İBRAHİM FAİK BAYAV
Kur’an, müslümanların ”kitabımız” dediği kitaptır. 600’lü yıllarda Arabistan insanlarına gelmişse de yüzyıllar ötesine ışık tutan ‘cihanşümul’ kitap olarak bilinir. insanların kolay anlayamayacağı sırları içinde barındırır. Bakalım:
Duhan Suresi’nin 30’ncu ayeti şöyle: ”Ve lakad necceynâ benî isrâile min el azâbi’l-mühîn”.
‘Beni İsrail’ olarak vasıflandırılanlar bizim peygamber bildiğimiz Hz. Yakub’un soyudur. Ayet yüzyıllar öncesi tarihteki bir olaydan bahsediyor gibidir. Lakin yüzyıllar sonrasındaki oluşacak olayı da 600’lü yıllardaki insanlara imaen bildirmektedir.
Ayette diyor ki; İsrail’in soyundan olanları mühin azabın içinden çekip aldık.
Mühin: Küçülten, basit gösteren, değersiz eden, toplumda istenilmeyen duruma getiren demektir.
Azab: ‘mühin’ sıfatının ezikliği-bitikliği içinde yaşamak zorunda kalınmasıdır.
Hz. Yakub’un on iki çocuğunun Filistin’de kurdukları Yahudiye ve İsrail devletlerinin yıkılışından sonra, İsrailoğulları dünyanın dört bir yanına dağılmışlardı. Bir kısmı İspanya’ya yerleşti. Endülüs Emevilerinin sayesinde geliştiler, İspanya’yı cazibe haline getirdiler.
İspanya’da Müslümanların idaresi 14’ncü yüzyılda zayıflamaya başladı. İspanya, Katoliklerin idaresine geçiyordu. O andan itibaren İspanya İsrailoğulları için cehenneme dönüşmeye başladı. İsrail’in çocukları, Yahudilik inancından çıkıp hıristiyanlık inancına dönmeye zorlanıyor, o tarafa dönseler bile ‘domuz’ (konverso) diye anılmaktan kurtulamıyordu. 1478 yılında İspanyol engizisyonu, hem Yahudilikte kalanlar için, hem Hıristiyanlığa geçip ‘domuz’ sıfatıyla anılanlar için infaz kararı aldı. 1491 yılının sonunda ‘ELHAMRA KARARNAMESİ’ çıkarıldı. Bu kararname ile İsrail’in çocuklarının, mallarını mülklerini olduğu yerde bırakarak dört ay içinde İspanya’yı terk etmeleri istendi.
Ayette anılan ‘azabi mühin’ böyle bir şeydi işte.
Allah zaman ile kayıtlı değildir. O’na geçmiş ve gelecek aynıdır. Ayette ”Kurtardık” (necceyna) ifadesi, İsrailoğulları için yüzyıllar sonra, tecelli etmiştir.
Kurtarma aracı, Yavuz Sultan Selim’in babası ıı. Bayezit’tir.
1. Bayezit, Kemal Reis komutasında Osmanlı donanmasını İspanya’ya gönderip, 150 bin Yahudinin İspanya’dan güven içinde ayrılmalarını sağladı. İsrail’in çocukları Osmanlı ülkesine getirildi. Bu topraklar içinde uygun yerlere yerleştirildi.
‘El azababi’l-mühin’ kelimesi, ebced değeriyle H.940 / M.1534 tarihini veriyor. Bu tarih, ll. Bayezid’in kurtaramadığı İsrailoğullarının, önce Portekiz’e kaçtıkları, oradan da kovulup Kuzey Afrika çöllerinde vahşi hayvanların tasallutu altında yaşamak zorunda kaldıkları tarihtir.
‘Min el azabi’l-mühin’ kelimesi ise, ebced değeriyle H.1030 / M.1621 tarihini verir. Kurtarılan İsrailoğullarının kurtarıldıklarının onlara hatırlatılması tarihidir. Aynı zamanda uyarıdır. Kur’an ayetinde bildirilen iltifat ile SEFARAD YAHUDİLERİ adı altında yaşayıp gelişmeye başlayacaklardır.
”Min el azabi’l-mühin” kelimesine 31’nci ayetteki ”min firavn” kelimesi eklenirse, ebced değeriyle H.1436 M.2005 tarihi çıkıyor. İsrail’in çocukları 2001 yılındaki İkiz Kuleler faciası öncesi haber edilmişler, o facianın olduğu gün kulelerdeki işyerlerine gitmemişlerdir. İkiz Kulelerdeki dört bin İsrailliden ölen olmadığı dünya kamuoyuna yayıldı.
Ayetteki ‘firavn’ adı, yönetimde olup ‘müsrif’ sıfatını alanların birincisi şeklinde anılıyor. Bu firavun, Mısır’ın Milad öncesi tarihteki firavunu gibi değil. ”İnnehü kâne âliyen min el müsrifîn” ifadesi, bu firavunun, nasıl icra edeceğini bilmeyen, yönetmekten anlamayan, ”çık tepeye denilince çıkan; in aşağıya” denilince inen tipte bir firavun olduğunu ima ediyor. İsraf yani refahından taviz vermeyen düzensiz ve aşırı harcama, yönetiminin politikasıdır. 2005 yılında açıklanan veri, Amerika Birleşik Devletleri’nin borcunun 1 Katrilyon Dolar olduğunu gösteriyor.
Soru şu: Amerika’nın 2001 yılındaki firavununun Amerika’da yerleşik İsrail’in çocuklarıyla derdi neydi acaba?
Duhan Suresi’nin 32’nci ve 33’ncü ayetlerini dikkatli inceleyebilen, bu sorunun cevabını bulabilir.