içeriğinde yağ ihtiva eden preparatlar (örn. Alveogyl) kullanırsanız, bunları bir süre sonra çıkarmanız gerekir. Çünkü yağ tamamen absorbe olmamaktadır. Birkaç yıl sonra alınan radyografilerde o bölgede radyolusent defekt alanları görülebilmektedir.
Ayrıca çekim öncesi tuzlu su, %1’lik klorheksidin veya diğer antiseptik gargaralarla hastanın ağzını çalkalaması alveolit riskini oldukça azaltmaktadır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.