Hayali bile güzel değil mi? Biz de bu hayalin peşine düştük ve düşündük, acaba bir kadın doğru yöntemlerle gençliğini uzun süre koruyabilir mi?
Gençleştirme amacıyla yapılan estetik uygulamalar için mutlaka kırışıklar derinleşinceye, yüzümüz sarkmcaya kadar beklemek mi gerekir? Erken yaşta Botox ve benzeri estetik müdahalelere başvurmak sakıncalı olabilir mi? Kafamızda bu sorularla yola çıktık ve Tanit Lazer ve Estetik Merkezi’nden Op. Dr. Ümit Yaşar Çelemli ve Plastik Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Dr. Reha Yavuzer’den, yüzümüzün genç görünümünü uzun yıllar korumamıza yardımcı olacak estetik uygulamalardan bahsetmelerini istedik. Plastik cerrahinin, teknolojinin de gelişimiyle, yaşlanma, genç kalma veya yıpranmış dokuların tedavisi konusunda çok sayıda alternatif sunduğunu belirterek sözlerine başlayan Dr. Reha Yavuzer, bu uygulamaların bir kombinasyon şeklinde, düzenli yapıldığında çok başarılı sonuçlar elde edilebildiğini söyledi ve Botox yaptırmaya (tabii bilinçli bir uzmanın rehberliğinde) erken yaşlarda başlamanın bir sakıncası olmadığını anlattı.
GENÇLİĞİ KORUMAYA YARDIMCI 3 YÖNTEM
BİRİNCİ YÖNTEM: “PRP” nedir?
P.R.P. Platelet Rich Plasma yani trombosit zengin plazma tanımlamasının kısaltması anlamına geliyor. Bu işlem için, özel laboratuar tüplerinde, kişinin kanı ayrıştırılıyor ve içeriğinde normalden daha yoğun olarak trombosit isimli kan hücrelerinin bulunduğu plazma elde ediliyor. Trombosit içeriği zenginleştirilmiş bu plazma, uygulamanın yapıldığı alanda, doku tamiri, yenilenme ve canlanma gibi birçok sonucun ortaya çıkmasına yardımcı oluyor.
Ne amaçla, nasıl kullanılıyor?
Yöntem, 20’li yaşlardan itibaren, yara ve sivilce izleri, cilt gençleştirme, kırışıklıkların giderilmesi gibi pek çok alanda kullanılıyor. P.R.P. i şleminde, hazırlanan plazmanın zengin trombosit içeriği sayesinde kök hücreler uygulama yapılan alanda birikiyor ve burada hem yenileme ve tamir işlemin gerçekleştiriyor hem de burada çoğalı yorlar. Sonuç olarak da, P.R.P. uygulamasıyla doğal doku yenilenmesi süreci başlıyor ve bu süreç dokuların gençleşmesiyle sonuçlanıyor. İşlemin uygulanmasıysa, plazmanın cilt altına enjekte edilmesiyle oluyor.
En önemli avantajı:
P.R.P. yönteminin en önemli avantajı, hızlı ve doğal sonuçlar alınmasının yanında, özellikle diğer yöntemlerle doğabilecek alerji ve kan yoluyla bulaşabilecek hastalıklar gibi riskleri ortadan kaldırmış olması. İşlemde tamamen kişinin kendi hücreleri kullanılıyor ve enjekte edilen plazma hiçbir yabancı madde içermiyor. P.R.P. i şlemini cazip kılan diğer bir özellikse uygulamanın ağrısız olması ve uygulama sonrasında herhangi bir şişme, morarma ya da kızarıklık gibi günlük yaşamı etkileyecek olumsuz durumlarla pek karşılaşılmaması.
PRP ve 5 hedefi
• Yıpranmış cildi yeniden yapılandırarak canlandırmak,
• Ciltte oluşan gevşeklik, kırışıklık ve çizgilerin giderilmesini, cildi doldurarak değil gençleştirerek sağla-mak,
• Hem erkeklerde hem de kadınlarda, gözaltlarındaki kırışıklıklar, çöküntüler ve koyu renkli halkaları gidermek,
• Yüzdeki karakteristik özellikleri değiştirmeden genel görüntüsünü geliştirerek, daha canlı, sağlıklı ve genç bir görünüme kavuşmasını sağlamak,
• Doğal yaşlanma ve yıpranma süreçlerini yavaşlatmak. (P.R.P. uygulamasından sonra her 6-9 ayda bir uygulamanın tekrarlanması kalıcı sayılabilecek uzunlukta sonuçlar sağlayabiliyor.)
İKİNCİ YÖNTEM: PLAZMAJEL NEDİR?
Kişinin kendi kanının, ayrıştırılarak, bir dizi işlemden geçirilmesi sonucu elde edilen Plazmajel, vücudun ihtiyaç duyulan her bölgesinde dolgunluk vermek ve gerginlik sağlamak amacıyla kullanılıyor.
Ne amaçla, nasıl kullanılıyor?
İki tüp kanın ayrıştırılması sonrasında elde edilen plazmanın, özel bir işlemden geçirilerek ve hiçbir katkı maddesi kullanılmadan jel kıvamına getirilmesi Plazmajel uygulamalarının temelini oluşturuyor. Kişinin kendi plazmanızdan oluşan bu jel, istenilen her bölgede, enjekte edilerek kullanılabiliyor.
En önemli avantajı:
Özellikle şekil değişikliği isteyen ya da yüzündeki bazı bölgeleri daha belirgin hale getirmek isteyen kişiler arasında yaygın bir tereddüt vardır. Çoğu kişi vücuduna yabancı bir madde enjekte edilmesi fikrinden rahatsız olur. Yaşanan alerjik problemler, şekil bozukluğuna yol açan olumsuz yan etkiler bu düşünceleri besler. Vücudumuz her türlü yabancı maddeye az veya çok reaksiyon gösterir. Plazmajel yabancı bir madde içermediği için, uygulama bölgesinde dokularla tam bir uyum içinde herhangi bir reaksiyona sebep olmadan, doğal bir destek ve dolgunluk sağlaması en olumlu özelliği olarak öne çıkar.
ÜÇÜNCÜ YÖNTEM: BOTOX ÇÖZÜMÜ
Son yıllarda oldukça yaygınlaşan Botox olarak bilinen Botulinum Toksin, bir bakteriden elde edilen ve uzun yıllardan beri güvenle kullanılan bir ilaç olarak tanımlanabilir. Botulinum toksinin tıpta kullanımı ilk kez kas spazmlarının tedavisi ile başlamış daha sonra estetik uygulamaları bulunmuş.
Ne amaçla, nasıl kullanılıyor?
Var olan veya gelişmekte olan hareketli mimik kırışıklıklarını engellemek, azaltmak veya ortadan kaldırmak Botox uygulamalarında temel hedef. Bu amaçla özellikle alın çizgileri, iki kas arasındaki çizgiler ve kaz ayağı denilen göz çevresindeki kırışıklıklar ana tedavi bölgelerini oluşturur. Botox’un diğer bir hedefi de, yüz şeklinde yukarıya doğru olumlu bir değişiklik yaratmak; örneğin kaşların, yanak bölgesinin kaldırılması, boyun bölgesinin daha gergin olmasının sağlanması veya ağız köşesinin yukarıya çevrilmesi gibi. Her iki amaç için de, öncelikle kişinin değerlendirilmesi ve ihtiyacın belirlenmesi önemli. 20’li yaşlarda bunlardan bir veya birkaçına ihtiyaç gösteren kişiler olduğu gibi 30’lu yaşlarda olmasına rağmen hâlâ fazlaca bir uygulamaya gerek olmayan kişilerde olabiliyor. Botox’un uygulama şekliyse, çok ince iğnelerle kas içine yapılan enjeksiyon şeklinde oluyor. Kişi sosyal hayatına devam edebiliyor.
En önemli avantajı:
Botox derin kırışıklıkların tamamen oluşmasını engellemiyor ancak gelişim süreçlerini belirgin olarak yavaşlatıyor ve yüzün çok daha uzun süre genç ve dinamik gözükmesini sağlıyor.
Cosmopolitan
Kaynak: CafeRuj