“Ergenlik döneminde çocuğun görünümüz, davranışları kadar düşünme tarzı da değişir. Daha önce çocuk ağırlık olarak somut düşünürken soyun düşünmeye başlar. Bunu bir filmi siyah beyaz bir televizyonda izlemekle, en gelişkin teknolojiyle donatılmış bir sinema salonunda izlemek arasındaki farka benzetebilirsiniz” diyen Yazar Ayşe Bilge Dicleli “Pencereni Aç” adlı kitabında bakın ailelere hangi önerilerde bulunuyor.
Örneğin, çocukların espri anlayışı değişir. Buluğ çağına girmemiş bir çocuğunuza, “Saat kaç?” diye sorduğunuzda, sorunuzu şakacı bir tonla “saat kaç’’’ diye tekrar eder. Ama ergenseniz, örneğin “kaçma saat seni tutmak istiyorum” diye esprili bir yorum yapabilir. Soyut düşünme çocuk açısından bir yandan heyecan vericidir; öte yandan ezici bir süreçtir.
Bu gelişme bir gecede olmaz. 11-12 yaşlarında başlar ve on dört yaşında hâkim düşünme tarzı haline gelir. İşte, çocuğunun tutarsız davranış ve tutumları somut ve soyut düşünme arasındaki bu ani geçişlerden de kaynaklanır.
On dört yaşındaki kızınızla toplumsal bir sorun üzerine ilginç bir sohbet yaparsınız; ardından sekiz yaşındaki bir çocuk gibi dondurma diye tutturabilir. Somut düşünme ile soyut düşünme arasındaki bu hızlı geçiş ergenlik çağındaki çocukların okulda karşılaştığı zorlukları anlamanıza yardımcı olabilir.
Her çocukta bu geçiş farklı zamanlarda gerçekleşir. Bu nedenle lisedeki bir çocuk soyut düşünmeyi gerektiren kimi derslerde zorluk çekiyorsa, bu onun yeterince çalışmamış olmasından değil, bilişsel gelişimini tamamlamamış olmasından kaynaklanabilir.
Derslerle ilgili tutumunuzda da bir yenilik yapmakta yarar var. Genelde çocuğun ders çalışıp çalışmadığına veya notlarına odaklanırız: “Oğlum tarih sınavın nasıl geçti?” Ya da: “Notlar nasıl gidiyor, karne nasıl gelecek?” diye sorarız genelde.
• Tarih dersinde neleri ilginç, neleri sıkıcı bulduğunu,
• Son günlerde kendi kendine yanıtını bulup çözdüğü ve bundan dolayı da sevindiği bir matematik problemleriyle karşılaşıp karşılaşmadığını,
• Okudukları bir edebi eser hakkındaki düşüncelerini;
• Tarih sınavı sorularının iyi olup olmadığının; konuyu anlamaya mı yoksa okumaların yapılıp yapılmadığına mı odaklandığını sorun.
Bu sorular not meselesine girmeden öğrenme süreciyle ilgili sorulardır. Ve önemli olan da çocuğu öğrenmeye yönlendirmektir.
Öğrence sürecine yönlendirmek için yapabileceğiniz bir başka şey de çocuğa kendi faaliyetlerinizle örnek olmaktır. Örneğin o ders çalışırken siz sadece televizyon izler, arkadaşlarınızla eğlenir, çocuğa da çalışması için bağırıp çağırırsanız, sizi tutarsız bulur ve söylediklerinize kulak asmaz.
Ama aynı anda siz de gazete veya kitap okur ya da bir hobinizle uğraşırsanız evde öğrenmeyle ilgili esen hava çocuğa da bulaşır.
1. Ergenlerin size karşı söyledikleri kimi sözlere alınmayın; bunlar aslında sizin kişiliğinizle ilgili olmayıp kendi çözmek zorunda oldukları sorunlardan kaynaklanır. Onlar aslında sizin ilginize, sevginize ve desteğinize ihtiyaç duymaktadır.
2. Ergenlik dönemi çocukların anne babalarının değerlerini kabul etmek yerine farklı yaklaşımlar geliştirmeye çalıştıkları bir dönemdir. Bu dönemde müthiş bir gözlemcidir, ne söylediğinize değil, ne yaptığınıza bakarlar. O nedenle savunduğunuz değerlere ters davranışlar sergilememeye özen gösterin.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.