20 Kasım 2024 Çarşamba
Sadullah Kısacık: Öğretmenlerimiz Bir Anne, Bir Baba, Bir Abla, Bir Ağabeydir
Portakal Mevsiminde Kuran Dersleri
SAMİMİYET, SEN NEREDESİN?
Anadolu’yu konuşturan usta bir yazar: AHMED HAMDİ TANPINAR
Kurban Nedir? Kurban’ın Dinimizdeki Önemi?
Bugün Benim Doğum Günüm...
İçinde “insanlıktan yana” küçücük bir parça olan utanmalı, yaptığı “yanlış” nedeniyle kendini sorgulamalı…
Demeli ki, “burada böyle bir yapıya izin verdiğim için yanlış yaptım, denetime gereken ilgiyi göstermediğim için yanlış yaptım, bu denli yüksek yapılara izin verdiğim için yanlış yaptım, kentleri yaşanmaz duruma getirdiğim/ beton yapılara boğduğum için, üst üste imar barışı gerçekleştirerek yanlış yaptım!”
Derler mi ki; derler mi?
***
Merkez/ yerel yöneticiler, yükleniciler, denetleyiciler insanların “dehşetin ortasında bir umut” aramalarından bile yararlanma, kendi adlarına “çıkar” oluşturma peşinde olduğu; bir “umut” olabilmek/ yıkım bölgesine gidebilmek için yırtınanların olanakları zorladığını görmek…
Bu yurdun yurttaşının canını, emeğini, yaşamını hoyratça harcayanların yanı sıra, insan için/ can için/ umut olabilmek için olanakları zorlayanlar…
Bu yurdun yurttaşının canını “pazar konusu” yapanlardan çok, “yaşatmak” için çaba harcayan daha çok!
***
Yıkım bölgesinde göçük altında insanlar can çekişirken, dışarıda olanlar ısınacak/ yiyecek beklerken Maraş halkının iki dönem vekil seçtiği Nursel Raeyhanlıoğlu, İBB’den gelen yardımları görünce delleniyor, siyasi damarları ortaya çıkıyor, “şov yapma, defol, İngiliz uşağı” diye bağırıyor…
Yıkımın ikinci günü; hava bir yandan yağışlı, bir yandan şubat soğuğu, bir yandan “dehşetin ortasında bir umut” bekleyenler, yükselen çığlıklar, daha el değmemiş/ altından canların “buradayız” seslerinin geldiği moloz yığınları, bir da gelen yardımı “defol, İngiliz uşağı” alan uzaklaştırmaya çalışan akıl atıkları…
Yanlış her yerde “yanlış”, zarar verici; acıyı bile “şov” amaçlı kullanacak denli sırtarık…
***
Bu yurdun insanının ayağına taş değse koşacak özverili insanlar da var…
Can çekişen önce canlıdır/ insandır… Irkı, düşüncesi, siyasi görüşü, dini, etnik yapısı, boyu, ekonomisi, kariyeri göz önünde tutulmadan koşanlar da var, elinden tutmak için yarışan da var, bir “umut” olabilmek için çırpınanda var; yerinde olmasa bile medyada görmeyen oldu mu?
Şu Haluk Levent’in başkanı olduğu AHBAP… Sosyal medya üzerinde gündeme geldi başlarda, sonra sel/ yangın/ deprem bölgelerine, devletin el uzatmadığı hastalara koştular! Onların bu özverilerini görenler destek olmaya başladı, büyüdüler, ama şımarmadılar inları ayırmadılar!
Örneğin son depremde milyarı aşan para, çok sayıda yurttaşların gereksineceği kamyonlar dolusu eşyalar, yiyecekler, kamyonlar, sanatçılardan/ iş insanlarından destekler…
AHBAP’ın, insanlara “dehşetin ortasında bir umut” olması bile çok geldi, siyasette “akbaba gibi kanat çırpıyor” denildi biliyor musunuz?
İşte, bir başka acı da bu!