MEKİN ŞAHİN
Giderayak işlerim var bitirilecek,
giderayak.
Ceylanı kurtardım avcının elinden
ama daha baygın yatar ayılamadı.
Kopardım portakalı dalından
ama kabuğu soyulamadı.
Oldum yıldızlarla haşır neşir
ama sayısı bir tamam sayılamadı.
Kuyudan çektim suyu
ama bardaklara konulamadı.
Güller dizildi tepsiye
ama taştan fincan oyulamadı.
Sevdalara doyulamadı.
Giderayak işlerim var bitirilecek,
giderayak.
Üç beş kişi kalmış…
Her insan ürker. Korkudan değil, vereceği kavganın, değer verdiği şeylere zarar vermesinden.
Ama öyle an varki, yüreğine taş basması gerekir. Yüreği ağlasada, yüreği yansada doğruları adına gitmesi gerekir zalimin üstüne.
Gözü görmez olur.
Beynin tek şey konuşur. “Var git o kavgaya.”
Sonu bu günden kötü değildir o kavganın.
Belki bir çıkış yolu bulursun.
O yol sadece senin değil, kavgasını verdiğin insanların yolu olacak.
Üç beş kişi kalmış olsa türkü söyleyen, o türkü sevgileri ve sevdaları anlatmaya devam eder.
Türkü söylemeye devam et. Kavganla büyüme devam eder.
Belki al üstüne yeşil donlar giyersin.
Bu son ürkütmesin.
Bir garip yaşama merhaba diyeceksin. Dünya ve insan var oldukça yaşayacaksın.
Ustanın dediği gibi ” ben yanmasam, sen yanmasan, o yanmasa; nasıl çıkarız karanlıktan aydınlığa”.
Üç beş kişi kalsak da; türkülerimizi söyle ve sahip çık.
……………………………………
Her insan üzülür. Kaybedeceği değerlere üzülmez.
Ülke ve halk adına verilen kavgayı egosuna alet edenlerin, kavgayı sulandırmasına üzülür.
Öyle anlar var ki, kaygıyı bir tarafa atarsın.
Mücadelenin oportonistleri, çıplak kralları yok edersin.
Bilirizki kaygıyla görmezden geldiğimiz çürümüşlük, her geçen gün zarar vererek inançları tüketir.
Rantiyeci, bireyci ve inançsız, ilkesiz şarlatanlardan yol arkadaşı olamaz.
Kangren olan uzvu keski diğerlerine hastalık sirayet etmesin.
Kalan üç beş kişiyle türküleri söylemeye, inançla devam edelim.
………………………………………..
Her insan çıktığı yolda başarılı olmak ister. İster ki halkının sevgisi kendini yerden göklere, göklerden evrenlere uçursun. İster ki halkının yüzünde ki mutlulukta; efsane olarak yarınlarında yaşamak.
Ama bu sadece istemeyle olmuyor.
O sevgiyi kazanmak için önündeki merdivenleri teker teker çıkmalısın. Bedel ödersin.
Ama her düştüğünde ah, vah demeden vücuduna saplanan her okun acısını inancınla, insan sevginle mücadelenin sevdası yapmalısın.
Yaşadığın ihanet, başını dik tutmaya engel olmamalı.
İnanç ve ideallerini bir avuç parayla değişmeden, tırnaklarınla kazıyarak, yaşamın onurlu insanları arasında yer almalısın..
Cem karaca bir türküde der ki ”…saldır, saldır da büyü…”
Evet üç beş kişi kalmış olsa da türkü söyleyenler, Anadolu’nun yiğit neferleri olarak, türkülerimizle dağlarımızda yankılanmaya devam edelim..
……………………………………………………
Dağ başını duman almış!
Sayın il ve ilçe başkanları; ocağınızda yanan ateşin üstünü körleyerek, kendi kirliliğini örtenlere izin verme!
Aksini yaparsanız, tarih karşısında onlar kadar sizlerde suçlu olursunuz..
Unutma!
İşimiz var.
“Toros dağından esen
yel
yarattığın rüzgarla zulmü süpürde
gel.
Çürümeye direnen Ceyhan, Seyhan ırmakları hürmetine
Kurtuluş mücadelesinin ruhunu
al gel!
Sarı saçlı mavi gözlü
isyanıma, yolumuzu
sorda gel!
Haydi!
Toros dağından çıkta gel.”
Ben çıktım geldim. Toroslardan, Kozan’dan Yüreğir ovasına…..
Yüreğimde yaşattığım Yüreğir’i yeniden inşa etmek istiyorum!
Hasreti bitiren işlerim var.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.