admin

admin

02 Mayıs 2024 Perşembe

Osmanlı’da Edep

Osmanlı’da Edep
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Eskiden “Kapıyı kapat!” denilmezmiş. Allah (cc) kimsenin kapısını kapatmasın diye düşünülürmüş. “Kapıyı ört ya da sırla” denilirmiş. Kapının kapanmadan yavaşça örtülmesi edebdenmiş.

“Lambayı söndür” demezlermiş. Allah (cc) kimsenin ışığını söndürmesin. “Lambayı dinlerdir” derlermiş. Lamba yakılmaz uyandırılırmış.

Uyuyan birisi uyandırılmak İçin sarsılmaz veya adı ile çağırılmazmış. “Agâh ol erenoler” derlermiş. Nezaket incelik edeb her işin başı imiş de ondan… Ona eren uyanık olurmuş. İnsanların sözü kesilmez işaret ve işmar edilmez fısıltılar gizli konuşmalar hoş karşılanmazmış.

Hanımlar beylerine “Efendi” derlermiş “siz” derlermiş. Hanımefendiliklerini gösterirlermiş.

Gezerken yere yumuşak basılır ses çıkarmamaya çalışılırmış. Yerdeki haşerata basmamaya özen gösterdiği için adı “Karınca basmaz Efendi” ye çıkan insanlar varmış.

Kapıdan çıkarken arkasını dönmemek geri geri çıkmak edebdenmiş.
Kapı eşiğindeki misafirlere ait ayakkabılar dışarıya doğru değil içeriye doğru çevrilirmiş. “Git bir daha gelme!” der gibi değil de. “Gitsen de ayağının yönü buraya dönük olsa” dercesine dizilirmiş.

Canlı cansız her şeyin bir hatırı varmış. Eskiler hayatı o kadar nurani o kadar temiz o kadar manâlı yaşarmış.

Üstad Necip Fazıl bu hali “Komşuya hatır soran sıra sıra terlikler
Ölçülü uzaklıkta yakın beraberlikler.” diye tarif eder.

Osmanlı’da Edep

0

BEĞENDİM

ABONE OL