Türkiye’nin ve Türkiye Halkının demokrasiyle yönetilmeye ihtiyacı var

Türkiye’nin ve Türkiye Halkının demokrasiyle yönetilmeye ihtiyacı var

ABONE OL
Kasım 17, 2024 10:23
Türkiye’nin ve Türkiye Halkının demokrasiyle yönetilmeye ihtiyacı var
0

BEĞENDİM

ABONE OL

MEKİN ŞAHİN

Türkiye’nin ve Türkiye Halkının demokrasiyle yönetilmeye ihtiyacı var

Bugünü yaşamanın nedeni, bizlere dayatılan baskıcı ve tek tip düşünme zorlamasından kaynaklandı.
Tüm sorunların çözümü adına demokratik cumhuriyete ve onun alanını çizen anayasaya ihtiyaç var.
Bu makalenin amacı, anayasanın neden ihtiyaç olduğunu anlatmaktır.
Bu husus tartışmalıdır.
Demokratik halk Cumhuriyeti için anayasa
Türkiye halkının ekonomik, siyasi ve sosyal gerçekliğine uyarlanmış bir metine, ülke olarak yerel ve uluslararası düzlemde izleyeceğimiz hedefleri ortaya koyan, İçeriği; büyük çaplı bir katılımı, sosyal adalet ve eşitliği, ulusun yönetimi içerisinde halkın üstlendiği rolü güçlendiren, hak, özgürlük ve ödevleri adına halkın örgütlenmesi önündeki engelleri kaldıran, özgürlükleri gündeme getiren anayasaya ihtiyaç var. Anayasa, halk cumhuriyetinin, değişim ve dönüşümlerin sürekliliğini ve geri döndürülemezliğini güvence altına almalıdır. 100 yılı aşkın süredir özgür, bağımsız, egemen ve sosyal adalet sahibi bir Türkiye için mücadele eden herkesin özlemlerini birleştirmelidir. Bu kanunların kanunu kendi zamanının çocuğu gibi doğmalıdır. Toplumumuzun kuruluşunun tarihsel koşullarını yansıtmakta ve giderek daha müreffeh, sürdürülebilir, kapsayıcı ve katılımcı bir demokrasiye ulaşma yüksek amacı doğrultusunda, geleceğe yönelik bir bakışla ortaya çıkmış değişiklikleri yasal olarak koruma altına almalıdır. Bu yeni metinle, kendisinden şeffaf ve kanuna uyarlanmış bir icraat beklenen demokratik devlet, kurumsallaşarak güçlenmelidir. Eğer onu ayırt eden bir şey varsa o da kadın ve erkeğin bütüncül onuruna ve hiçbir ayrımcılık türüne yer olmaksızın Türkiye halkının eşitliğine saygı olmalıdır. Türkiye demokrasisinin temeli tam da bunlara yaslanmalıdır. Bu anayasa metni; devrimci mücadelede Mustafa Kemale ve tam bağımsız Türkiyeye inananların; canı pahasına verdiği mücadelenin ortak çalışmasının ürünü olmalıdır. Bu anayasa Türkiyenin yeni nesilleri için bir mirasa dönüşmelidir. 1950 yılında başlayan ablukanın pekiştirilmesi yoluyla büyütülen ekonomik baskının; Mustafa Kemalin öngördüğü hedefleri ve ülkeyi ekonomik olarak boğma arzusunu devam ettiren emperyalizmle karşı karşıyayız. Bu arzu geçmişte, kurtuluş savaşıyla yenilgiye uğradı ve tekrar yenilgiye uğrayacak! Türk halkı tehditlerden korkmuyor. Bizim barış ve kardeşlik çağrımıza, egemen bir ulus olarak Türkiyenin, yabancı müdahalesine izin vermeden, geleceğe karar verme hakkını savunarak, yeni anayasa sürecine sahip çıkması artık kaçınılmaz olmuştur. ABD’nin aşağıladığı demokrasiyi savunuyoruz. Çünkü sosyal adalete, zenginliğin adil dağıtımı ve nüfusun tamamı için kaliteli hizmetlerin güvence altına alınması yoluyla sağlanacak dengeli ve sürdürülebilir bir kalkınmaya inanıyoruz. Dayanışmayı alışkanlık edindrek, bencilliği reddediyoruz. Bize fazla gelenleri ve eksikliğini duyduğumuz şeyleri de paylaşmalıyız. Her türlü sosyal ayrımcılığı reddederek; örgütlü suçla, uyuşturucu ticaretiyle, terörizmle, insan kaçakçılığı ve her türlü kölelik biçimiyle mücadele etmeliyiz. Kimi sınıfın veya ayrıcalıklı kesimlerin değil, tüm yurttaşların insan haklarını savunuyoruz ve halk demokrasisine inanıyoruz. Egemen güçlerin siyasi ve antidemokratik iktidarına değil, vatanın zenginliğini artırmanın doğa ile uyumlu yollarını aramalıyız. Bu arayışta gezegenimizdeki yaşamın bağımlı olduğu kaynaklara iyi bakarak; daha iyi bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Saldırı ve tehditler altında geçen 70 yılda biz Türkiyeliler en zor koşullara direnmek ve zafer kazanmak bakımından çelikten bir irade sergiliyoruz. Emperyalizm devasa gücüne rağmen birleşmiş, tarihi ile gurur duyan bir halkın onurlu duruşunu ve bunca özverinin gücüyle fethedilmiş özgürlüğe sahip çıkmaya devam edeceğiz. Anayasanın öngördüğü siyasi sistemin tüm sırrı, halkın, devlet yönetimine, başka hiçbir ülkede olmadığı kadar etkili biçimde katılabilmesini güvence altına almak olmalıdır. Cumhurbaşkanı’ndan en alt düzey delegeye kadar herkes sürekli hesap vermek zorunda, herkes onu seçenler tarafından istenildiği anda görevinden geri çağrılabilmelidir. En tepeden en alta tüm kişi ve makamların başlıca görevi halkın yönetim süreçlerine katmak olmalıdır. Bu anayasa metni,halkın anayasa tartışmasına katılmasıyla yapılmalıdır. Meclis’in hazırladığı ilk taslağı Türk halkı yeterli zaman içinde tartışmalı. Tartışma toplantıları düzenlenmeli. Toplantıları meclis özellikle düzenlenmeli. Halkın talepleri gözden geçirilerek anayasa metnine eklenmeli 70 yıldır anlatılan ‘’yalancı demokrasilere’’ gülmemek elde değil. Halksız yönetime demokrasi dediler. Oysa demokrasi dışında hiçbir sistem, halkı ülkenin yönetimine bu kadar katamaz. Dolayısıyla, Türkiye demokrasiye sahip çıkmalı.
Toplumsal adalet ve insani dayanışmanın hüküm sürdüğü özgür, bağımsız, egemen ve demokratik bir vatan için savaşan kahramanlar ve yurtseverler; boyun eğmeyen anadolu halkı, Türke ulusal bilincini ve özgürlükçü vatan tutkusunu uyandıranlar; emperyalist sömürgeciliğine karşı bağımsızlık mücadelesi kazanmıştır. Başlatan ve mücadelenin parçası olan, zafer kazanan, ancak kazandıkları zafer; kurulan cumhuriyet sonrası, yetmiş yıldan uzun süre boyunca emperyalist tahakküme, siyasi ahlaksızlığa, insan hak ve özgürlüklerinin yok edilmesine, işsizliğe, yokluğa ve çaresizliğe, işbirlikçilere ve diğer kan emicilerin sömürüsüne karşı mücadele edenlerden, halkımızın yiğit direniş ve toplumsal kurtuluş fikirlerinin kılavuzluğunda; demokratik halk cumhuriyetine ihtiyacını karşılyan bir anayasaya ihtiyaç var Demokratrik halk cumhuriyetini yaratan ve yaşatan anayasaya ihtiyaç var.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.