13.1. Otlak tipleri
13.1.1. Dağ (yayla) otlakları
13.1.2. Step (Bozkır) otlakları
13.1.3. Diğer otlak tipleri
13.2. Koyunların otlatılması
13.2.1. Koyunların otlağa hazırlanması
13.2.2. Koyunların otlakta yönetimi
13.3. Otlatma yönetimi
13.3.1. Otlatma mevsimi
13.3.1.1. Kritik dönemler
13.3.1.2. Otlatma olgunluğu evresi
13.3.2. Uygun hayvan türü ile otlatma
13.3.3. Birörnek otlatma
13.3.3.1. Denetimsiz otlatma sistemleri
13.3.3.2. Denetimli otlatma sistemleri
13.3.4. Otlatma kapasitesi
13.3.4.1. Otlatma kapasitesinin saptanması
13.4. Kaynakça
Koyun, daha çok bir otlak (mera) hayvanıdır. Otlağı en iyi değerlendirebilen türler arasında kabul edilir. Otlakta besleme, giderleri azaltarak koyunculuğu daha kazançlı bir duruma getirir. Ayrıca koyunların sağlık durumlarına da olumlu etki yapar.
Koyunların otlakta kaldıkları süre, yetiştirme yönü, iklim ve doğa koşullarına göre değişir. Kimi bölgelerde koyunlar bütün yıl otlakta kalır. Yalnız kuzulama mevsiminde ağıla alınırlar. Kimi bölgelerde ise soğuk kış aylarında ağılda tutulurlar, diğer aylar otlakta beslenirler. Özetle koyunlar zamanlarının büyük bir kesimini otlakta geçirirler.
Otlatma özelliği bakımından koyunlar otları diş ve damaklarıyla derinden kopararak otlarlar. Özellikle geniş yapraklı, yaprakça zengin bitkileri ve baklagil türlerini yeğlerler. Fazla seçici olmamakla birlikte keçi kadar kanaatkar değildir. Ancak, otlağa gidip gelmeye katlanma gücü uygun olduğu kadar dolaşma süresi bakımından da yüksek düzeydedirler.
Baklagil türlerini içeren. kısa ve orta boylu öz çimenlerden oluşan, hafif dalgalı yada az engebeli, kuru ve yüksekçe otlaklar, koyunlar için en uygun sayılırlar. Alçak, nemli, bataklıklı ve özellikle üzerinde su toplayan alanlar koyunlara iyi gelmez. Buralardaki otların besin değeri iyi olmadığı gibi böyle otlaklar çeşitli a*****ların da yatağıdırlar.
13.1. Otlak tipleri
13.1.1. Dağ (yayla) otlakları
Dağ etekleri, orta yükseklikteki otlaklar ve yüksek yayla odakları olmak üzere üçe ayrılırlar. Dağ eteklerindeki otlakların ova otlaklarından ayrımları azdır.
Orta yükseklikteki otlaklarda bitki örtüsü ova ve dağ otlaklarından oldukça ayrıdır. Buralarda öz çimen ve baklagil bitkileri göreli olarak azalır. Bileşikgiller ve maydanozgiller gibi bitki türleri çoğalır. Bunlar genel olarak sap kısımları kısa, yaprakları çok besin değeri yüksek bitkilerdir.
Yüksek yayla otlaklarında bol yapraklı ve çiçekli bitkiler çoğalır. Öz çimen ve baklagil türleri daha da azalır. Buralardaki bitki örtüsü kokuludur ve besin değerleri yüksektir. İçerik bakımından yoğun yemlere yaklaştıkları söylenebilir, sindirilebilir ham protein oranları yüksek, sellüloz oranları düşüktür.
13.1.2. Step (Bozkır) otlakları
Step otlakları, Orta, Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da geniş alanları kaplarlar. Bu nedenle koyunculuğumuz için önemleri büyüktür.
İklim ve toprak koşullarına göre step otlaklarının besleme değeri ve tipleri değişir. Kar ya da yağmur suyu toplanan alçak alanlarda daha boylu otlar biter. Bunlar otlu stepler olarak adlandırılır. Bitki türleri arasında çayır patureni, tilki otu, tırfıl gibi bitkiler sayılabilir. Bu otlaklarda ot uzun ve sık olduğundan biçmeye de uygundurlar. Yeşillikleri çevrenin durumuna göre daha uzun süre devam eder. Ancak kuzular için uygun değillerdir.
Step otlaklarında genel olarak otlar çok yüksek bitki örtüsü daha çok çimenler ve baklagillerde oluşur. İlkbaharda kar eridikten ve ilk yağmurlardan sonra çabuk ot biter, ancak yeşillik uzun sürmez, mayıs sonlarına doğru kurumaya başlar. Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında bozkır otları sararır. Bu sürelerde koyunlar daha çok kuru otla beslenirler. Sonbahar yağmurlarıyla bozkırda yer yer yeşillik biter. Bu durum kış başına doğru sürebilir. Bununla birlikte yeşillik güneydeki illerimizde bütün kış görülür. Bu yörelerde, kış hafif de geçtiğinden göçer koyuncular kışı geçirmek için koyunlarını buraya getirirler. Bu alanlara kışlak adı verilir.
13.1.3. Diğer otlak tipleri
Tuzlu sulak otlaklar
Karadeniz bölgesinde kimi yerlerde tuzlu sulak alanlara rastlanır. Bu alanlar tarım için uygun bulunmazlar ise koyun otlağı olarak kullanılırlar. Bu otlaklarda çeşitli tuzlu bitkiler yetişir. Koyunlar bunları severek yerler.
Kuru vadi otlakları
Kimi bölgelerde rastlanan kuru vadiler, koyun otlağı olarak değerlendirilebilir. Bu otlaklarda koyunların severek yedikleri yabansal otlar biter. Bitki örtüsü içinde ince çayır otları ve baklagiller ne kadar çok ise koyun otlağı olarak o kadar büyük değer taşırlar.
Orman otlakları
Orman içindeki otlaklar koyunlar için uygun değildir. Bunlar, koyun beslenmesine uygun olmayan zararlı ve zehirli bitkileri içerirler. Ayrıca bu alanlar oldukça nemlidir. Orman otlaklarında kene türü a*****larda çok bulunur. Ancak orman arasında kalan, geniş ağaçsız alanlar koyun yetiştirmeye uygundurlar.
Anızlar
Genelde tahıl hasadından sonra toprakta kalan köklü bitki kısımları anız olarak adlandırılır. Anızlar da başak ve dane döküntüleri de olduğundan, buraları koyunlar için bozkırın kuruduğu zamanlarda iyi bir otlak olarak kabul edilebilir.
Tahıl anızı dışında, pamuk, ayçiçeği ve tütün anızları da koyunlar için otlatmaya uygun sayılırlar.
Yapay otlaklar
Yapay olarak düzenlenen otlaklar koyunculukta pek ekonomik sayılmaz. Bununla birlikle kimi bölgelerde ve ülkelerde yapay koyun otlakları ekonomik olabilir.
Yonca otlakları
Koyunlar için en iyi yapay otlak, yonca otlaklarıdır. Otlak yapılacak toprağa yonca tohumu, brom, tüylü ve yabansal yulaf tohumlarıyla karıştırılarak ekilir.
Yonca otlaklarında bir otlatma mevsiminde; kurak yıllarda 1 hektar başına 6 ergin, orta düzeyde yağışlı yıllarda 10-12 ergin, yağışın yüksek olduğu yıllar da ise 20 ergin koyun hesap edilir. Yonca otlağına ilk yıl koyun bırakılmaz. Koyunun bırakılması için ikinci yılın ikinci biçiminden sonraki dönem uygundur.
İyi nitelikteki bir yonca otlağında ergin bir koyun 10-12 dakikada doyar. Kötü parsellerde ise bu süre 1-1.5 saat sürer. Bir merinos koyununun günde yiyebileceği yeşil yonca kuzu için 3 kg. erginler için 4-5 kg. kadar olabilir. Yağmur sırasında yada yağmurdan sonra ve çok aç iken fazla bir şekilde otlatılmaları uygun değildir.
Tırfıl otlakları
Koyunlar için kızıl tırfıl, melez tırfıl çeşitleri, çayır patureni gibi çayır otlarıyla karışık olarak ekilir ve yapay otlaklar oluşturulur. Beyaz tırfıl ekilir ve yapay otlaklar oluşturulur. Beyaz tırfıl en uygun olanıdır. Bu otlaklarda ikinci yılın ikinci biçiminden sonra otlak olarak kullanılabilir. Yonca otlakları için belirtilen konular, bunlar içinde geçerlidir.
Yapay otlaklar için burçak-yulaf,burçak-çavdar karışımları, mısır, sorgum, sudan gibi bitki türlerinden de yararlanılmaktadır.
Yapay otlaklar ne kadar iyi nitelikli olursa olsunlar, hayvanlar zamanla bunlardan bıkar ve severek otlamaz olurlar. Bu yüzden bunlar doğal otlaklar ile birlikte nöbetleşe olarak otlatılmalıdırlar.
13.2. Koyunların otlatılması
Koyunların otlatılması (meralandırılması) ve hayvanların otlakta yönetimi yetiştiricinin başarısını doğrudan etkiler. Deneyler iyi otlatılan koyunların kolay semirtildiklerini, kötü güdülen koyunlarında zayıf kaldıklarını göstermektedir. Bu nedenle otlatmada deneyimli çobanlara gereksinme vardır. Çobanların bir yandan otlağı iyi tanımaları, öte yandan koyunların özelliklerini, alışkanlıklarını, besiye gelme bakımından ayrılıklarını bilmeleri gerekir. İyi bir çoban, niteliği ne olursa olsun her otlağın değerlendirilmesine ve otlatılabilen bütün işe yarar bitkilerin koyunlar tarafından tüketilmesi için çalışır. Başka bir deyişle çobanlık hayvan sevgisine dayanan, deney ve bilgiyle desteklenen bir sanattır.
13.2.1. Koyunların otlağa hazırlanması
Otlağa çıkarmadan önce, koyunlar gözden geçirilir. Büyümüş tırnaklar kesilir. Hastalık geçirmiş, zayıf koyunlar sağlıklı hayvanlardan ayrılır. Bunlar duruma göre bir süre ağılda tutulur. Diğer yandan erginler, toklular ve kuzular gruplandırılır.
Köpekler, birçok a*****ların taşıyıcısı olduklarından, otlak mevsiminden önce ilaç verilir. Kapalı bir yerde kurtlan düşürülür ve yok edilir.
Mevsim dönüşümlerinde yemleme bakımından ağıldan otlağa yada otlaktan ağıla geçişler birden bire olmamalı, yavaş yavaş yapılmalıdır. Örneğin kuru kaba yemlerden yeşil yeme birden bire geçişler ishal ve sancılar yapar. Diğer hastalıklara da neden olur. Bu amaçla ilk günler sabahleyin yemleme yapılır ve öğleden sonra 1-2 saat kadar otlağa bırakılırlar. Beş-altı gün sonra bir miktar kuru ot verdikten sonra sabahtan otlağa çıkarmak olasıdır. Koyunlar yeşil yeme iyice alışınca aç karnına otlağa çıkarılabilirler.
Koyunları sancılardan korumak için sabahleyin erken saatlerde otlar henüz Çiğliykende otlağa bırakılmamalıdırlar. Çiğin çözülmesi beklenmelidir. Sulama da önemlidir. Bu yüzden otlağa çıkarmadan önce sulanmalıdırlar. Aksi durumda otlakta yada yolda rastladıkları sağlıksız durgun suları içebilirler.
13.2.2. Koyunların otlakta yönetimi
Koyunlar otlakta, hepsi aşağı yukarı aynı doğrultuda kapalı bir cephe durumunda olacak şekilde yönlendirilmelidirler. Koyunların karma karışık ve hızla koşmaları istenmez. Bu durumda kuvvetli koyunlar önden giderek iyi yerlere saldırır ve otu ezerler. Bu amaçla çoban ve yamağı sürünün önünde yavaş yavaş yürür. Kaçan koyun olursa da bunları tekrar sürüye katarlar. Olası ise bir çoban da geri kalanlara dikkat eder, bunların sürüden kopmalarına engel olur.
Koyunların nedensiz olarak da yer değiştirilmeleri de doğru değildir. Diğer yandan aynı sürüyü parçalara da ayırmak uygun olmaz, bu koyunları huysuzlaştırır.
Koyunlar güneşe doğru yürütülmez, rüzgarın yönüne de bakılır. Sabahleyin koyunları otlağa çıkarırken ve otlatırken rüzgar sürünün arkasına alınır. Otlaktan dönerken de rüzgara doğru yürümeleri sağlanır. Tok koyunlar rüzgardan rahatsız olmazlar, ayrıca da serinlerler.
Sıcak mevsimlerde öğleyin koyunlar havadar ve yüksekçe bir yerde dinlendirilir. Olası ise gölgelikler yapılır. Koyunlar başlarını gölgeye sokmak ve sineklerden korunmak için yığın durumunda biraraya toplanırlar. Öğle sıcağı geçince sulamaya götürülür ve bundan sonra gece yarısına değin otlatılırlar. Otlayan koyunların su gereksinmesi ortalama 5 lt/gündür. Bu gereksinim mevsime, vücut yapılarına ve otun kuru maddesine göre değişir. Koyunların 2-3 günlük susuzluktan zarar görmediği bilinir. Bununla birlikte en iyisi hergün sulamadır. Otlayan koyunların tuz gereksinmesi de 200-300 gr/gündür. Bu tuz en iyi bir şekilde kaya tuzu şeklinde verilir. Yurdumuzda otlaklar ortamalı olduğundan bu gereksinme, genellikle ağılda karşılanır. Yurdumuzun kimi bölgelerinde ise sıcak yaz aylarında en iyi şekil gece otlatılmasıdır. Bu amaçla gündüzün koyunlar ağılda yada gölgeliklerde barındırılır, akşam üstü serinlikle birlikte otlağa çıkarılır. Otlatma gün doğuşuna değin sürdürülür. Otlatma kısım kısım yapılır. Önce birinci kısım otlatılır. Buradaki otlar bitince yer değiştirilir. Sürü burada otlatılır. Bunun çevresi de bitince üçüncü bir yer seçilir. Bu şekilde bir sıra içinde otun durumuna göre bir otlatma sürdürülür.
Koyun sürülerinin yönetiminde iyi eğitilmiş çoban köpeklerinden yararlanılır. Bunlar geride kalan koyunları sürüye katar, etrafa dağılanları toplarlar. Aynı zamanda koyunları yabansal hayvanlardan ve hırsızlardan korur. Genellikle 400-500 baş koyuna bir çoban köpeği beslenir.
13.3. Otlatma yönetimi
Otlaklardan en üst düzeyde hayvansal ürün elde edilmesi, otlatma ile ilgili işlemlerin teknik temellere uygun bir şekilde düzenlenmesiyle olasıdır.
Otlaklardan yararlanmanın teknik temelleri yada otlatmanın teknik kuralları otlatma amenajmanı / yönetimi başlığı altında toplanır.
Otlaklardan elde edilen ürünlerin sürekli olabilmesi, otlakların düzenli ve denetimli bir şekilde kullanılmasına bağlıdır. Bu durumda hem sürekli olarak fazla hayvansal ürün alınması ve hem de bitki örtüsünün korunması yada bozulmaması söz konusu olabilir. Bunun için uygulanması gereken temel koşullar ve teknik temeller dört noktada toplanmaktadır.
Bunlar:
Otlatma mevsimi.
Uygun hayvan türü ile otlatma.
Birörnek otlatma.
Otlatma kapasitesi gibi konulan içermektedir.
13.3.1. Otlatma mevsimi
Otlak bitkileri, yılın her mevsiminde yada başka bir deyişle ayrı büyüme ve gelişme dönemlerinde otlatmadan ayrı bir şekilde etkilenirler. Her bitkinin uygun otlatma mevsiminde otlatılması, bitkiye zarar vermemekte ve bitki normal bir şekilde üremesini sürdürebilmektedir. Bu mevsim dışında uygulanan bir otlatma ise, otlak yem bitkileri için büyük, hatta yok edici zararlara neden olur. Otlatma mevsimi, yem bitkisinin olgunluğa eriştiği dönem de otlatmaya son verilmesi gereken dönem arasındaki süreyi kapsar.
Otlatma mevsiminin sağlıklı olarak saptanabilmesi, yem bitkilerinin kritik dönemleri ile otlatma olgunluğu evrelerinin bilinmesi gerekmektedir.
13.3.1.1. Kritik dönemler
İlkbahar kritik dönemi
Otlak yem bitkilerinin ilk büyüme başlangıcı ile, gereksinme fazlası besin maddelerinin yeniden depolanması başlangıcı arasındaki süreye ilkbahar kritik dönemi adı verilir. Bu dönemde yem bitkileri, aşırı soğuklardan ve kuraklıktan, özellikle otlatmadan zarar görürler. Bu dönemin uzunluğu, o yılın iklim koşulları ile bir yıl önceki bitkinin besin deposu miktarına bağlıdır. İklim koşulları iyi giderse bitkiler hızla büyümekte ve otlatmaya dayanabilecek bir duruma gelmektedirler.
Tohum olgunlaşma kritik dönemi
Bu evrede yem bitkileri, yedek besin maddelerini büyük bir kısmını tohumlarının olgunlaşması için kullanırlar. Bu evrede bitkiler otlatmaya karşı duyarlıdırlar. Ayrıca, bir yıllık yem bitkilerinin doğal tohumlamayla soylarını sürdürmeleri de söz konusudur. Bu nedenle tohum olgunlaşma kritik döneminde en azından otlatmanın şiddeti azaltılmalıdır.
Kışa giriş kritik dönemi
Bu evre, yem bitkilerinin kışa girmeden önceki sonbahar sonu döneminde yedek besin maddelerinin depolanmasıyla ilgili evredir. Bu evrede özümlemeye ayrılan süre uzadıkça bitkiler kışı kolay atlatacaklar ve ilkbahara güçlü gireceklerdir. Bu nedenle sonbahardaki otlatma süresi kısaltılmalıdır. Sonbaharda ilk şiddetli soğuklar ve donlar başlamadan 3-4 hafta önce otlatılmaya son verilmelidir.
13.3.1.2. Otlatma olgunluğu evresi
Yem bitkilerinin ilkbahar kritik dönemini geçirerek otlatmaya uygun bir duruma gelmelerine otlatma olgunluğu evresi denir. Bu evreden önce yapılacak bir otlatma, bitkiler için son derecede zararlı olur. Buna da erken otlama adı verilir.
Otlatma olgunluğuna erişme zamanı, otlak bitkilerinin yükseklikleri temel alınarak belirlenmektedir. Genelde:
Yüksek boylu (120 cm) bitkiler 20cm,
Orta boylu (60-120 cm) bitkiler 15 cm.
Kısa boylu (<60) bitkiler 10 cm lik
bir yüksekliğe geldikleri zaman otlatma olgunluğuna eriştikleri kabul edilir. Otlatma olgunluğu kimi ayırıcı bitkilerin yardımı ile de belirlenebilir. Yem bitkisi olarak önemli bir değeri olmayan bu ayırıcı bitkilerin başaklanmaları yada çiçek açmaları. otlak yem bitkilerinin otlatma olgunluğuna eriştiklerini gösterebilir. Otlak bitkilerinin otlatma olgunluğuna eriştikleri zaman da otlatmada gecikmemek gerekir. Geç otlatma durumunda. bitkiler selüloz yönünden zenginleşir; protein, vitamin vb. açısından fakirleşirler. Geç otlatılma ile bitkilerin sindirilme dereceleri de düşer.
Otlatma mevsiminin başlangıç ve sonunun belirlenmesi, otlaklarımızın teknik sorunlarının birincisini oluşturur. Yurdumuzda, otlatma mevsiminin başlangıcı olarak öteden beri kabul edilen dönem, otlak üzerinden karların kalkıp yeşillenmenin göründüğü zamandır. Oysa otlatma olgunluğu evresinden önce olan bu dönemde başlatılan otlatma erken otlatma hem yeni üretiminin azalmasına, hem de otlakların giderek bozulmasına neden olmaktadır.
Otlatma mevsimi süresi de en az başlangıç zamanı kadar önem taşır. Bu sürenin normalden uzun sürmesi otlakların giderek çoraklaşmasına neden olmaktadır. Yurdumuzda otlatma mevsimi uzunluğu, normal kapasitenin çok üstündedir. Örneğin İç Anadolu kapasiteye göre uygulanması gerekli otlatma mevsimi uzunluğu 6 ay (15 Nisan- 15 Ekim arası) olmasına karşılık, bi süre gerçekte 10 ayı bulmaktadır.
13.3.2. Uygun hayvan türü ile otlatma
Çiftlik hayvanlarının otlama özellikleri, severek yedikleri bitki çeşitleri ve otlatma alanlarının topografik özellikleri türlere göre kimi ayrımlar gösterir.
Koyunlar, bitkileri diş ve damakları ile çok derinden kopararak otlarlar. Otlaktan bitkilerin kardeşlenme boğumlarını, yatık sürgünlerini, hatta toprak altı kısımların da yerler. Genel olarak yaprakça zengin çimenleri geniş yapraklı öteki otsular ile baklagilleri yeğlerler. Cüce çalıların genç sürgünlerini de severler. Bu otlayış ve seçici özellikleri nedeniyle de otlağı giderek bozarlar. Buna karşılık, kaba sert ve öteki bitkileri korumuş olurlar.
Koyunlar çok etkili olan çiğnemeleri nedeniyle de eğimli ve rüzgarın şiddetli olduğu yerlerde rüzgar erozyonuna yol açabilirler.
13.3.3. Birörnek otlatma
Birörnek otlatma, otlak bitki örtüsünün her yanının türdeş, tekdüze ve birörnek bir şekilde otlatılması şeklinde tanımlanabilir.
Otlayan hayvanlar genelde seçici özelliğe sahiptirler. Bu seçicilik hayvan türlerine, bitkilerinin lezzetlilik ve tazeliğine ve otlağın topografyasına göre değişir. Hayvanların bu özelliği düzenlenmez ise otlağın kimi yerleri çok ağır bir şekilde sömürülürken, kimi yerleri hemen hiç otlatılmadan yararlanma dışı kalmaktadır.
Bitki örtüsünün birörnek şekilde otlatılması, otlatma sistemleriyle sağlanabilir. Otlatma sistemleri iki ana grupda toplanabilir:
Denetimsiz otlatma sistemleri.
Denetimli otlatma sistemleri
13.3.3.1. Denetimsiz otlatma sistemleri
Bu sistemde hayvanlar, zaman ve yer bakımından aynı alan üzerinde tamamen yada kısmen kayıtsız koşulsuz, serbest bir şekilde otlarlar. Bu yüzden bitki örtüsü aşırı bir şekilde zarar görür. Bu sistemi çobansız ve çobanlı olmak üzere ikiye ayırabiliriz.
Çobansız otlatma
Hayvanlar otlakta başıboş bir düzen içinde, bir koruyucu olmaksızın otlarlar. Bu sistemde kapasite sağlıklı olarak saptanamadığı gibi erken otlatmada söz konusudur. Ayrıca seçici otlama nedeniyle otlak bozulur, otlakta patikalar oluşur. Zaman içinde bitki örtüsü yok olarak erozyon başlar.
Çobansız otlatma; sürekli otlatma, ada otlatması ve yılkı otlatması olarak değişik çeşitlerde yapılabilir. Su otlatma sisteminde, otlağın etrafı çitlerle çevrilir. Mevsim yada yıl boyunca otlatılan bitki örtüsünün dinlenmesi rastlantıya kalır. Ada otlatması, karaya çok yakın küçük adacıklarda yapılan bir otlatmadır. Özellikle koyun ve keçiler için uygulanır. Mevsim yada yıl boyunca adaya götürülen hayvanlar serbest bir şekilde otlama yaparlar. Yılkı otlatma ise, at sürülerinin serbest olarak otlatılmasıdır.
Çobanla otlatma
Bu sistemdeki serbest otlatmanın temeli, otlatmanın çoban yönetiminde yapılmasıdır. Çobanlar, hayvanların beslenmelerini, korunmalarını ve sağlıklı yetiştirilmelerini sağlarlar. Bu nedenle hayvan yetiştiriciliğinde büyük bir önemleri vardır. Ancak gelişmemiş ülkelerde bu işin önemi yeterince bilinmez. Oysa ileri tarım ülkelerinde çobanlık bir eğitim işi ve önemli bir meslek olarak kabul edilir.
13.3.3.2. Denetimli otlatma sistemleri
Denetimli otlatma, hayvanların tür, sayı, zaman ve yer gibi etmenler dikkate alınarak otlak üzerinde aralıklarla otlatılmasıdır şeklinde tanımlanabilir.
Bu sistemde birörnek otlatma sağlanır, bitki örtüsünün dinlenmesine olanak yaratılır ve en yüksek düzeyde hayvansal ürün elde edilir. Böylece yetiştiricilikle süreklilik söz konusu olur.
Denetimli otlatma sisteminde, çeşitli otlatma yöntemlerine göre ayrı otlak— hayvan ilişkisi vardır. Bu yöntemlerin başlıcaları şunlardır:
Alternatif otlatma.
Rotasyonla otlatma.
Dinlendirerek otlatma.
Dinlendirerek rotasyonla otlatma.
Hohenheim otlatması,
Şeritvari otlatma.
Alternatif otlatma sistemi
Alternatif otlatmada otlak alanı iki eşit parsele ayrılır. Her bir parsel. sıra ile, 2—3 hafta süreyle otlatılır. Bir parsel otlatılırken diğeri dinlendirilir. Böylece, dinlenme ve birörnek otlatma sağlanmaya çalışılır.
Rotasyonla otlatma sistemi
Rotasyonla otlatmada otlak üç yada daha fazla sayıda parsellere bölünmekte ve her bir parsel sıra ile otlatılmaktadır. Otlatma ve dinlendirme dönemlerinin uzunluğu, otlatma mevsimi süresi ve bitkilerin bileşimine göre ayarlanır.
Bu sistem, otlatılan hayvan türlerine göre de düzenlenebilmektedir. Türler, bir parselde birkaç yıl otladıktan sonra yerleri değiştirilir. Parseller, mevsimlere göre de her yıl değiştirilebilir.
Rotasyonla otlatma sisteminde en yüksek düzeyde yararlanma olduğu gibi otlağın sağlıklı olarak korunması da sağlanır.
Dinlendirerek otlatma sistemi
Dinlendirerek otlatma, otlatma olgunluğuna gelmiş olan bitki örtüsünün hemen otlatılmaması, otlatmanın geciktirilmesidir. Amacı, bitkilerin tohum ve meyvelerinin olgunlaşmasına ve dökülmesine olanak tanımak ve bu şekilde doğal tohumlama ile çoğalmalarını sağlamaktır. Bu bir tür otlak ıslahı olarak kabul edilebilir.
Dinlendirerek rotasyonla otlatma
Dinlendirerek rotasyonla otlatma, yukarıdaki iki sistemin karışımıdır. Bu nedenle bu sistemle hem bir örnek bir otlatmayı gerçekleştirmek, hem de otlak ıslahı sağlanmış olmaktadır. Özellikle bitki örtüsü seyrekleşmiş, verim gücü azalmış ve genelde tohumla çoğalan otlaklarda büyük ölçüde uygulanmaktadır.
Dinlendirerek rotasyonla otlatmanın çeşitli tipleri vardır.
Bunların başlıcaları şunlardır:
Doğal tohumlamayı amaçlayan dinlendirerek rotasyonla otlatma sistemi
Bitki örtüsünün gelişmesini güçlendirmeyi amaçlayan dinlendirerek rotasyonla otlatma sistemi.
Bir yıllık yabancı bitkilerle savaşımı amaçlayan dinlendirerek rotasyonla otlatma sistemi
Hohenheim otlatma sistemi
Hohenheim otlatma sistemlerinin temeli; özellikle süt ineklerinin otlatılmasında kullanılan yüksek nitelikli otlaklarda, en çok süt veren ineklere sürekli olarak en taze ve en besleyici parsellerin ayrılmasıdır.
Şeritvari otlatma sistemi
Şeritvari otlatma sisteminde, otlak alanı 4 yada daha fazla parsele ayrılmakta ve bu parseller çitler ile çevrilmektedir. Her parsel. günlük porsiyonlar halinde otlatılır. Sistemin amacı, yüksek verimli otlaklarda süt ineklerinin gereksinimlerini, her gün için körpe yembitkileriyle karşılamaktadır.
13.3.4. Otlatma kapasitesi
Otlatma kapasitesi, belirli bir otlak alanında, belirli bir zaman dilimi içinde, bitki örtüsü, toprak ve diğer doğal kaynaklara zarar vermeden, otlatılabilecek hayvan sayısıdır. Özellikle koyunların, bitkileri diplerine değin otluyan bir hayvan türü olduğu dikkate alınırsa, koyun otlakları için otlatma kapasitesi oldukça önemlidir. Hayvan sayısı, her otlağın otlatma kapasitesini aşınca, bitkiler daha dipten otlatmakta, kök ve gövde gelişmeleri duraklamaktadır. Ağır otlatma denilen bu otlatmayla ileriki yıllarda otlak verimliliği giderek düşer.
13.3.4.1. Otlatma kapasitesinin saptanması
Otlatma kapasitesinin saptanması ile otlaklardan daha uzun süre en yüksek düzeyde ürün alabilecek şekilde yararlanılabilir. Bu kapasitenin belirlenmesine yönelik yöntemler çok çeşitlidir. İklim, toprak, bitki örtüsü vb. gibi etmenlerin ayrı oluşu yöntemleri çeşitlendirmiştir. Bu durumda otlatma kapasitelerinin bölgesel hatta yerel olarak saptanmasında yarar vardır.
Başlıca yöntemler şunlardır:
Otlatma kapasitesinin üretilen yem miktarına göre saptanması
Bu yöntemin temeli otlağın ürettiği yem miktarını bulmaya dayanır. Bu miktar bulunduktan sonra, otlağın taşıyabileceği hayvan sayısı türlerin gereksinmelerine göre hesaplanır.
Otlatma kapasitesi, Büyük Baş Hayvan Birimi (BBHB) olarak birimlendirilir. Genellikle 500 kg canlı ağırlığındaki bir sığır 1 (BBHB) olarak kabul edilir, diğer çiftlik hayvanları, BBHB’ne göre tanımlanır. Bunların BBHB olarak değerleri şöyledir; Boğa 1.25, at 1.25, dana (birli) 0.75, dana (1 yaşından küçük) 0.60, koyun 0.20 ve keçi 0.20’dir.
Otlatma kapasitesi (BBHB)= Otlak alanı(da) x Yararlanılabilir yem (kg/da) / Bir hayvanın günlük yemi gereksinmesi(kg) x Otlatma mevsimi (gün)
Otlak alanı (da) : Ölçme ile bulunur.
Yararlanılabilir yem (kg/da): Otlağa rastgele yerleştirilen 1 m2 tel kafeslerden yem bitkileri gelişmelerini tamamlayınca biçilir. Bitki Örtüsünün botanik bileşimi, kafes ortalamalarına göre belirlenir. Daha sonra bitki örtüsü içindeki bir yem bitkisi türünün, otlanan kısımların yüzde miktarı olan yararlanma etmeni (%) ile her bir türün kuru ağırlığının (g/m2 çarpılmasıyla saptanır.
Bir hayvanın günlük yem gereksinimi (kg): Burada otlak yeminin yaklaşık yüzde 25’i kuru ot olarak kabul edilir. Hayvanların türlerine ve fizyolojik durumlarına göre günlük gereksinme kuru madde temelinden hesaplanır.
Otlatma mevsimi (gün): Otlatma mevsimi uzunluğu, çeşitli etmenlere bağlı olarak bölgesel ayrım gösterir.
Otlatma kapasitesinin hayvan otlatılarak saptanması
Bu yöntem, değişik sayıdaki hayvan gruplarının belirli genişlikteki alanlar üzerinde otlatılması ilkesine dayanır.
Otlatmaya başlamadan önce otlağın kimi yerlerine tek kafesler konur ve buradaki bitkilerin yenmesi önlenir. Belirli bir otlatma süresi sonunda, kafes içindeki ve dışındaki alanlar, bir başka deyişle otlatılmayan ve otlatılan alanlar biçilir. Örnekler kurutulup tartılır. Aradaki fark otlanan yem miktarını verir. Otlanan yem miktarı, toplam verimin yarısı kadar bulunursa o otlak alanında otlayan hayvan sayısı, otlatma kapasitesine uygun olarak kabul edilir. Otlanan yem miktarı yarısını geçerse otlatma ağır otlatma, yarısından az ise hafif otlatma olarak adlandırılır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.