Diyabete, sürekli hareket ederek savaş açın. Düzenli spor yapamıyorsanız bile evinizde çiçek yetiştirin, asansör yerine merdiven kullanın ve pazara yürüyerek gitmeye çalışın
Spor ve egzersiz, diyabet tedavisinin en önemli halkalarından biri. Ancak sadece spor yapmak yetmiyor; aynı zamanda günlük hayat içinde hareketli olmak da gerekiyor. Bunun için hemen harekete geçebilirsiniz: Evde temizliğinizi kendiniz yapın, pazara yürüyerek gidin! Gaziantep SEV Amerikan Hastanesi Diyabet Merkezi Koordinatörü Dahiliye Uzmanı Dr. Derya Aydın; diyabet hastalığıyla ilgili uyarılarda bulundu:
Diyabet hastalığında dengeli beslenme esastır. Diyabetli hastalarda beslenme planı; kişinin bireysel özelliklerine (cinsiyet, yaş, kullandığı ilaç veya insülin tedavisi vb.) göre farklılık gösterir. Bu nedenle diyabetli hastanın beslenme programı mutlaka bir diyetisyen tarafından oluşturulmalı ve hastaya diyetiyle ilgili kapsamlı bir eğitim verilmeli.
KAN ŞEKERİ KONTROLÜ
İyi bir kan şekeri kontrolü için; kişi diyetinde önerilen besinleri, önerilen miktarlarda ve önerilen zamanlarda tüketmeli. Yemek saatlerini aksatmamalı çünkü öğün düzeni, kan şekeri kontrolünde çok önemli rol oynar.
Diyabet hastalığı, hareketsiz yaşam tarzının bir sonucu olduğu için tedavisinde egzersiz ve spor, hayati önem taşır. Diyabet hastalarımıza sporu mutlaka öneriyoruz. Ancak burada önemli olan; hastaların mutlaka doktorlarına danışarak yaşlarına, sağlık durumlarına, kapasitelerine ve en önemlisi de diyabetin derecesine göre bir egzersiz programı uygulamasıdır.
Örneğin ayak yaraları olan birine yürüyüş değil yüzme öneririz, kalp hastalığı da eşlik eden diyabetlilere ise ağır spor asla önermeyiz. Ayrıca ileri derecede diyabetik nöropatide, diyabetin ileri derecede gözü etkilemesi durumunda, kalp damar hastalığı olanlarda egzersiz sakıncalı olabilir.
ASANSÖR KULLANMAYIN
Sağlık durumu uygun olan diyabetliler spor yapmalı. Zira düzenli fiziksel aktivite insülin direncini azaltır, kilo kaybını kolaylaştırır, kan şekeri ve kan yağları ile kan basıncının daha iyi kontrolünü sağlar.
Özellikle tempolu yürüyüş ve yüzme gibi egzersizleri hastalara öneriyorum. Ev temizliğini kendiniz yapın, bahçe sulayın, çiçek ekin, hobiler edinin, iki durak önce inip yürüyün, asansör yerine merdiven kullanın, pazar alışverişine yürüyerek gidin.
TEDAVİYİ BIRAKMAK VEYA ÜZÜNTÜ ŞEKERİN YÜKSELMESİNE SEBEP OLUR
Kan şekerinin düşmesine (50’nin altı) tıp dilinde hipoglisemi, kan şekerinin yükselmesine hiperglisemi denir.
Diyabet hastalarında; tedaviyi aksatmak ya da bırakmak, diyete uymamak, aşırı stres ve üzüntü kan şekerinin yükselmesine neden olur.
Kan şekeri yükseldiğinde, hastada baş ağrısı, ağız kuruması ve halsizlik gibi belirtiler görülür.
Şeker ölçümü; kan şekeri ölçüm cihazıyla parmak ucundan alınan kandan yapılır.
Bilinen şeker hastalığı olmayan bireyde, kan şeker düşüklüğü durumunda insülin düzeyi, gizli şeker vb durumların araştırılması gerekir.
Kan şekeri düşen kişi, bayılmamak için iki-üç adet küp şeker yemeli ya da meyve suyu içmeli. Eğer kişi bayılmışsa, asla ağızdan bir şey verilmeye çalışılmamalı.
ŞEKER KOMASI OLUR
Şekeri yükselen kişiye ilk müdahale yapılırken; kusması yoksa, bol su içirilmeli ve en kısa zamanda hastaneye ulaşması sağlanmalıdır.
Açlık şekeri; gece sekiz saat açlıktan sonra yapılan kan şekeri ölçümüdür.
Tokluk kan şekeri; kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeğindeki ilk lokmadan iki saat sonraki kan şekeri ölçümüdür.
SİNSİ TEHLİKE GİZLİ ŞEKER HASTALIĞI
İnsülin, vücudumuzda pankreas adlı organdan salgılanır. İnsülin; kas, yağ ve karaciğer gibi kan şekerini kullanan dokulara şekerin alınması ve kullanılmasını sağlar.
Dokularda insülin direnci varsa; şekerin dokulara alınıp kullanılması, yakılması zor olur. Bu durum daha çok insülin salınmasına yol açar. Bu da hem insülin rezervini azaltır, hem de kanda dolaşan aşırı insülin miktarı; obezite, hipertansiyon, ateroskleroz gibi kronik hastalıkların oluşmasına neden olur.
Eğer bir kişinin kan şekeri düzeyi normalden yüksek olmasına karşın diyabet tanısı koymaya yeterli yükseklikte değilse, bu durumda kişi gizli şeker hastası olarak tanımlanır.
Gizli şekerin belli bir yaşı yoktur. Gizli şeker, kişinin tip 2 diyabete yakalanma riskinin arttığını gösterir.
Açlık kan şekeri 100 mg/dl’nin altındadır. Açlık kan şekeri 100-125 mg/dl arasında ise şeker yükleme testi yapılarak gizli şeker araştırılmalıdır.
Gizli şekeri olan bireylerde kalp damar hastalığı ve inme riski, kan şekeri normal olan bireylere kıyasla daha fazladır. Gizli şekerli bireyler diyabet gelişimi açısından yüksek risk altındadırlar. Aşikar şeker hastalığından önceki dönemdir.
Gizli şekeri olan hastanın hiçbir yakınması olmayabilir. Ancak genel olarak belirtiler şunlardır: Çabuk acıkma, geç doyma, yemeklerden iki-üç saat sonra olan acıkma hissi, tatlı krizi olması, halsizlik, yorgunluk.
AŞIRI TATLI TÜKETİMİ KARACİĞER YAĞLANMASINA YOL AÇABİLİR
Şekerli yiyecekler ve tatlılar, diyabetli bireyde kan şekerini yükseltir. Diyabeti olmayan bireyde ise aşırı tatlı tüketimi; obezite ve karaciğer yağlanması gibi sorunlara yol açarak ileride diyabet açısından risk yaratır.
Sofra şekeri, reçel, bal, hazır meyve suları, pasta, kek, tatlı, çikolata gibi yiyeceklerin içindeki karbonhidrat, basit karbonhidrattır yani kan şekerini hızlı bir şekilde yükseltirler. Vücudun ihtiyacı olan enerjiyi kompleks karbonhidratlardan karşılayarak kan şekerinin daha geç ve daha yavaş yükselmesini sağlayabilirsiniz.
Diyabet hastalığına asıl zemin hazırlayan; rafine toz ve kesme şekerdir. Şeker kullanılarak yapılan yiyecekler, tatlılar; pankreası yorar. Diyabete davetiye çıkarmamak için rafine şekerleri çok az tüketmeli, meyve şekeri ve süt şekeri gibi doğal şekerleri tercih etmeliyiz.
Diyabet; obeziteden dolayı ortaya çıkabilen bir komplikasyondur ve diyabetlilerin yüzde 80’i obezdir. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki; obezite süresi uzadıkça, diyabete yakalanma riski de hayli artmaktadır. Obezitede, vücudun yağ miktarı ve bel çevresi genişliği dikkate alınmalıdır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.