“Bildiğini bilmemekte” diretme hastalığı…

“Bildiğini bilmemekte” diretme hastalığı…

ABONE OL
Temmuz 22, 2024 17:32
“Bildiğini bilmemekte” diretme hastalığı…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

OKTAY EROL

“Bildiğini bilmemekte” diretme hastalığı…

Uğur Mumcu’nun “bilgi sahibi olmadanfikir sahibi olunmaz” sözünü “bilmeden düşünemezsin” diye kısaltabiliriz. Ancak üzerinde durmak istediğim konu, “bildikleri gibi düşünmeyenler”! Bu ülkede yaşıyorlar; bir yandan yurttaşın, bir yandan “iktidara” yakın olup da “yurttaş” gibi yaşamayanları biliyorlar! Halkın büyük bir katmanı açlık sınırı altında ezilirken/ büzülürken/ kıvranırken, “mini bir azınlığın” yaşadığı şatafatın kaynağının bilmemek için diretiyorlar! Bilse “düşündüğünü” söyleyecek!

Sorsanız “hiçbir şey” öyle değil, ülkenin sorunları abartıldığınca kaygılandırıcı değil, emekçinin, dargelirlinin, emeklinin aylığı ne küçümsenecek bir rakam ne de denildiği gibi bir açlıkla karşı karşıyayız; her evin önünde araba, herkeste akıllı telefon var! Üstelik ülkemizdeki emekli aylığı “geri kalmış” Afrika ülkelerinden de “az” değil! Bütçeyi denklemek için ne gerekiyorsa, emekliden/ emekçiden ne alınabiliyorsa alınsın ki, “mutlu azınlık” zarar görmesin! Birkaç gün önce, “günlerdir” yapılan çalışmalar (?) sonrasında karar verilen, “en düşük emekli aylığına” İkibinbeşyüz lira zam bile “bütçeye yük” olmuştu örneğin; bunu da “iktidar” sözcüsü açık yüreklilikle söyledi üstelik!

***

Hep soruyorum ya; “siyaset” neden yapılır, yurttaşın erincini/ gönencini sağlamak için değil mi? Peki, yurttaşların erinci/ gönenci her geçen gün azalıyorsa, bu ay alabildiğini bir ay sonra alamıyorsa, üstelik bu olgu şatafattan uzak durmayı bilmeyen “iktidar” yandaşlarının “keyfi” oluyorsa ne demeli? Ferhat Murat adlı AKP’ye yakın olan bir gazeteci, sanki yurttaş erinçten göneniyormuş/ “muhalefetin” kaygısı haksızmış gibi söylemlerine vurgu yaparak “EYT’nin maliyeti 750 Milyar TL. Ekonominin bu hale gelmesinin nedeni bunlardır, CHP’nin seçim vaatleri Türkiye ekonomisini zora soktu” diyebiliyor!

EYT’nin kaça mal olduğundan önce; “kazanılmış hak” olduğunu bilmediğini, her canlının “doyma hakkının” olduğunu, bunu yadsımanın “insafsızlık” olduğunu “bilmeyeceğini” sanmıyorum! Eğer bir “kazanılmış hak” varsa da, “açık yüreklilikle” istenir; bunlar bilinmeyecek şeyler değil! Üstelik EYT konusu Ahmet Davutoğlu döneminde “büyük umutlar” verilerek emekçiler sevindirilmiş, ondan sonraki yıllarda da “ayak sürümeye” başlanmıştı! Unutmadığını sanıyorum!

***

“İktidar” verdiği sözleri yerine getirmek, “muhalefet” de yerine gelmeyen “sözleri” anımsatmak için varlar! Sözde, EYT’ye harcanan 750 milyar lira ekonominin bu duruma gelmesinin nedeniymiş! Sığınmacılar harcanan milyar dolarlara ne oldu, ülkede emekçiler açlık sınırı altında aylığa tutsak edilirken/ “kardeşimiz” denilerek “yardım” gönderilen ülkeler ne oldu; bunlar ekonomiye bir zarar gelmedi de, EYT’lilere verilenler mi bütçeyi boşalttı? Buna “bildiğini bilmemek için diretmek” denir!

Emekçiye, “hak edene” hakkını vermek ne ekonomiye ne ülkeye, ne bütçeye, ne de geleceğe yük değildir! Çünkü “en iyi” kazanım yurttaşın erincidir, gönencidir! Demokrasi adı verilen yapılanmada “işi yapabilen” yaptıklarını örnek göstererek yeniden “görev” ister; bizdeki gibi “başarısızlıkları” başkalarının üzerine atarak değil! Ayrıca şunu da unutmayalım: şu an “iktidarın” geride bıraktığı yaklaşık çeyrek yüzyıl var! Geçen bunca yılda “ne istediyse yaptı/ ne istediyse verdi”! Yandaşlar, “bildiklerini bilmemek” gibi bir hastalığın pençesindeler demek ki; o zaman “düşünüyoruz” de dememeliler!

“Bitiğini bilmemekte” diretenlere bir not: Geleceğin kuşağı gençlerden, YKS sonuçlarına göre 63.798 aday sıfır çekmiş, bu adaylar TYT’de Türkçe ya da matematik testinde 0,5 net çıkaramamış, kimya ile matematik dersinde başarı oranı oldukça düşmüş; bunu da değerlendirin isterim!

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP