OKTAY EROL

OKTAY EROL

03 Nisan 2024 Çarşamba

Bardağı taşıran “o son” damla…

Bardağı taşıran “o son” damla…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

OKTAY EROL

Neler söylemediler ki? O alanlarda bir araya gelen kalabalığı toplayan da, altı “benzemezin” anlaşmazın yol arkadaşlığını sağlayan da, sürekli kendinden/ partisinden/ tabanından ödün veren de, hep “işi yokuşa” sürenleri anlayışla karşılayan da, partisinin liste sıralamasından vaz geçen de, binde bilmem kaçlık oylarına karşın “güçleri” varmış gibi davranan da, eleştiriyi geçtim/ suçlamaları bile içine atıp susan da kimdi; söyleyin!
Bu denli uzun süre susmak, suçlamalara yanıt vermemek öyle kolay değil! Bırakın kendini, uzağında olup da Adana’dan “bu sessizliğe” tepki gösterenleri biliyorum! Sürekli susmayı yeğledi! “Yol arkadaşlarım” dedikleri, bir araya gelince “seninle olmaz, olursan yanında olmam” demeye başladı! Hiçbir zaman, bir aradayken, aynı konuların konuşulup/ konuşulmadığını bilmedik, söylemediler, bu içe kapalılığın/ utangaçlığın açıklamasını da yapmadılar!
***
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan söz ediyorum! “Benzemezlerden” hangi birinin dediğini yineleyeyim ki? Yüzüne dediler mi, dedilerse nasıl bir yanıt verdi bilmiyoruz ama “Müslüman olmayan Türk, Türk değil” diyecek denli kafaları sıyrıklar bile, “Kılıçdaroğlu aday olursa kazanamaz endişesini duyuyoruz. Klasik sağ seçmen, camide bile safın solunda durmaz. Bu refleksi görmezden gelemeyiz” sözleriyle “asıl” yüzlerini ortaya koyuyorlardı;
“Sen bizim adayımız olamazsın; sen birlikte olmamızı sağlamış olsan da, aynı amaç için bir araya gelmiş olsak da, bizi senin yanında tutamazsın” demekti bu aslında!
***
Suskunluk, iki gün önce İYİP Genel Başkanı Meral Akşener’in, ülkenin “başlı başına” tek sorunu “yol arkadaşlarıymış/ tüm kaygılar aşılmış” gibi, seçim öncesinin yanlışlarını/ yapılması gerekenleri bir yana bırakıp “kendini aklayan” konuşmasını yapana dek sürdü! “Koltuktan başka bir şey düşünmediler. Kendimizi dinletemedik, yankı odalarında suçlandık. Gizli kapaklı iş yapmadık, ihanetle suçlandık” dedi Akşener! Koltuktan başka şey düşünmeyen listesini paramparça eden Kılıçdaroğlu muydu, ya da koltuk düşkünü olan kendi listeleri dururken CHP listelerine de isim koyanlar mıydı; kimdi?
“Yankı odalarının” üzerinde özellikle dururken “biz milletin çağrısını dile getirdiğimiz için yankı odalarında iş birlikçilikle suçlandık, iktidara yanlamakla suçlandık” dedi Akşener! Yine söz dönüp/ dolaşıp Kılıçdaroğlu’na geldi! “Yankı odalarında” kimler ne dedi, beşli çete diye adlandırılanlar konuşuldu mu, Akşener ne dedi; daha da ilerisi “kim/ ne” istedi de bunca kavga oluştu!
***
Diyorum ya, insan bir yere dek susar, bir yere dek bekler, bir yere dek içine atar; ama “bardağı taşıran o son damla” var ya, “o son damla” bardağa düştükten sonra bir daha dönüşü olmayan yola girilir! Videolu açıklamasında Kılıçdaroğlu “bu sofrada siyasi oyunların, nezaketsizliğin, Erdoğan dilinin yerinin olmaması gerekirdi. Bu sofraya oturanlar, böyle oturdu. Kalkan da ancak bu nedenden kalkacaktı! Umudum, niçin bir araya geldiğimizin farkındalığıydı” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun sözüne diyeceğim söz yok! Eğer bir “birliktelik” sonunda bu sözleri söyletmişse, bu sözlerin söylenmesinin zorunluluğu doğmuşsa, bundan sonrası için/ bu benzemezlerle bir araya gelmek gibi bir düşüncenin olmaması, bir daha gündeme gelmemesi gerekir! Kılıçdaroğlu, tüm seçimleri yitirme pahasına/ ayarlarına dönmek için tabana “asıl” bunun açıklamasını yapmalıdır!