Araf Suresi 38: Kıyamet Hicri 1566 (Miladi 2142) Yılında mı Kopacak?

Araf Suresi 38: Kıyamet Hicri 1566 (Miladi 2142) Yılında mı Kopacak?

ABONE OL
Şubat 8, 2024 08:14
Araf Suresi 38: Kıyamet Hicri 1566 (Miladi 2142) Yılında mı Kopacak?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İBRAHİM FAİK BAYAV

Araf Suresi’nin 37’nci ayetinde, ‘zalim’ teriminin tanımı yapıldı ve zalimlere, yaptıklarının karşılığını ‘kitap’ hükmüyle verecek olanlar konu edildi. 38’nci ayet, ileri zamanın insanlarına ve toplumlarına uyarıcı mesaj verirken aynı tip zalim icrasının, aynı neticeyi getireceğini hatırlatıyor. Ayeti dört bölüme ayırıp bakalım:

Birinci bölüm:

”Kale; üdhulü fi ümemin”. Yani, o zaman geldiğinde, o topluluklara, milletinize dahil olun, denilir”.

Ümem; اُمَمٍ Ümmet kelimesinin çoğuludur; Türkçedeki ‘milletler’ demektir. Bir devlet içinde çok üyeli cemaatler veya örgütler demek de olabiliyor.

‘Ümem’ terimi, ayette Hz. Muhammed’in yaşadığı zaman için kullanıldığından, o zamandaki ve o çevredeki kabileleri hatırlatır. Zamanımız için kullanıldığında, kurulmuş ve biraraya gelmiş devletleri kapsamına alır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan bir pakt içindeki devletler de, Birleşmiş Milletler içinde yer alan devletler de ‘ümem’ kapsamına girerler. ‘El ümemü’l-müttehide’ Birleşmiş Milletler anlamında kullanılıyor. (Mevlüt Sarı. Arapça Türkçe Lügat)

Ümem, bu ayette olumsuz anlamda kullanılmış. ‘Ümem’ terimi ile yalan ve iftira ile doğru olanı ret edenlere işaret edilmiş. Bu ayette ‘ashabü’n-nar’ yandaşları anlamındadır. Bunlar her coğrayada her ülke içinde bulunabilirler. Kargaşa, kaos veya savaş çıkarma heveslileridirler. Onların başında görünmeyen bir lider vardır. O lider ‘BAŞKAN’ veya ‘REİS’ diye anılabilir. Reis ya da başkan, yandaşlarıyla ya saltanat oluşturmuştur, ya da saltanatta yer almak için çabalıyordur.

Ayetteki ”üdhulü fi ümemin” emir kelimesi; yandaşların… yani hak hukuk bilmezlerin… ancak aynı tipteki kimselerle beraber olabileceklerini ima ediyor.

İkinci bölüm:

”Kad halet min kabliküm min el-cinni ve’l-insi fi’n-nar”. Yani, o zaman geldiğinde (yandaşlara, haktan hukuktan anlamayanlara) sizden önce ateşe girmiş cin ve ins topluluklarıyla beraber olun, denilir. Neden denilir?.. Çünkü kötü icra kötü netice getirecektir.

‘Nar’ نارِ sözcüğü 36’ncı ayette ‘savaş’ olarak açıklanmıştı. ‘Nevren’ fiil masdarı, bir çeşit parlamayı anlatmak için kulllanılıyor. Toplumda fitnenin çıkması ve yayılması anlamı da bu fiil masdarıyla oluşturuluyor. Parlama yapan nesneler bombalar ve dinamitlerdir. Anarşistlerin kullandığı molotof kokteyleri de parlama yapan araçlardır.

Resul uyarısını kabul etmeyen iktidar mensupları, istemeseler de savaş ortamına sürüklenirler. ‘fi’n-nar’ في النَّارِ kelimesi o ortamı işaret ediyor.  ‘El-cinni ve’l-ins’, اَلْجِنِّ وَالْاِنْسِ o ortamın görünen ve görünmeyen elemanlarıdır.

‘Min kabliküm’ kelimesindeki ‘küm’ zamiri, hangi zamanda, hangi coğrafyada, hangi devlet içinde yönetimi hukuk dışı icraya zorluyorsa, onları tanımlar. Ayetten anlaşılıyor ki, hukuksuzlar ve başıbozuklar, hukuksuzları ve başıbozukları taklit ediyorlar.

Üçüncü bölüm:

”Küllema dehalet ümmetün. Leanet uhteha”. Yani, ne zaman bir millet, bir cemaat ya da bir aşiret (ümmet), biri diğerine katılsa hepsi tek bir millet (ümmet) olur. Bu hüküm genel anlamda böyledir. Ayetin belirttiği olumsuz anlamda gerçekleştiğinde, her bir grup kendini oraya çeken yandaşına lanet eder. Meallerde ‘uhteha’ kelimesi ‘kardeş’, ‘yoldaş’ veya ‘yandaş’ olarak değişik şekilde belirtiliyor. Başka ad ile de anılabilirler. Mesela; ‘müttefik’…

1900’lü yıllara kadar, bir millet, baskın yaparak, genişleyerek diğer milletleri bünyesine alıyordu; tek millet oluyordu. Belki o şekilde imparatorluk oluşuyordu. Bu ayet kelimesinden anlaşılan,  ayrı çok milletin, inanç farklılığı gözetmeksizin bir araya geleceği, tek millet olacağıdır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Müslüman, katolik, protestan, anglikan, liberal, hatta yahudi inançlıların bir araya gelip NATO’yu oluşturdukları gibi. Ya da Müslümanların, Ortodoksların ve Komünistlerin oluşturduğu Varşova Paktı gibi. Bu milletler için kurallar belirtilimiş, bünyedeki her bir millete ya da devlete, kurallara uyma sorumluluğu getirilmiş.

Şu zamanda yeryüzünde bir kaç milletler topluluğu oluşmuş durumda. Her topluluğun yaşam şekli değişik olsa da tek millet politikasına uymak zorundalar.

Şu soru akla gelir: Hangi coğrayada hangi devlet hukuksuzluğu ve kuralsızlığı esas alıp ateş hazırlıyor?.. Hangi devletler hazırlanan ateşe tek tek girecekler?.. (Merak bu ya) Olay ne zaman gerçekleşecek?.. Birinin diğerini lanetlemesi nasıl olacak?

Her olayın oluşum öncesinde işaretleri belirir. İşaretlerin belirmediği bir zamanda isek, ‘cifir’ ilmiyle ayet kelimelerinin harfleri hesaplanabilir. Ortaya çıkan sayılar, düşünmemize sebep olabilir. Ayet kelimelerine bakalım:

Ümmetler birleştiğinde tek ümmet olurlar anlamındaki ”küllema dehalet ümmetün” كُلَّما دَخَلَتْ اُمَّةٌ kelimesi, 1566 sayısını veriyor. (Miladi 2142)

Birleşen milletler, birleştiklerine pişman olup yandaşına ya da müttefine lanet eder anlamındaki ”Leanet uhteha” لَعَنَت اُخْتَها kelimesi, 1557 sayısını veriyor. (Miladi 2133)

Sonucu getiren ”Hatta iza iddarekü fiha cemian” حَتّي اِذا اِدَّارَكوا فيها جَميعًا kelimesi ise 1571 sayısını veriyor. (Miladi 2146)

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP