OKTAY EROL

OKTAY EROL

03 Nisan 2024 Çarşamba

Toplumda “geleceksizliğe” neden olan etmen…

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Toplumda “geleceksizliğe” neden olan etmen…

Toplumda “geleceksizliğe” neden olan etmen…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

OKTAY EROL

Başkaları nasıl bir “psikoloji” içerisinde, ya da ben nasıl bir “psikolojik travmayım” bilmiyorum! Şunu iyi biliyorum ama; bir yandan “yardım eli uzattık” denilerek, bir yandan da “yine yüzbinlerce öğrencinin gereksinmesini karşıladık” diye bitirilen tümceler beni dellendirmeye yetiyor!

Yaptıklarınızı “bayrak yapıp” bültenlere dökecekseniz, yoksulluk “fotolarını” bütenlere ekleyecekseniz yapmayın bu işi! Yoksulu “yokluğuyla” baş başa bırakın, gücü neye yetiyorsa onu yapsın, yetmediğini unutsun! Direnebildiği, doyabildiği, gereksinmelerini karşılayabildiğince var olsun; ama “teşhir” edilmesin!

***

Geçmişte benzer bir olay yaşamıştım yine… Bir ilçe belediyeden gelen bültende, bir mahallede, kapısı sokağa açılan/ önü çinko ile çevrili bir evde, kapıda duran bir kadının, eğilerek aldığı bir paket, hemen yanında elindeki not kağıdına bir şeyler yazan yetkilinin olduğu bir foto karesiydi! Bu çirkinliğin “anlatılacak, servis edilecek” bir yerinin olmadığını belirtmiştim yazıda.

Gün içerisinde belediyeden aradılar! Bültende bir yanlış olmadığını, belediyeye “yardım paketi” verenlerin bu “görselleri” istediğini söylediler! Onlar kimse, yardımları yaparken “kimlere” verildiğini de görmek istiyorlarmış sözde! O zaman da bunun “çirkin” bir davranış olduğunu, her söze başladıklarında “bir elin verdiğini, öteki el görmeyecek” demelerini sorduğumda da, “yanlış anlıyorsun bizi” diye noktayı koymak istemişlerdi! Yaşamımda, “beni yanlış anlıyorsun” sözü kadar, içime sindiremediğim sözcük dizisi olamaz; aptalsın, anlamıyorsun, bomboşsun gibi bir şey bana göre!

***

İyi şeyler yapıyor olabilirler, orada çalışanların hiçbirinin buradan bir “beklentisi” olmayabilir, ülkenin yoksulluğunu içlerine sindiremediklerinden ötürü/ bir yerde “sisteme” başkaldıran bir anlayışla “insanı açlığa sürüklesen de, tutunacakları bir dal vardır; hep de olacak” diyen bir anlayış taşımış olabilir! Ama bunun yolu bu değil, böyle olmaması gerekirdi! “Teşhir” ile hiç değil!

Bir fotoğraf, arkasında “… İnsani Yardım Derneği Kırtasiye Dağıtımı” yazılı bir afiş, önünde iki yetkilinin “yardım poşeti” uzattığı bir çocuk… Bir diğerinde büyüğüyle gelen bir çocuğun “yardım poşetini” alma sevinci… Bir diğerinde yan yana sıralanmış “yardım poşetlerinin” önünde duran, kucağında “yardım poşeti” / elinde (…) balonu olan bir kız çocuğu…

O çocuklar, o çocukların yakınları “çok” hoşnut sanki oralara gelmekten, sanki yüzlerindeki gülümse “hep gelin, bize yardım edin, hep bizi koruyun, siz olmadan biz yokuz” demek istiyorlar sanki! O fotoğraf karelerini çekmenin, o çekilen fotoğraf karelerini servis etmenin başka açıklamasını düşünemiyorum!

***

“Sistemin” elini/ kolunu bağlayıp yoksullaştırdığı/ işsizleştirdiği katman üzerinden, çeşitli yardım kuruluşlarının ya da kurumların “yardım” gerekçesiyle gerçekleştirdiği “insanı bilmez” eylemler benim aklımı “zorlayan” şeylerin başında gelir! Yoksullukta her kimin “izi” varsa, çözüm üretmek istiyorsa başta yoksulluğu azaltacak, yurttaşların alım gücünün artmasını sağlayacak, balık tutmasını öğretecek! Birinin bir başkası üzerinden “çıkar” sağlamasını önleyecek ki “varlığına” sevineyim!

Yoksulluğu, çocukluğu, masumluğu öne çıkararak yapılan eylemler toplumda “geleceksizliğe” neden sayılıyor; çalışmadan/ el açarak yaşamı sürdürme alışkanlığına güç vermenin yanlışlığını anlayın artık!