İngilizce’de Yapılarına Göre Cümle Çeşitleri
İngilizce cümleleri yapıları bakımından incelerken daha önce öğrenmiş olduğumuz bazı konuları da tekrar hatırlamış olacağız. İngilizce cümleler yapılarına göre üç bölümde incelenebilirler.
Basit cümle (Simple Sentence)
Bağlı cümle (Compound Sentence)
Birleşik cümle (Complex Sentence)
1) Basit bir cümlede, en az bir özne bir fiil, genellikle de bir özne, bir fiil, bir nesne ve bazen dolaylı tümleç bulunur. Bu kelimeler bir arada bir anlam ifade ederler. Bu bilgileri daha önceki ünitelerimizde cümlenin öğeleri olarak öğrenmiştik. Örneğin
I will write a letter to Ayşe tomorrow.
Ben yarın Ayşe’ye bir mektup yazacağım.
2) Bağlı cümlelerde iki , ya da daha fazla cümle, bir, ya da daha çok bağlaçla birbirine bağlanmıştır. Bu cümlelerden her birinde bir özne ve bir fiil vardır. Yani her biri tek başına bir anlam ifade eder. Fakat bu bağlaçların “coordinate conjunction”lar olması gerekir.
Örneğin ,
And , but, because, then, as well, so, or, eithter… or, neither… nor, not only… but gibi.
“Subordinate conjunction” lar gibi kendisinden sonra gelen cümleyi tam cümle halinden , yan cümle haline çevirmezler. İki basit cümleyi sadece birbirine bağlarlar.
Örneğin ,
I went to London and I saw Ayşe.
Londra’ya gittim ve Ayşe’yi gördüm.
I ate ice-cream but Ayşe didn’t eat.
Ben dondurma yedim fakat Ayşe yemedi.
I learned English perfectly because I studied very hard.
İngilizce’yi mükemmel öğrendim çünki çok çalıştım.
My mother washed the vegatables then she cut them into little pieces.
Annem sebzeleri yıkadı sonra küçük parçalara kesti.
I was drinking tea and Ayşe was drinking coffee.
Ben çay içiyordum ve Ayşe kahve içiyordu.
I saw Ali yesterday but he didn’t see me.
Dün ben Ali’yi gördüm fakat o beni görmedi.
3) Birleşik cümlelerde ise bir ana cümle (main clause) bir , ya da daha çok yan cümle (subordinate clause) bulunur. Bir yan cümlede bir özne ve bir fiil bulunmasına rağmen tek başına bir anlam ifade etmez. Bu cümleler ancak bir bağlaç ya da bir ilgi zamiri (relative pronoun) ile bir ana cümleye bağlandıkları zaman bir anlam kazanırlar.
Örneğin ,
That is the house which I want.
Şu benim istediğim evdir.
He was watching television when I came in.
Ben içeri girdiğim zaman o, televizyon izliyordu.
Ali couldn’t go to England although he wanted very much.
Ali çok istemesine rağmen İngiltere’ye gidemedi.
Birleşik cümleleri üç bölümde inceleyebiliriz. Bu ayırımı yan cümleciklerin görevlerine göre yapıyoruz.
Noun clauses (İsim cümlecikleri)
Adjective clauses (Sıfat cümlecikleri)
Adverb clauses (Zarf cümlecikleri)
Noun clauses (İsim cümlecikleri)
İsim cümlecikleri ismin yerini tutan yan cümlelerdir. isim cümleciklerinde kullanılan bağlaçlar genellikle şunlardır. That , whether (or not), if, what,, who, which, where, whom, howmany, howmuch, whatever.
how
İsim cümlecikleri bir ana cümlede özne veya nesne görevi yaparlar.
Örneğin ,
I bought a book.
Ben bir kitap satın aldım.
Cümlesinde “a book” nesnedir. şimdi onun yerine bir isim cümleciği koyalım.
I bought what you wanted.
Ne istedinse satın aldım.
Kırmızı renkli bölüm isim cümleciğidir. “Ne istedinse” anlamına gelir. Burada “what” bağlacı “you wanted” tam cümlesini bir yan cümle haline getirmiştir. Bu yan cümleyi “whatever” bağlacı ile de kurabiliriz.
I bought whatever you wanted.
Her ne istedinse satın aldım.
Yukarıdaki örneklerde isim cümleciği , ana cümlede nesne görevi yapıyordu. şimdi bir de ana cümlenin öznesi olarak kullanılan isim cümleciğine bir örnek verelim.
Whoever visits our village doesn’t want to leave.
Köyümüzü kim ziyaret etse ayrılmak istemez.
Kırmızı renkli bölüm ana cümlenin öznesidir.
Şimdi çeşitli örnekler yapalım.
I know what it is to be young.
Ben genç olmak nedir bilirim.
But you don’t know what it is to be old.
Fakat, sen yaşlı olmak nedir bilmezsin.
I couldn’t understand why she left me.
Onun beni neden terkettiğini anlayamadım.
I don’t know who broke the window.
Camı kimin kırdığını bilmiyorum.
Indirect cümlelerde “that” bağlacı ile bağlanmış olan , aktarılan sözler genellikle isim cümlecikleridir.
Örneğin ,
He said that he was a carpenter.
O, marangoz olduğunu söyledi.
Adjective clauses (Sıfat cümlecikleri)
Sıfat cümlecikleri , ana cümle içinde bir sıfatın yerini tutan cümleciklerdir. Sıfatlar isimleri nitelediklerine göre bunlar da isimleri nitelerler.
Relative pronoun’ ları yani ilgi zamirlerini öğrenirken , sıfat cümleciklerini ayrıntılı olarak görmüştük.
Sıfat cümlecikleri who, whom, which, that ve whose ile kuruluyorlardı.
Şimdi birer örnek vererek tekrar hatırlayalım.
Last night I saw the girl who loves my brother.
Dün gece kardeşimi seven kızı gördüm.
The girl whom you met in our home is my cousin.
Bizim evde tanıştığınız kız benim kuzenimdir.
The flowers which you brought me were very beautiful.
Bana getirdiğin çiçekler çok güzeldi.
The book that I read was very interesting.
Okuduğum kitap çok ilginçti.
The boy whose eyes are green is Ayşe’s brother.
Yeşil gözlü çocuk Ayşe’nin kardeşidir.
Adverb clauses (Zarf cümlecikleri)
Zarflar bir cümle içinde , işin nasıl, nerede ne zaman, ya da niçin yapıldığını gösteren kelimelerdi. Yani fiili etkiliyorlardı. işte zarf cümlecikleri de, ana cümlenin içinde zarf görevi yaparlar. Yani ana cümlenin fiilini etkilerler. Zarf cümleciklerinin çeşitleri şunlardır:
Place Yer
Time Zaman
Manner Durum
Reason Neden
Comparison Karşılaştırma
Purpose Amaç
Result Sonuç
Concession Zıtlık
Condition Şart
Place
Yer
Yer bildiren zarf cümlecikleri genellikle “where” ve “wherever” zarfları ile yapılır.
She didn’t remember where she put her bag.
O, çantasını nereye koyduğunu hatırlamadı.
I like to live in the country wherever I go.
Ben nereye gitsem kırda yaşamayı severim.
Time
Zaman
Zaman bildiren zarf cümlecikleri genellikle şu bağlaçlar kullanılarak yapılır.
When, whenever, while, after, as, as long as, as soon as, before, by the time, since, until, once.
I was coming while you were going.
Sen gidiyorken ben geliyordum.
Whenever it snows we play snow ball.
Ne zaman kar yağsa biz kartopu oynarız.
Will you watch television after you finish your work?
İşinizi bitirdikten sonra televizyon izleyecek misiniz?
We must wait until the rain stops.
Yağmur duruncaya kadar beklemeliyiz.
Ali fell in love as soon as he saw Ayşe.
Ali, Ayşe’yi görür görmez aşık oldu.
You haven’t change since I met you in Bodrum.
Bodrum’da size rastladığımdan beri değişmemişsiniz.
Manner
Hal, durum
Hal bildiren yani bir işin nasıl yapıldığını bildiren zarf cümlecikleri genellikle şu bağlaçlarla kurulur.
As, as if, as though.
You may cook the meal as you like it.
Yemeği beğendiğiniz gibi yapabilirsiniz.
He acted as if he remembered me.
O, beni hatırlamış gibi davrandı.
She was afraid of my cat as though it was a tiger.
O, benim kedimden sanki bir kaplanmış gibi korktu.
Reason
Sebep, neden
Neden bildiren zarf cümlecikleri genellikle şu bağlaçlarla kurulur.
Because, as, since, for.
I need a rest because I feel ill.
İstirahat etmem gerek çünki kendimi hasta hissediyorum.
You must take your umbrella with you as it is raining.
Yağmur yağdığı için şemsiyeni almalısın.
Comparison
Karşılaştırma
Karşılaştırma gösteren zarf cümlecikleri şu bağlaçlarla kurulur.
As…as, so…as, than.
Örneğin ,
I can’t run as fast as you run.
Ben senin koştuğun kadar hızlı koşamam.
Nothing can be so comfortable as being at home.
Hiçbir şey evde olmak kadar rahat olamaz.
Purpose
Amaç, gaye
Amaç bildiren zarf cümlecikleri genellikle şu bağlaçlarla kurulurlar.
So that, in order that.
Örneğin ,
The gardener watered the garden everyday so that , greenbeans grew quickly.
Taze fasulyeler çabuk büyüsün diye bahçevan hergün bahçeyi suladı.
I hide the key in order that nobody could open the door.
Hiç kimse kapıyı açmasın diye anahtarı sakladım.
Result
Sonuç
Sonuç bildiren zarf cümlecikleri genellikle şu bağlaçlarla kurulurlar.
So…that, such…that.
Örneğin ,
This city is so beautiful that I don’t want to leave it.
Bu şehir o kadar güzel ki ayrılmak istemiyorum.
She has such a lovely baby that everybody likes him.
O kadar güzel bir bebeği var ki, herkes onu seviyor.
Concession
Zıtlık
Zıtlık bildiren zarf cümlecikleri genellikle although , though bağlaçları ile kurulur.
Örneğin ,
Although he ran to the station , he couldn’t catch the train.
İstasyona koşmasına rağmen trene yetişemedi.
Condition
Şart
Şart bildiren ve “if” bağlacı ile kurulan zarf cümleciklerini daha önce ayrıntılı olarak öğrenmiştik. şimdi bunları hatırlamak için birer örnek yapalım.
If I go to Ankara I will call you.
Eğer Ankara’ya gidersem size telefon edeceğim.
If he came early , he would see Ayşe.
Eğer o, erken gelseydi Ayşe’yi görecekti.
If you hadn’t left early , you would have learnt the result of the match.
Eğer erken ayrılmamış olsaydın, maçın sonucunu öğrenmiş olacaktın.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.