Propolis; polen, arı sütü ve bal gibi tamamen doğal bir şekilde üretilen bir arı ürünü biçiminde ifade edilmektedir. Arıcılar propolise preboli ya da arı zamkı ismini vermişlerdir. Arıların birtakım ağaç tiplerinden (özellikle de iğne yapraklı olan ağaç tiplerinden) ya da bazı bitkilerin gövde, tomurcuk ve yaprak gibi bölümlerinden topladıkları reçine benzeri ürünleri arıların vücutlarının başında yer alan salgı bezleri ile salgıladıkları enzimler yardımıyla işlediği, transforme yaptığı özüttür. Aynı anda soğuğa karşı koruma, mikroorganizmalara karşı koruma, su yalıtımı ve ısıya direnç oluşturma gibi özellikleri mevcuttur ve yapışkan bir maddedir. Bunların haricinde, kendine özgü bir kokusunun olduğunu söylemek mümkündür.
Propolisin içeriğindeki maddeler, renk ve koku gibi birtakım özellikleri doğal bir madde olduğu için;
Aynı zamanda bu faktörler propolisin rengini de değiştirebilmektedir. Çoğunlukla koyu kahverengi bir renge sahip olan propolis bu faktörlerin değişmesi sonucunda şeffaf, kırmızı, yeşil ya da sarı bir renge bürünüp karşımıza çıkabilmektedir. Soğuk havada kırılgan ve sert bir yapıya sahiptir fakat sıcak havada ya da ortamda ise yapışkan bir yapıya geçmektedir.
Arılar propolis üretimi yaparak ub maddeyi kendi hayatlarında da pek çok yerde kullanırlar. Apis mellifera L. adıyla da bilinen bir bal arısı çeşidi, mandibulaları yardımıyla propolisi kovana taşır ve burada taşıdığı maddeyi mum ve tükürük yardımı ile karıştırarak pellet biçimine çevirir. Bal arıları, kovanda oluşturdukları propolisi;
Propolis hasat etmek için bu işin kovanlardan yapılmasını sağlayan en uygun aylar Eylül ve Ekimdir. Çünkü arılar kış mevsimine girilmeden önce kovanlarını en iyi biçimde korumaya alabilmek amacıyla kovandaki delikleri mümkün olduğunca propolis yardımıyla küçültmektedirler. Böylece bu propolisler süresi geldiğinde arıcılar tarafınca hasat edilmektedir.
Propolisin çözünürlüğüne göz atıldığında ise en az su içerisinde çözünüp ve en fazla alkol içerisinde çözündüğü gözlemlenmektedir. Aslında propolis saf su içerisinde, alkol içerisinde, gliserin ve glikol içerisinde de özütlenebilir. Fakat gliserin ve glikol içerisinde özütlenmesinin yapılması yönetmeliğe uygun değildir.
Bu doğal olan maddenin yapısına genel olarak bir göz atıldığında; %30 mum, %50 reçine ve bitkisel balsam, %10 esansiyel ve aromatik yağlar, %5 polen ve diğer maddelerin yer aldığı gözlemlenebilmektedir. Antimikrobiyal ve antioksidan özelliklere sahiptir. Buna ek olarak mantarlarla savaşma konusunda da oldukça etkili olduğu söylenebilir.
Propolis içerik bakımından çok zengindir, bu sebeple değerli bir gıda takviye ürünü ve bağışıklık güçlendiren ürün olarak bilinmektedir. İçeriğinde;
Propolisin içeriğinde 300’den çok bileşik olduğu bilinmektedir. Propolisin yararlı olarak atfedilen özellikleri çoğunlukla içeriğinde yer alan flavonoid gruplarından kaynaklanmaktadır. Flavonoid grubu şeklinde isimlendirilen bu grup çoğunlukla fotosentez yapan hücrelerde mevcuttur. Bu yüzden insanlar bireylerince sentezlenememektedirler. Bu sebeple de insan beslenmesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Arı poleninden daha değerli ve zengin bir içeriğe sahiptir.
Uzmanlar tarafınca yapılan araştırmalara bakılarak propolisin içeriğinde yer alan maddelerden olan C vitamininin, oldukça başarılı bir antioksidan (serbest radikal atıcısı) olduğu söylenebilmektedir. Bu etkisi dolayısıyla insan bedeninin dış faktörlere maruz kaldığında serbest radikallerden tahribat görmesine karşı korur ve bireyde belirli kronik rahatsızlıkların oluşmasının önüne geçer. Serbest radikaller zamanımızın koşullarında, özellikle de hava kirlenmesi ile beraber karşılaştığımız sorunlardan bir tanesidir. Rahatsızlık gelişimini geciktirici bir etkisi de mevcuttur.
Grip pek çok kişinin bildiği üzere influenza virüsünün yol açtığı bir tip hastalıktır. Propolislerin içerisinde bulunan flavonoid grubu şeklinde adlandırılan bileşikler ise insan vücudunun virüslere karşı korunmasını sağlamaktadır. Propolisin harici tüketiminde de grip ya da soğuk algınlığına karşı etkisi olduğu gözlemlenmiştir.
Bireyde uçuk gelişimine Herpes virüsü sebep olmakta ve virüslere karşı savaşma özelliği olan propolis, uçuk tedavisinde bölgesel biçimde uygulanarak kullanılabilmektedir.
Propolis, antibakteriyel özelliği sayesinde ağız içinde bakteri üremesinin önüne geçilebilir ve böylece diş çürükleri önlemekle beraber diş etlerinde meydana gelebilen ödeme iyi gelmektedir. Ağız ve diş sağlığını korumak için ağız gargaralarına ya da diş macunlarına propolis katılmasının faydası bulunmaktadır.
Propolislerin içerisinde bulunan flavonoid grubu aynı anda yaraların kapanmasını da hızlandırmaktadır. Zira;
Sindirim sistemine bağlı Bazı hastalıkların tedavisinde propolisin;
Çoğunlukla mevsim geçişleri esnasında sık bir biçimde ortaya çıkan üst solunum yolu hastalıklarında ister dahili isterse harici bir biçimde boğaza uygulama yapılabilmektedir. Propolis, antimikrobiyal özelliğe sahip olması sebebiyle astım ve bronşit gibi rahatsızlıklara da karşı etkili olabilmektedir.
Günümüz pandemi şartlarında da solunum yollarından birçok birey sıkça hastalanabilmektedir. Bu yüzden solunum yollarının sağlıklı kalabilmesi de oldukça değerlidir. Bu sebeple günümüzde propolis kullanımında büyük oranda artış gözlemlenmiştir.
Propolisin birtakım kanser tiplerine karşı etkili olduğu söylenebilmektedir. Propolisin kanser karşıtı etkilerini ise şu şekilde sıralayabiliriz:
Kansere karşı olan etkilerini propolisin içeriğinde bulunan; Clerodane, Diterpenoid ve Kafeik asit bileşikleri sağlamaktadır. Bunlara ek olarak, propolisin içerisinde bulunan polifenoller de çok başarılı birer anti-tümör maddeleridir.
Propolis, kullanan bireyler tarafından pek çok iyi geri dönüşler almış olan bir besin takviye ürünüdür. Fakat propolisin nasıl kullanılması gerektiği de oldukça önemli olan hususlardan bir tanesidir. İşlenmemiş yani ham olan propolisin içerisinde yüksek oranda bal mumu yer almaktadır ve bu balmumu insan bedeni için sindirimi çok güç olan bir bileşiktir. Bu sebeple de insanların tüketimine sunulmadan önce propolisin içerisindeki besleyici olan bölüm ile balmumu içeren kısmın birbirinden ayrılması çok önemli bir husustur. Bu ayrıştırma işlemi yapıldığı esnada propolisin insan vücudu tarafından sindirilebilir olması için uygun biçimde ayrıştırılması gerekmektedir. Bu ayrıştırma uygulamasının ardından çiçeğin kalıntıları ya da larva kalıntıları da propolis içerisinden ayrışmış olmaktadır. Bu gibi nedenlerden dolayı propolisin, kovanlardan alındığı ham haliyle kullanılması tavsiye edilmemektedir.
Propolis kullanmadan önce, propolisin kullanım önerileri dikkatlice okunup bireyi şüpheye düşürecek bir hususun varlığında da mutlaka doktora başvurulmalıdır. Buna ek olarak, kronik hastalığa sahip olan bireylerde de propolis kullanımından önce mutlaka bir doktora danışması gerekmektedir. Propolis kullanmadan önce dikkat edilmesi gereken hususları genel olarak şu şekilde sıralayabiliriz;
‘’Propolisin herhangi bir zararı var mıdır?’’ sorusu, birçok kişinin aklında yer edinmektedir. Propolisin özütleme işleminde kullanılan bazı çözücü maddelerin özellikle çocuklar için sakıncası bulunabilmektedir. Çözücü madde olarak su kullanılması hususunda ise propolis içerisinde yer alan KAFE (kafeik asit fenetilester) ve birtakım önemli flavonoit gruplarının (galangin, krizin, pinobanksin, pinosembrin) suya çok az miktarlarda geçmesi sebebiyle de beklenen faydalar yeteri miktarda olmamaktadır. Yüksek miktarlarda ve alkol ile beraber tüketildiğinde bulantı ve kusmaya ek olarak midede yanmaya sebep olabilmektedir. İçerisinde yer alan kumarin oranına bağlı şekilde kanama ihtimali olan durumlarda ve ameliyat akabinde kullanımına ara vermek gerekmektedir.
Su bazlı propolis ürünleri çocuklarda rahatlıkla kullanılabilmektedir. Buna ek olarak, çocuklar için özel olarak üretilen propolis ürünleri de piyasada bulunmaktadır. Üründen ürüne değişim gösterse de genel kullanım önerileri ise şu şekildedir; 2 yaşa kadar sabahları aç karnına 1 çay kaşığı, 2 yaşından sonra ise 1 tatlı kaşığı verilmesi önerilir. Direkt olarak ya da süt, yoğurt ve ekmek gibi gıdalara katılarak birlikte tüketilebilir.
Propolis; deri enfeksiyonları, güneşten kaynaklanan cilt tahribatları, uçuklar, cilt yaraları, siğil, egzamanın yanı sıra rahatsız edici yanıkların tedavi edilmesi ve iyileştirilmesinde yardımcı olarak tüketilebilir. Ayrıca cildi yenileme ve cildi daha genç bir görünüme kavuşturma gibi özellikleri de mevcuttur.
İçerisinde yer alan kumarin oranına bağlı şekilde kanama ihtimali olan durumlara sahip olan ve ameliyat olacak kişilerin propolis kullanması sakıncalı olabilmektedir. Buna ek olarak arı ürünlerine karşı alerjisi olan bireylerin de propolis kullanması tavsiye edilmemektedir.
Propolis üreticileri tarafından tavsiye edilen kullanım önerisi genel olarak şu şekildedir; Propolis damla formu için yetişkin bireylerin günde 20 damla, çocukların ise günde 10 damla kullanması tavsiye edilmektedir.