İBRAHİM FAİK BAYAV
Ehl-i iman olarak adlandırılan müslümanlar, taassupkarane söz ederler, ”gaybı Allah’tan başka kimse bilmez” derler. Sebebi, Kur’an’ın bir çok ayetinde, gaybı Allah’tan başka kimsenin bilmediği uyarısı vardır. Mesela Neml Suresi 65’teki şu ayet:
”Lâ yalemu men fi’s-semavâti ve’l-arzı el-ğaybe illallah”.
Ayetin topluma sunulma sebebi, ölmenin, toprak olduktan sonra dirilmenin Mekkelilerce imkansız görülmesidir. İnsan, hayatta olanı görüp bilirse de, ölüp toprağa gireni göremeyecek, o artık ‘gayb’ çerçevesinde bilinecektir. Mümkün mü gayba düşmüş insan bedeninin ne olduğunu ve ne olacağını bilmek? İşte bu ayet, bu olay için ”gaybı Allah’tan başka kimse bilmez” uyarısı yapıyor.
Ehl-i iman müslümanlar şu sorunun cevabını düşünmeleri gerekir: Gaybı Allah’tan başkaları niçin bilmezler?.. Hiç mi bilemezler?.. Eğer ”hiç bilemezler” denirse, Kur’an’ın insanları ilim öğrenmeye teşvik etmesinin, aklını kullanıp tefekkür etmesinin anlamı olmaz. Ehl-i iman safında olan müslümanlar, ‘ilim’ denen olguya sahip olamazlarsa, ‘gayb’ teriminin hakikatine ulaşamazlar.
‘Gayb’ nedir?
a) Gayb, var olan bir şeyin görünmediği yerdir.
İstanbul’da yaşayan kişi, var olan Ankara’yı, Erzurum’u, Van’ı görmediği müddetçe, oraları gaybdır.
Var olan Amerika kıtası, var olan kuzey ve güney kutup bölgeleri, var olan Ekvator… oraları görmeyen insanlara, gaybdır. Gelişen iletişim teknolojisiyle, kişi oralara gittiğinde, ya da karşısına getirilip gösterildiğinde, gayb olmaktan çıkar. Kişi, gaybda olanı bilmiş ve öğrenmiş olur.
b) ‘Gayb’, var olduğu hissedilen ama nerede olduğuna kanaat getirilemeyen şeylerin bulundukları yerlerdir.
Buna en önemli örnek, Allah’ın, ya da yaratıcı olan zatın varlığıdır. Ne olduğunu, nasıl bir güç olduğunu kimse bilmiyor. Bazı seçkin kullara gelen vahiyden, müslüman kimseler, Allah’ın her yerde olduğunu, hatta yarattığı kuluna ‘şah damarına yakın’ olduğunu öğreniyor. Kul, gaybda olan Allah’ı bilebiliyor mu?.. Hayır.
Mesela ölüm… Var olduğu biliniyor. Lakin gabda olan ölümün nerede olduğu, yaratılanın önüne ne zaman çıkacağı bilinmiyor.
c) Gayb’, var olan şeyin nerede olduğu unutulan yerdir. (Mevlüt Sarı: Arapça Türkçe Lügat)
Mesela kişi, değerli bir şeyi, korumak için saklamıştır. Aradan zaman geçer, sakladığı yeri unutur; bulamaz. O değerli şey gayb aleminde kalmış demektir. Gün olur, ilim sahibi bir kişi karşısına çıkar, araştırmasıyla, değerli şeyin gabdaki yerini söyler.
Geçmişte, yüzyıllar öncesinde meydana gelmiş olaylar gayb olaylarıdır. Olaylar kayda alınmışsa, kayda alınmış olayları okuyan her kişi, gaybda kalmış olayı bilmiş olur.
Devletlerin, geleceğe ait sosyal, siyasal ve teknolok planları, gaybdır. Sızdırılmadıkça bilinmezler.
Gayb teriminin anlamını böyle öğrendikten sonra, gaybda olanı insanların bilip bilemeyeceğini, ayet sunarak anlamaya çalışalım.
Neml Suresi Ayet 75: ”Ve mâ min ğâibetin fi’s-semâi ve’l-arzı illâ fî kitabin mübînin”
Bu ayet diyor ki; gökte ve yeryüzünde görünmeyen (gaybda olan) her ne varsa, açıklayan bir kitaptan başka yerde değil.
Madem ki ayet, gaybda olan her şeyin bir kitapta olduğunu belirtiyor; o zaman insanların gaybda olanı bilebilmesi için o kitabı bulması ve okuması şart. Ama önce açıklayıcı kitabın hazırlanması lazım.
Ayetteki ”kitabın mübinin” kelimesi, hangi kitap olduğu bilinmeyen kitaptır. Bu kitap, ilim edinenlerin, tefekkür edip araştıran, araştırma sonucu teoriye dönüşen, teorinin sayfalara yazıldığı kitaptır. Kitaba işlenmiş teori, pratike geçirildiğinde, gaybda olan bir çok şeyin bulunmasını ve bilinmesini sağlayacaktır.
Fatih Sultan Mehmed’in hocası Akşemseddin, salgın hastalığın sebebinin ‘mikrop’ olduğu tezini ortaya attı. Mikrop, görünmüyordu. Çünkü gaybdaydı. Tezini, kitap içinde umuma sundu. (Kitabin mübinin, burada tıp kitabıdır) İlme meraklı kimseler kitabı okuyunca araştırmaya başladılar. Araştırma, olmayan unsurun var olmasını da gerektiriyordu. Olmayan lakin gayb aleminde oluşması için bekleyen mikroskop ortaya çıkarıldı. İlimadamları mikroskop ile gaybdaki mikrobu yakinen gördüler ve bildiler.
Allah’tan başka kimsenin bilmediği gayb bilgisi, bilinmiş ve öğrenilmiş oldu.
Maddeyi oluşturan enerji de böyle. Düşünen ilimadamlarının teorileri sayfalara aktarıldığında ‘kitabin mübinin’ oluştu. Teoriler araştırmayı gerektirdi ve gayb aleminde Allah’tan başka kimsenin bilmediği atom molekülleri ortaya çıkarıldı.
Neml Suresi’nin 67’nci ayetindeki ”İzâ künnâ türaben ve âbâünâ e innâ le muhraûn” sorusuna cevap, ‘kitabin mübinin’ adı verilen fizik ve biyoloji kitapları ile cevap verilebilir. Allah’tan başka kimsenin bilmediği gayb aleminden bir sır ortaya çıkarılabilir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.