OKTAY EROL
Kozan’da, Kazım Özgan’ın belediye başkanlığının ilk dönemiydi. Kozan, yıllar sonra güzel “şeyler” görüyor/ yaşıyordu! Özgan’ın mimar olması, öncesinde Sivas’ta belediyeciliği tüm inceliklerine değin yaşayarak öğrenmesi çalışmalarından belli oluyordu! O güne değin bilmediğimiz/ görmediğimiz etkinlikleri, basından adını duyduklarımızı tanıma olanağı sağlamıştı! Daha öncesinde yıkık/ dökük olan Belediye Sineması’nın düzenlemelerini yaptırmış, yine Kozan’ın tarihsel dokusuna katkı sağlayacak yapıları yeniden eşe almıştı.
O dönem Mansur Yavaş Ankara/ Beypazarı ilçesinin belediye başkanıydı, Kozan’a konuk olmuştu, kentindeki tarihsel dokuya kazandırdığı varsıllığın Kozan’da da gerçekleşmesi için destekleyeceğini, Kozan’ı “kardeş kent” saydıklarını söylemişti. O günden sonra Kozan’da “çok şey” değişti!
***
O dönem Kozan’da yazdığım haftalık Barış Gazetesi’nde, Kozan’ın davulcu abdallarını yazmıştım! Davulcu abdallar, çocukluğumuzda eğlence günlerinin, nişanların, düğünlerin, bayramların ayrı tutulmayanlarıydı! Özellikle nişan/ düğün sahipleri, güçlerince davul/ zurna çalan abdallardan kiralardı! Aynı alanda kimi zaman “birlikte/ tek ses” olarak davullarını/ zurnalarını çalar, kimi zaman aynı alanın içinde masa başlarında konukların ağırlanmasına katkı verirlerdi! Şöyle bir söylenceleri de vardı; yaramazlık yapan abdal çocuğuna annesi, “babana seni söylücem, sana davul/ zurna vermesin memir yaptıracağım” dermiş! Memur (=memir) olmak ceza sayılırmış!
Orkestralar, düğün salonları, evden uzak eğlenmeler yaygınlaştıkça abdalların işleri olmaz oldu! Zamanında kentin merkezinde yaşama olanaklarının olmasına karşın, sonraları ekonomik zorluklardan dolayı kentin kıyılarında, derme/ çatma yapılarda ya da çadırlarda yaşamaya başladılar! Kentte abdallara iş de verilmiyordu! Erkekleri çalışmayınca abdalların kadınları kent içeresinde dilenmeye, pazar atıklarını karıştırmaya, bayramlarda çuvalla et toplamaya başladılar! Bunlar görünen/ bilinenler; bunların dışında birçok söylentiler de oluştu…
***
Bir gün, gazetedeki köşemden “abdalları kazanalım” diye yazılar yazarken bir düşüncemi anlattım, şöyle: Abdallar, notasız/ eğitimsiz davul zurna çalan bir katman! Kozan Belediyesi olarak “abdallardan” bir grup kurarak, özel günlerde, bayramlarda, komşu kentlerin etkinliklerinde değerlendirilmesi olasıydı! Nasıl ki Kozan, Kurtuluş Bayramlarında dışarıdan orkestra getiriyorsa, başka kentlerin etkinliklerinde/ bayramlarında “abdallar” gönderilebilirdi! En önemlisi, köşeye atılmış olan “abdallar” topluma kazandırılabilirdi!
İlk yazdığım günlerde “bu da ne” diyen Özgan’ın, zaman geçtikçe hoşuna gitmeye başlamıştı ki, bir gün işyerimde otururken geldi, “gel gör” dedi! Neyi göreceğimi bilmiyordum, eski zabıta müdürlüğünün önünde onbeş/ yirmi Abdal dizilmiş, başlarında biri yönetiyor, diğerlerinin bir bölümü davul, bir bölümü zurna çalıyordu! Ümit Besen’den “Tahta Masa” çalınır mı, diye düşünmeyin, öyle güzel çalıyorlardı ki; etkilendim! Bizi görünce “şovu yöneten” Abdal koşarak yanımıza geldi, “ağam, bir şey çalmamı ister misiniz” dedi. “Tarkan’dan şıkıdım çalınır mı” diye sordum. “Çalayım mı” diye sordu, “siz çalışmalınızı sürdürün, sonra” dedim. Abdalların çalmayacağı şarkı yok! Özgan’a, teşekkür ettim.
***
Abdal davul şova “Portakalın Çiçeği Davul Şov” adını vermiştik! Kozan’da gerçekleşen tüm etkinliklerde yer alıyorlar, halktan da büyük ilgi görüyorlardı. İlerleyen süreçte başka kentlerden duyup da isteyenler vardı! Özgan’ın ikinci döneminde de birçok etkinliklerde yer almışlardı! O günlerde Kültür Bakanlığı’ndan destek geleceğinden de söz ediliyordu! Sonra bir dönem ara verdi Özgan, o dönemde biz Kozan’dan Adana’ya taşındık, ne olduysa ondan sonra oldu; “Portakalın Çiçeği Davul Şov” bitti; yok oldu!
Kozan’ın yeni Belediye Başkanı Mustafa Atlı’yı uzun süredir tanırım; değerleri önemser… Kozan için, Kozanlı için “Portakalın Çiçeği Davul Şov” grubunu yeniden oluşturmasını gündemine almasını isterim! Bunun Abdalların, Kozan’da bir değer olduğu gerçeğinin yeniden anımsanmasına katkısı olacağını düşünürüm. Ne dersiniz?