OKTAY EROL
Adana’nın dördüncü/ beşinci sıralardan daha aşağılara inmesine neden olanlar, bugün dönemlerini öve öve bitiremiyorlar! Adana’da imara açtıkları alanları, kentte “yaşam alanlarını” yok eden çirkin yapılaşmaları, hiçbir bakış/ bilimsellik içermeyen yükselen betondan göğü yaran apartmanları… Şimdi de değişmeyen yüzlerin kendilerini “doyurmak” amaçlı düzenledikleri etkinlikler dillerde…
“Yönettiğiniz şehri rutin belediyecilik hizmetleri vermenin ötesinde müzeleriyle, tiyatrolarıyla, kültür ve sanat parkıyla, senfoni orkestrasıyla, kültür-sanat merkezlerindeki etkinliklerle aydınlanmanın başkentine dönüştürdüğünüz için, seçildiğiniz günden beri belediye meclisinde çoğunluğu sağlayamadığınız halde bir gün bile yakınmadığınız, mazeret üretmediğiniz için teşekkürler.” Cumhuriyet’ten Miyase İlknur, ilerleyen yaşından dolayı aday olmayıp, yerine çalışma arkadaşı bir kadının aday olmasını sağlayan Yılmaz Büyükerşen için bunları yazdı.
“Kentin rutin belediyecilik hizmetlerinin ötesinde” gerçekleştirdiklerini sıralıyor. Yol, su, köprü, kaldırım denmiyor! Asıl üzerinde durulması gerekenler de Büyükerşen’in bu farklılığı değil mi? İşin düşündürücü yanı, Karalar’ın “yeni dönem” için verdiği “sözler” de geçmişin yinelemesi…
***
Yerel yönetimler, salt kendi gücüyle değil, kentin tüm sivil toplum örgütleriyle/ siyasi partileriyle eşgüdüm içerisinde buluşarak başarılara ulaşır! Bunu Celal Doğan Gaziantep’te gerçekleştiriyor! Önce kentin sorunu belirleniyor, ardından kuruluşlarla bir araya gelinerek nasıl bir yol izleneceği ortaya konuyor, işin düğümünü “kim” çözecekse “onunla” bir araya gelmenin yolları aranıyor!
Adana’da ulaşımın en önemli etmeni olan “metro sorunu” neden çözülemez, neden yerel yönetimler hep “iktidarın” topal ördeği olmaktan kurtulamaz, neden ulaşım sorunu çözülmek yerine her gün biraz daha büyümesinin önüne geçilemez? Sorunun yanıtı, yukarıda yazdıklarımın yabana atılması…
***
Bazen “Adana’da yerel yönetimler temel ödevlerinin ötesinde ne yapabilir” sorusu yönetiliyor? Bakış açıları o denli daraltılmış ki insanların! Şöyle yirmi/ otuz yıl öncesinin Adanasını bir sorgulasalar, o dönemin varsıllıklarıyla bugünü karşılaştırsalar, o günden bu yana yitirilen değerleri bir düşünebilseler “her şey çok güzel olacak” da; pas tutmuş motor gibi çalışmamayı yeğliyorlar!
Geçtiğimiz günlerde Bodrum belediyesi, narenciye üreticisine destek olmak amacıyla, ürünlerinin pazarlanması için çalışmalar başlatmış! Belediyenin Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü, üreticinin haftalık hasadını yaptığı ürünleri satın alıyormuş. Ürün, kooperatif tarafından zincir marketlerde “coğrafi işaretli” etiketiyle satışa sunuluyormuş! Daha dün görüştüğüm birkaç limon üreticisi, tonlarca ürününün ağaç dalında beklediğini, bedel almadan toplanması için bile tüccar bulamadığını, ilk fırsatta masraflarını karşılayamadığı için ağaçları sökeceğini söyledi! Neden olanlar kına yakarlar artık!
***
“Kentin rutin belediyecilik hizmetlerinin ötesinde”, belediyelerin üreticilere yapacakları desteğin boyutu ötelendikçe, gelecekte neler yaşanabileceğini düşünmek bile istemiyorum! Yol mu yaptınız, köprü mü yaptınız, alt geçit mi yaptınız, asbestli boruları mı değiştirdiniz?
Hepsini “çok iyi” anlıyorum; ya “ötesinde”? Sürecek/