OKTAY EROL
Bu “olgu”, gelişmekte olan ülkelerin bir hastalığı! “İnsan” odaklı kararlar almak yerine, “ben” çıkarlı/ koltuk korumayı amaçlayan çalışmalar önde tutuldu! Yönetenlerin, yurttaşın kaygılarına yönelik “sözleri” hiçbir anlam taşımadı! Yaşanan sorunların “temel noktası” kendi beceriksizlikleri, umursamazlıkları olmalarına karşın, “bedel” ödetilen/ yaşam alanı daraltılan/ alım gücü azaltılan/ açlıkla sınanan “hep” yurttaş oldu!
Yılbaşında binaltıyüz ekmeklik ekonomik gücü olan emekli, seçimin sonrasında ekmek fiyatlarında oluşan zam nedeniyle bin ekmeğe düşmüştü! Aylardır süren, her kezinde “emekliyi enflasyon altında ezdirmeyeceğiz, iyileştirme çalışmamalarımız sürüyor” diyen “iktidar”, son günlerde/ bırakın yakın zamanda her hangi bir “iyileştirme” istediklerini, emekliye “gün göstermek” gibi bir çabalarının olmadığını gördük!
***
Tüm siyasi partilerde bir “yerel seçim” karmaşası yaşanıyor! Bir yandan “iktidar”, bir yandan “muhalefet” yurttaşın kaygılarını kulak vermişler, “iyi” yaşamaları için kararlar almışlar, yurttaşın sorunu beş ay sonra gerçekleşecek belediye başkanı seçimi gibi, “kazanacak aday” aramaya odaklanmış! Başka da düşündükleri yok!
Yerel seçimlerin, “seçmenin” gözünde bir öneminin olması için, “birinin” kendi sorunlarına/ kaygılarına eğilimini/ yaklaşımını görmesi gerek! “İktidar” ya da “muhalefet”, hangisini ele alırsanız alın, kocaman boşluklar görüyorsunuz! Kocaman “ilgisizlik/ umursamazlık” görüyorsunuz!
***
Birkaç gün önce, yaşam koşulları “anlatılmayacak” zorluklar içinde olan “emeklilerin”, DİSK tarafından gerçekleştirilen buluşması vardı! “İktidarın” buluşmaya ilgi göstermeyeceğini anlayalım, ancak alanda olmayışlarını düşününce “muhalefetin” her fırsatta yaptığı açıklamaların “emekli çığırtkanlığı” olduğunu anlamamak olanaksız!
Buluşma Adana’da da olmuş olsa böyle olacaktı! Milletvekilleri olmayacaktı, Anakent Belediye Başkanı katkı yapmayacaktı, il/ ilçe örgütleri uzak duracaktı! Bu öyle az bir sayı değil, sayıları yaklaşık onbeşmilyon olan bir katmandan söz ediyorum! “İçinde” içtenlik olmayan “basın bültenleri” olunca kimseye sıra vermeyen vekiller, “destek” söz konusu olunca “köşe bucak” kaçacak yer arıyor olmalılar! Ne de olsa seçmenin oyu “çantada keklik” ya da “tıpış tıpış” varacakları yer!
***
Seçim sonunda “biri” kazanacak! Bunun “kim” olacağını “hiç” umursamıyorum! Yeter ki “insan” odaklı olsun, yeter ki “içten” olsun, yeter ki “gelişmekte olan ülke hastalığına” bulaşmamış olsun! Yaptıkları çalışmalar “şu an” yaşamını sürdüren yurttaşın yaşamını/ sevincini/ doyumunu kolaylaştırsın!
Şimdi çeşitli hesaplar yapılıyor Adana’da; Zeydan Karalar yeniden kazanabilir mi, AKP’nin aday çıkarmayıp “yine” MHP adayına destek olması sağlanabilir mi, İYİP/ DHP kendi adaylarını çıkarırsa Karalar’ı ne denli etkiler, adaylarını “demokratik yoldan” belirlenmeyip “tepeden” saptanması CHP’de tartışma oluşturur mu?
İnanın bunların hiçbiri “yurttaşın/ emeklini” sorunu değil; olmayacakta!