Çocuk terbiyesinde usül ve ölçü

Çocuk terbiyesinde usül ve ölçü

ABONE OL
Aralık 31, 2023 20:44
Çocuk terbiyesinde usül ve ölçü
2

BEĞENDİM

ABONE OL

Evlat terbiyesinde takip edilecek usül,verilmesi gereken terbiye kadar mühim bulunmaktadır.İslami esaslara ve milli harslerimize aykırı bulunan bir terbiye usulü,daima zararlı olmuş ve olmaktadır da!

Hatalı bir usülle terbiye edilmiş çocuk ile hiç terbiye edilmeyen arasında,zarar bakımından,büyük bir fark yoktur.Tatbik edilmesinde millet ve memleket için fayda umduğumuz terbiye usül ve ölçülerini ıttılâınıza arza çalışalım:

A-) ÇOCUK TERBİYESİNDE ACELECİ OLMAMALIDIR:

Çocuğun tedrici olarak gelişen fiziki yapısı da yavaş yavaş inkişaf eder.Bu sebeple çocuğun terbiyesinde uzun bir zamana ve engin bir sabra ihtiyaç bulunmaktadır.Bu gerçek;bizi usandırmamalı,ihmale sevk etmemeli ve çocuğu kendi haline bırakma hatasına düşürmemelidir.Bilakis,sistemli bir şekilde,verilmesi gereken terbiyeyi devamlı bir şekilde uygulamalıdır.

Toprağa serpilen tohum,yavaş yavaş kök salar ve tedrici bir şekilde gelişir.Toprak,semadan inen yağmura sinesini açar ve ince ince inen yağmuru içine alarak o tohumun gelişmesine feyizli bir zemin hazırlar.

B-) ÇOCUĞUN KALBİNİ İMANLA,DİMAĞINI İRFANLA VE DİLİNİ KUR’AN’LA TENVİR ETMELİDİR:

İnancı olmayan şahıs kafir,bilgisi olmayan kişi cahil,Kur’an okumayan insan gafildir.Bu değerlerin tam******* mahrum bulunan bahtsız da ”serseri”dir.Millet ve memleketimiz için en hayırlı insan;uyanık,bilgin ve Mü’min olan kimsedir.Anne ve babaların istikbale hazırladıkları yavrularını ve bu değerle teçhiz etmeleri,ihmali asla caiz olmayan vazifeleri cümlesindendir.

C-) ÇOCUĞUN BAŞARISINI TAKDİR VE HATASINI TASHİH ETMELİDİR:

Çocuğun yaptığı bir hatayı,küçüklüğüne hamlederek görmezlikten gelmek,daha büyük suçları işlemesine cesaret vermek olur.İsterse o iş,ufak bir hata olsun.Konuşmasında ve faaliyetlerinde gösterdiği isabetli davranışlarından dolayı,takdirkar ifadelerle onu tebrik edip mükafatlandırmak,çocuğun görüş ufkunu genişletir ve gelecek zamana,mefkure sahibi olarak ve emin adımlarla yürüme kabiliyeti kazandırır.

D-) ÇOCUKLARI ALLAH KORKUSU VE AHİRET SORUMLULUĞU İÇİNDE YETİŞTİRMELİDİR:

Ahirete inanmayan ve Allah’tan korkmayan bir kişinin bilgisi,iyilik yapmada değil,kötülüğü başarmada müessir olur.Vicdan,iman ile cevval hale gelir ve ahlak Allah korkusu ile yükselmiş olur.Allah ‘tan korkmayan insanların belgesi ve bilgisi,ahlak ve fazilet yönünde bir değer ortaya çıkarmaz.

E-) ÇOCUĞA PEYGAMBERİMİZİ TANITMALI VE SEVDİRMELİDİR:

İnsanlık ufkunun en yüce örneği bulunan Peygamberimiz Hz.Muhammed(s.a.v)’in hayatından ve ahlakından örnekler vererek ona anlatmalı ve sevgisini artırmalıdır.Onun(s.a.v) sünnetiyle amil olmakla kamil bir Mü’min olacağı çocuğa anlatılmalı ve bu sevginin potasında eriyip sünnet-i nebeviyye kalıplarında şekillenmesine yardım etmelidir.

F-) DÖVÜP HAKARET ETMEDEN ÇOCUĞU TERBİYE ETMEYE ÇALIŞMALIDIR:

İslami ölçülere uygun olarak ilimle hilmi birleştirecek ve ince bir nezakete hakikat incilerini dizecek olursak,çocuk verilen terbiyeyi benimser.İslam’ın terbiye sisteminde dayak,asli bir metod değildir.

Kangren olmuş bir parmağın,tıbbi yoldan tedavi çareleri arandıktan sonra,daha büyük bir zarara sebep olmaması için,ameliyat edilmesi gibi,terbiye usülleri bir bir denendikten ve yapılan nasihatlerin fayda temin etmediği kesin olarak anlaşıldıktan sonra,nihai çare olarak dövme yoluyla onu kötülükten uzaklaştırmaya çalışılır.

Mevzumuza ışık tutan bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır: ”Evladınıza yedi yaşında namazı emrediniz.On yaşı(na ulaştığı halde kılmayacak olursa bu tembelliği gidermek) için dövünüz” ((1))Günde beş vakit eda olunan namazın gerekirse her biri için çocuğa öğüt verilecek,üç senelik devre sonunda namazı ihmale devam ederse,son çare olarak dövme yoluyla ıslah çaresi aranacaktır.

G-) ÇOCUĞA ŞAHSIMIZLA ÖRNEK OLMALIDIR:

Evlat terbiyesinde muvaffakiyet,sadece konuşmakla değil,şahsi hareketlerimizle müsbet örnek olmaya bağlıdır.Bu yolda hareket eden kimse,söylediğini kendisi de yaptığı için,Kur’an-ı Kerim’e uygun bir usül takip etmiş olur.Bu ölçü ile hareket eden o kimseyi Teala muvaffak kılar.Böyle bir idrak içinde çocuk terbiyesine yönelen fert ve milletler,sevindirici sonuçlar elde etmişler ve ”pırlanta” misali bir nesil yetiştirmeye muvaffak olmuşlardır.

Söylediğini kendisi tutmayan,tavsiye ettiği işleri şahsında tatbik etmeyen kimsenin konuşması samimiyetten uzak ve yapmacıktır.Bu yanlış saplantı içinde bulunan kimse ne söylese,ne kadar edebi üslup ile konuşsa tesiri olmaz.Kalbe inmeyen ve dimağa nakşolunmayan sözler,kulak kepçesi içinde kaybolur gider.Zira beklenen tesiri halk edecek olan,Allah Teala’dır.Kalbimizden kopup gelen ve yana yakıla ifadeye çalıştığımız sözler,birer şerâre gibi,çocuğun kalbi ve ruhu üzerinde tesir eder.

H-) ENGİN BİR MÜSAMAHA İLE HAREKET ETMELİDİR:

Resulullah(s.a.v)’e on sene hizmet etme şerefine erişmiş bulunan Enes Bin Malik(r.a) alemlere ve ademlere rahmet olan Efendimizin(s.a.v) engin ve rengin müsamahasını açıklarken ”Hiçbir gün bana öf bile demedi,neden böyle yaptın da demedi.Şöyle yapsan olmaz mıydı diye de konuşmadı” diyerek çok faydalı bir ölçüyü ortaya koymuş olmaktadır.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP