“Perşembeyi, çarşambanın gelişinden anlamak…”

“Perşembeyi, çarşambanın gelişinden anlamak…”

ABONE OL
Eylül 17, 2024 12:02
“Perşembeyi, çarşambanın gelişinden anlamak…”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

OKTAY EROL

“Perşembeyi, çarşambanın gelişinden anlamak…”

Diyarbakır’da ondokuzuncu/ okulların açıldığı gün “cansız bedeni” bulunan sekiz yaşındaki Narin Güran’ın yaşadıkları tüm medyada “soluksuz” sürüyor! Deprem zamanı “yeraltı uzmanı”, salgın sürecinde “bilim insanı”, ekonomik daralmalarda “ekonomist” olan “her şeyi bilen” isimler, şimdi de “dedektif” gibi iz sürmeye başladı! Bu sondan “geriye” gidilerek biçimlenen yaşamlar “bir” çıkmazın da işareti değil mi? Olaylar yaşanıyor, “film” geriye sarılıyor, mobese kameraların görüntüleri/ geçen araçlar/ bölgedeki yoğunluklar anımsatılıyor, olayın “suçluları” bulunuyor!
“Yüzyılın yıkımı” deprem sonrasında da aynısı yaşanmıştı, yanan ormanlar konusunda da, Covid 19’un bilinmeyenleri konusunda da, şimdi Narin konusunda da… Konuşmak “sorunu” çözmüyor ki! Bir daha “yaşanmaması” için gerekli önlemlerin/ eğitimlerin alınmasının gerçekleşmesini sağlamıyor ki! Öyle olsaydı eğer Gölcük depreminin ardından olan sarsıntılarda bu denli yaşamını yitirenler olmaz, geçtiğimiz yıllarda yanan Marmaris orman yangınlarının ardından doğa katliamı yaşanmaz, 2018 yılının oruç ayında/ Ağrı’da cansız bedeni onsekiz gün sonra bulunan dört yaşındaki Leyla Aydemir katliamının ardından “benzeri” olaylara tanık olmak zorlaşırdı!
***
Bu bir “öngörü” konusudur! Ülkenin sistemi “belirsizlikler” üzerine kurulmuşsa, örneğin yılsonu “döviz kuru” konusunda yılda üç/ beş kez değişiklikler oluşuyorsa, “2024 yılı emekli yılı” denilerek emeklinin iyi yaşaması amaçlanırken “açlıkla” sınanıyorsa, “artık enflasyon bitecek” denilerek verilen tarihlerin hiçbiri tutmuyorsa, toplumsal yaşamda karşılaşılan olaylara yapılan yorumlar da “hiçbir anlam” taşımıyor! Üstelik “konuşulacak” başka konuların kapatılmasına/ unutturulmasına, en önemlisi “algı” yoğunlaşmasından başka hiçbir etkisi de olmadı!
Narin kayboluyor, kaybolduğu köyde kimsenin ağzını bıçak açmıyor, sorulan soruların gizemli perdesini kimse aralamaya cesaret edemiyor; cehalet, korku, biat… Ne zaman ki sosyal medya üzerinde baskılar artıyor, gerçek/ yalan bir sürü “yakıştırmalar” medyada dolaşmaya başlıyor, güvenlik güçlerinin yaptığı “dar alanda” sonuç alınması zorlaşıyor! Ne zaman ki “iktidarın” konuya ilişkin “olayın aydınlanması için her şey yapılacak; arkasındayım” sözlerinin ardından, o güne dek “tek söz” söyleme gereği duymayan ya da geçiştirici tümcelerle anlatılan konu “bazı medya” kuruluşlarında günün değil, son günlerin konusu oluyor; işte asıl sorun da bu!
***
Elbette ekonomi de, toplumsal olaylar da şiddet de, orman yangınları da, salgınlar da, depremler de konuşulacak; enine/ boyuna “bilenler” tartışacak ki bir sonrasında “oluşabilecekler” önlensin! Yeni katliamlar, yeni can yitikleri, çocuk cinayetleri, yeni kazalar olmasın! İnsanlar çocuklarını korkmadan mahalle bakkalına gönderebilsin, yüksek beton yapılarda korkusuzca oturulabilsin, ülkenin oksijen deposu ormanlar korunabilsin!
Hani “ne oldu”; iyi bakın! Onbinlerce insanın yaşamını yitirdiği yüzyılın yıkımının ardından, buna “neden” olanlara/ bundan sonra olacaklar için ne yapıldı, yeni yerleşim yerleri konusunda hangi iyileştirmelere gidildi, hangileri gerçekleştirildi, yurttaşın yaşamı ne denli kaygıdan uzaklaştı?
***
Bugün Narin’i konuşanlar, yeni Narinlerin aynı ya da benzerlerini “yaşamaması” için verecekleri uğraşı önemsiyorum! Narin’in cansız bedeninin bulunduğu gün açılan okullarda yapılan eğitim “korku” yerine insan/ bilim/ sağlık/ doğa üzerine kurulmadıkça, “insan, doğa, bilim sevgisi” aşılanmadıkça, yenileriyle karşılaşmak kaçınılmaz, “algı” haberciliği de yaşamımızın bir parçası olmaktan uzak durmayacak! Asıl olan “perşembeyi, çarşambanın gelişinden anlamaktır”; “iyi yaşamanın” başka yolu da yok!

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.