21 Kasım 2024 Perşembe
ÖNCER ÜNLÜ
BAŞYAZAR
Gazi Mağusa’yı bilir misiniz ?
Yaklaşık altmış bin nüfusa sahip Doğu Akdeniz Kıyısı’nda sokakları, eski evleriyle ve de deniziyle oldukça sevimli bir şehir.
Ben iyi bilenlerdenim. Şimdiye kadar dört defa gitmek kısmet oldu. Her gidişimde de Salamis Bay’da kaldım. Her gittiğimde de şehri İskenderun- Hatay’a benzettim. Ne Girne’ye ne de Lefkoşe’ye ısınabildim. Bilmem belki yaşadığım yer yüzündendir. Kendi halinde sessiz sakin bir şehir. Mağusa kalesindeki burçların üzerinden rüzgarı dinlenmek çok güzeldir.Oradan aşağı inip hemen karşıdaki Ada’nın en güzel pastanelerinden birisi olan Petek’te yediğiniz pastaların, sütlacın, muhallebinin tadına doyamazsınız.
Her gitmemde mutlaka Othello Kalesi’ni, Kıbrıs Fatihi’nin adını taşıyan Lala Paşa Camii’ni, Namık Kemal zindanını, Aziz Barnabas Manastırı’nı, Salamis Antik Kenti’ni, Kutup Dede Türbesi’ni gezmekten büyük bir haz duyardım. Şimdi İngiltere’de yaşayan Kıbrıslı arkadaşım Yusuf’u da buradan sevgi ve saygıyla anıyorum. Mağusa sevdam onunla başlamıştı.
Otuz yıllık bir eğitimci olarak, aslında bu yazıyı yazmak istemiyordum. O minikler, o bugünün gençleri, ergenliğe adım atan melekler aklıma geldikçe hala ağlıyorum. Başka yapabileceğim bir şey yok ki!
Bundan üç dört gün önce değerli Anayasa uzmanı ve hocası Doç.Dr. Murat SEVİNÇ hocamızın yazısını okuyunca ondan cesaret alarak bende duygularımı yazayım dedim.
Gerçekten eğitimci olmak, gerçek anlamda miniklere öğretmenlik yapmak çok zordur. Siz isteseniz de istemezseniz de onlara derinden bağlanırsınız ve bu bağlanma nasıl olmuş, anlamazsınız bile.
O minikleri ben okutmadım ama acılarını kendi okuttuğum yüzlerce çocuğun sevgisini derinlerimde hissettiğim gibi hissettim.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Gazi Mağusa şehri, Türk Maarif Koleji’nden gelen şampiyon olacak ” Minik Melekler” 26 sı öğrenci veli ve öğretmen arkadaşlarımla beraber toplam 35 kişi nereden bilebilirdi ki!!!
6 Şubat günü sabaha karşı mışıl mışıl uyudukları Adıyaman ISIAS Otel’in kendilerinin cehennemi olacağını… Nereden bilebilirlerdi katillerinin Türkiye’den çıkacağını…
O anda her biri hangi güzel rüyaları görüyordu acaba ?
Belki Lavin, rüyasında şampiyonluk maçını görüyordu; Hayal, ise GaziMağusa’daki ailesini ; kim bilir !? Özgür de yaz gelince Salamis kumsallarında koşup, Akdeniz’in sıcak sularında kulaç atmayı düşünüyordu.
Belki de bu güzel melekler, canlar, maçlar bir an önce bitse de okulumuza geri dönsek derslere kaldığımız yerden devam etsek diyordu. Ne ben biliyorum, ne de siz tüm bunları.
Sadece o gece orada uyuyan melekler biliyordu.
Adıyaman’da ISIAS Otel’i kuranlar, hizmete açanlar, bu melekleri öldürenler!
Nasıl yaşayacaksınız ? Nasıl can vereceksiniz ?
Her gün bu soruları sorun kendinize!
Yaşadığınız sürece o meleklerin gazabı üzerlerinizde olacak. Bunu iyice belleyin.
Size elli yıl da verseler gerçi o kadar cezayı bu ülkede sizin giblere de veren çıkmaz da, bu vebalden nasıl kurtulacaksınız ?
Kendi çocuklarınızın yüzüne bakarken sakın timsah gözyaşları dökmeyin emi!
Bu haysiyetsizler, meleklerin, hocalarının, ailelerinin ve genç rehber arkadaşlarımın canını aldılar.
Kim geri getirecek bu körpe vücutları geri!
Onursuz ve haysiyetsizler; ” Soruyorum ” size.
O güzel yavruların ailelerinin yazılı ve görsel medyaya anlattıklarını, duygularını, sözlerini dinlediniz mi ?
Gerçi nereden dinleyip, göreceksiniz ki!
Sizleri sadece para ve toprak hırsı bürümüş.
Sayın okurlarım,
Lütfen bunu yaşamınızda unutmayın!
Hep anlatın. Bu hainliği, cinayeti, katilleri, onursuzluğu, vurdum duymazlığı…
Sizler unutmayın, çocuklarınıza da unutturmayın.
Bakın Minik melek Selin’in babası Sayın Enver Karakaya ne demiş:
” Depremden hemen sonra çocuğumu, öğretmenlerini aradım ama ulaşamadım. Çocuğumun cenazesine, depremin beşinci günü ulaşabildim.”
” Bu şampiyonaya maddi olanaksızlıktan çocuğunu masraflarını ödeyemeyecek velilerimiz vardı. Onlara sponsor bulduk. ”
” Benim kızım beş yaşından beri satranç oynuyordu. Altı şampiyonluğu vardı. Bu yavrularımızın hepsi her alanda ve derslerinde çok başarılılardı.”
Ben buraya yer darlığından sadece acılı bir babanın duygularının çok az bir bölümünü aldım.
Bu konuşmaların üzerine ne ekleyebilirim ki ?
Kelimelerim, cümlelerim kifayetsiz kalır.
Doğu Akdeniz Üniversitesi öğretim üyelerinin analiz ve incelemeleri sonucunda otel inşaatında dere kumu, dere çakılı kullanıldığı betonların yetersiz olduğu gibi sonuçlara ulaşıldığı belirtilmiştir.
İki gün önce okuduğum bir haber beni az da olsa üzüntülerimden kurtardı.
Habere göre, hayatını kaybeden meleklerimiz için Kıbrıs Modern Sanat Müzesi tarafından ” Şampiyon Melekler ” Anıtı yapılmaya başlamış ve en kısa zamanda Gazi Mağusa’ya dikilecekmiş. Projeye Yakın Doğu Üniversite’si de büyük katkı veriyormuş. Anıt’ın çalışmalarına üniversitenin Heykel Atölyesi’nde başlanılmış.
Yazımı burada noktalarken güzel yavrularımızın isimlerini buraya tek tek yazıyorum. Hepsinin ruhu için dua etmenizi rica ediyorum. Ayrıca öğretmen arkadaşlarım ve velilerimiz için de!
Bu güzellerin ölümüne neden olan ister az ister çok sorumluluğa da sahip tüm onursuz, haysiyetsiz katillere de yaşadıkları sürece çeksinler diyorum .
Şampiyon Melekler : Abide Dağlı, Asya Tülek, Aykan Ekiz, Alp Akın,Atakan Celal Konuklu, Aras Aktuğlalı, Doruk Akın, Elvin Çavdır, Ecem Yeniçeri, Fahri Arkar, Havin Kılıç, Hasan Bügen, Hayal Gençalioğlu, Kaan Selim İş, İzcan Nurluöz, Lavin Kalaycı, Mehmet Arif Altak, Mustafa Sabancı, Mert Niyazi Topukçuoğlu, Nazife Dağlı, Nehir Çevik, Özgür İçmePerihan Çetiner, Selin Karakaya, Serin İpekçioğlu.
Öğretmen Arkadaşlarım : Ali Karasel, İbrahim Yakula, Osman Çetintaş ve Pamir Konuklu.
Bir gün yolunuz Gazi Mağusa’ya düşerse gidin ve Şampiyon Melekler Anıtı’nın önünde saygıyla eğilip duanızı yapın.
NOT: diken.com.tr sitesindeki 19.02.2023 tarihli Değerli Hoca Doç. Dr. Murat SEVİNÇ’in “Mağusalı Çocuklar” yazısını okuyun.