Avrupa ülkelerinde şeker hastalığı ve obezite ile mücadele kapsamında tüketimi azaltılmaya çalışılan gazlı içeceklerin Türkiye’de promosyonlarla tüketiminin arttırılmasının toplum sağlığı açısından önemli bir risk oluşturduğu bildirildi.
Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, yaptığı açıklamada, aşırı kiloya karşı çeşitli kampanyalara destek veren ve bilgilendirme çalışmaları yürüten devletin, gazlı içeceklerin tüketiminin azaltılmasına yönelik yeterli özeni göstermediğini savundu.
Özellikle alkolsüz içecekler tebliğinde tüketicinin eksik bilgilendirilmesinin söz konusu olduğunu iddia eden Kaya, “Etiket bir malın kimliğidir, içinde ne barındırdığını özellikle tüketici sağlığıyla ilgili içinde ne kullanıldığını anlatır. Gazlı içeceklerde tatlandırıcılar, alkol kullanılabiliyor. Ancak, bu konuda şişelerin üzerinde yazılar bulmak neredeyse imkansız. Promosyonlar büyük büyük yazılıyor, içeriği ise 4 punto, karınca yazısı gibi oluyor” dedi.
“TÜKETİCİLER KANDIRILIYOR”
Kaya, gazlı içeceklerin özellikle şeker hastaları için ciddi riskler oluşturduğunu, ancak, tüketicinin bu konuda da yeterince uyarılmadığını vurguladı.
Promosyonlarla gençlerin gazlı içecek tüketimine yönlendirildiğini, şişe boylarının da büyütülerek aile içinde daha fazla kişiye ulaşılmaya çalışıldığını anlatan Kaya, şöyle devam etti: “Gazlı içecekler de tüketiciler ciddi şekilde kandırılıyor. Ama kimse bunun farkında değil. Bir yandan sağlık, obizeteyle mücadele diyoruz, diğer taraftan bu tür ürünlerin tüketimini teşvik edilmesine sesimizi çıkarmıyoruz. İnsanlarımız maalesef küçük promosyonlardan yararlanmak için gazlı içecek tüketimini artırıyor. Tüketici ne içtiğinin bile tam bilincinde değil. Portakal resmini görüyor, sanıyor ki içinde sıkma portakal var.
Avrupa’da ölçekler sınırlandırıldı ama bizim ülkemde bu yönde bir standart yok. Avrupa ülkelerinde 1 litrenin üzerindeki gazlı içecek şişeleri yasaklanırken biz de 3 litrelik şişelerde satış yapılıyor. Ramazanda ve yaz döneminde bu ürünlere talep daha da artacak. Reklam ve promosyonlu satışlarıyla firmalar cirolarını arttırırken Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan tavsiye niteliğinde karar istemiyoruz. Piyasayı düzenleyici, vatandaşı koruyucu çalışmalar yapılmalı.”
Kaya, alternatif içecekler konusunda da devletin gerekli teşvikleri sunması gerektiğini, bu konuda bilinçlendirme çalışmaları yapmasının doğru olacağını belirtti.
Ayran ve meyve suyu tüketiminin arttırılmasının daha doğru olacağını anlatan Kaya, “Ayran başta olmak üzere alternatif içeriği deneyin diyoruz. Obeziteye karşı ciddi şekilde mücadele etmemiz gerekiyor. Ayranımız, şerbetimiz var. Bu tür içecekler alanında yatırımlarımız olmalı. Ayranımız, şerbetlerimiz gençlerimiz tarafından neredeyse bilinmiyor” dedi.
GAZLI İÇECEKLER EKSTRA KALORİ SAĞLIYOR
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Sert de, yaz aylarında tüketimi ciddi oranda artan gazlı içeceklerin özünde, şeker, su ve asit bulunduğunu, bunu “boş ve gereksiz kalori” şeklinde tanımladıklarını vurguladı.
Yazın aşırı sıcaklarda yoğun terleme nedeniyle su ihtiyacının arttığına dikkati çeken Sert, “İnsanlar susuzluğunu gidermek için gazlı içecekleri kullanıyor. Yazın ve ramazan ayında tüketimi 2 katına çıkan gazlı içecekler sadece susuzluğu gidermiyor, ekstradan kalori alımına neden oluyor. Yaz aylarında artan gazlı içecek çılgınlığına ‘dur’ denilmesi gerekir” diye konuştu.
Sert, yemeğin yanında tüketilen gazlı içecekler nedeniyle bilinçsiz şekilde kalori alındığını, bir kutu gazlı içecekteki kalori oranının 150-250 arasında değiştiğini söyledi.
Sağlıklı bir toplum oluşturulması için gazlı içecek tüketiminin azaltılması gerektiğine dikkati çeken Sert, “Bir kaç saniyede içtiğiniz bir gazlı içecek bir saat yürüdüğünüzde harcayacağınız kaloriyi yüklüyor. Sonra oturup diyet yapalım diye düşünüyoruz” dedi.
TATLANDIRICIDA KANSER TEHLİKESİ
Sert, çoğu gazlı içecek ürününde şeker yerine früktoz kullanıldığını, bunun da aşırı tüketimine neden olacağını belirterek, şöyle devam etti:
“Früktozun çay şekerinden çok daha fazla şişmanlatıcı özelliği olduğu biliniyor. Çay şekerinden daha fazla tatlılık verdiği ve daha ucuz olduğu için früktoz üreticiler tarafından tercih ediliyor. Tatlandırıcı maddelerin şişmanlığa ve pankreas kanserine sebep olduğu son yıllardaki bilimsel çalışmalarda ortaya konuldu. Sadece susuzluk gidermek amacıyla böyle bir ürün tüketmek son derece yanlış. Onun yerine daha çok mineralli su yani maden suyu tercih edilmeli. Terlediğimizde sadece su kaybetmiyoruz, mineral kaybediyoruz. Bu nedenle mineralli su tüketilmeli.”
AYRAN İÇİN
Gazlı içeceklere alternatif ürünler arasında ayranın ön plana çıkartılması gerektiğini belirten Sert, “Özellikle ayran, inanılmaz güzel ve Türklere özgü bir ürün. Avrupa ülkelerinde yoğurdun her çeşidi kullanmaya çalışılırken, biz yoğurt ve ayran tabirlerini dünyaya yaymış bir ülke olarak yeterince kullanamıyoruz. Ayranda, daha fazla besin maddesi, daha az kalori bulunuyor” dedi.
Sert, ayranın yanı sıra susuzluk giderici taze meyve sularının tercih edilebileceğini, ancak, kutu meyve sularının bazılarında da tatlandırıcı ve şeker katkısı olduğunu dikkati çekti.
Bazı ülkeler yüksek kalori içerdiği için yüksek miktarlı gazlı ürün şişelerini yasakladığını anlatan Sert, “Früktoz Türkiye’de çok fazla denetlenmiyor. Früktozun gıdalarda olması batılı ülkelerin birçoğunda yasaklandı veya ciddi kısıtlamalar getirildi. Düzgün denetleyen laboratuvar sayısı da yetersiz. Görsel ve yazılı medyada, gazlı içecek reklamları çocukları özendirecek şekilde olmamalı. Kuzey Avrupa ülkelerinde televizyonların prime time sürelerinde bu tür reklamlarına kısıtlama getiriliyor” diye konuştu.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.