OKTAY EROL

OKTAY EROL

03 Nisan 2024 Çarşamba

Muhalefetteki inandıramazmalık…

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Muhalefetteki inandıramazmalık…

Muhalefetteki inandıramazmalık…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

OKTAY EROL

Gerek “muhalefet”, gerekse sözcüleri yaşananları yeterince/ anlaşılır bir dille anlatmıyorlar ki; “iktidar”, eleştirilerin/ tepkilerin çok ötesinde çizdiği tablolara bile kendini benimseyen bir katman bulabiliyor!

Bunun başka bir açıklamasının olduğunu düşünmüyorum!

Daha dün TÜİK’in açıkladığı 2022 yılı enflasyon rakamlarının ardından, bugün de memur/ emekli aylıklarına verilen zam konusunda “iktidarın” tutumunu olumlu değerlendirenlerin sayısı azımsanacak gibi değil!

“İktidar”, dar gelirli/ asgari ücretli/ emekli yurttaşların “enflasyon altında” bırakılmadığını, üstelik “alım gücünün” korunduğunu ileri sürerek TÜİK verilerinin “gerçeği” yansıttığına ilişkin açıklamalarda bulunmasını benimseyenlerin sayısı hiç de az değil!

***

Hazine-Maliye Bakanı Nureddin Nebati, akşam bir haber kanalında konuşurken “TÜİK’in enflasyonu açıkladığı gün bir kurum açıklama yapıyor. Bu Türkiye’ye ve TÜİK’e haksızlık. Çalışan sayısı 4 bin” dedi.

Evet, TÜİK aralık ayı enflasyon rakamını yüzde 1,18 olarak açıklamıştı! Bir diğeri yüzde üçün/ bir diğeri yüzde beşin üzerinde…

TÜİK’teki çalışanı merek edenler için; sayı dörtbinmiş!

Dörtbin kişilik TÜİK’in ortaya çıkardığı veri yurttaşın “alım gücünü, gereksinmelerini” de ortaya koyuyor ya; peki, piyasada araştırdıkları binlerce ürünün neler olduğu, ürünlerin özellikle dar gelirlinin gereksinmeleriyle nasıl bir ilgi kurulduğu konusunda kamuoyuna açıklanan ne?

Dar gelirli yurttaş sabah kahvaltısını nasıl yapıyordu, kış aylarını nasıl geçiriyordu, çocuğunu okula nasıl gönderiyordu, ulaşıma ne ödüyordu; tüm bunlar araştırılan ürünlerin içinde var mı?

***

Doğal olarak, belirtilen sorunlara her gün bir yenisi eklenmesi nedeniyle “yinelemeler” de sürüyor! Son bir yılı düşünün! Son bir yıl içerisinde normal geçimi olan bir ailenin günlük kullandığı temel ürünlerinin ederindeki değişim nedir acaba?

Havai ’de dinlence, havyarlı lüks lokanta sofraları, denize kıyılı villa, çok odalı evde iki kişilik bir yaşam, sayıları az olan şımarık çocuklar, üç/ kişi için akıl almaz sayıda asgari ücretle donatılan masalar değil sözünü ettiğim…

Kişi başı bir yumurta, sekiz/ dokuz zeytin, kibrit kutusu büyüklüğünde peynir dilimi, birkaç lokma tadımlık bal ya da reçel, çay, süt son bir yılda ne denli değişti; bunu söyleyin!

Dar gelirli yurttaş geçen yıl bunları tükettiği kadar bugün de tüketebilecek mi onu söyleyin!

“İktidar”, yapılan araştırmayı nasıl değerlendiriyorsa/ değerlendirsin, ancak; dar gelirlinin ekmeğine, doymasına, temel gereksinmesine, mutlu olmasına ne denli katkı yaptı onu söylesin!

“Muhalefet” de, bunca yaşananlara karşın üzerindeki “inandıramazlığını” atsın artık!