20 Kasım 2024 Çarşamba
OKTAY EROL
Bir ayı geride bıraktık, yüzyılın yıkımında! Binlerce can kaybı yaşandı, binlerce sahipsiz çocuk, binlerce yıkık ev, binlerce…
Geçen bir ayda her gün bir başka korku vardı özellikle yıkım yaşanan bölgelerde; bugün bile birçok apartmana giremiyor yurttaşlar, bir ay öncesinde renkli ışıkların aydınlattığı geniş yollar şimdi loş, geceleri karanlık…
Bir aydır “ne denli insanız” sorusunun yanıtı da ortaya çıktı aslında; insan seviyor muyuz, bu acılı günleri fırsat sayıyor muyuz, bu günlerden oy devşiriyor muyuz, “yaşam sürüyor” makyajıyla eski alışkanlıklarımızı sürdürüyor muyuz? Yoksa ders çıkarmaya çalıştık mı, değiştik mi biraz olsun?
Bu acı ortasında, “işin kolayı” denilerek bu günlere bırakılan adaya açıklamada “millet ittifakı” fay hatları gibi çatırdadı, asıl sorun; “kazanacak aday” mıydı, başka iç hesaplar mıydı, bugüne gelinecek komplo teoriler mi devredeydi, yoksa altılı içinde yaşanan bir kadın düşmanlığı mıydı?
***
Komplo teoriler yazma konusunda “başarısız” olduğumuz söylenemez! Japonya’da yaşanan tsunami için “deniz altı nükleer füze”, Gölcük depremi için haarp, corona virüs için laboratuvar ortamında geliştirildiği, bir aydır süren yüzyılın yıkımı için yine haarp teknolojisinin devrede olduğu konusunda izlenceler yapana televizyonlar oldu!
Şimdi “millet ittifakı” konusunda da komplo teorilerden söz ediliyor; önceden, bugün olacaklar planlanmış, söylenen sözler belirlenmiş, inandırıcılığı olması için her tür “atış” serbest!
***
Aylar öncesinde Ali Sunal’ın sunuculuğunu yaptığı izlencede benzer konular işlenmişti! Öyle ki; ülkede her şey kötüye gidiyordu. “İktidar”, yirmi yılı aşkın süredir işe yarayacak hiçbir şey bırakmadığı gibi, kurtuluş da her geçen gün olanaksızlaşıyordu! Halk, bunca açılan yarayı saracak, insanların geleceğini aydınlatacak bir siyasal yapı arıyordu! “Millet ittifakı” da bunu görüyordu! Halk “iktidar” olmasını istiyordu! “İttifak” şaşırmış durumdaydı! Ne yapacaklardı da “iktidar” olmayacaklardı, “umut” olmaktan çıkacaklardı, bunun için ne yapmaları gerekiyordu?
Bugün yaşananlar işte “bunu” gerçekleştirmek için yapılmış bir eylemdir! “Millet ittifakı”, ne seçimde başarılı olmak istiyor, ne de cumhurbaşkanlığını kazanmak; “iktidarın” yaptığı yanlışlardan dolayı halk tarafından cezalandırılmasını istiyor!
***
Bir diğer komplo teori de şu: Kılıçdaroğlu sıkça beşli yüklenicilerden hesap soracağını, 418 milyar doları geri alacağını, haksız yere aldıkları kazançları geri alacağını söylüyor! İşte burada, geçmişinde yolsuzluk yaptığı konusunda yargılaması da bulunan Koray Aydın yüklenicilerle bir araya geldi! Onları dinledi! “Millet ittifakını” devirmeleri istenmişti! Akşener de konunun içindeydi! “Kazanacak aday” dayatması başlı başına bir uydurmaca, altı genel başkandan beşinin “tamam” dediği bir konuda “inatlaşmaya” gitmek öncesinde planlanmış bir yol haritasıydı!
“Harç” tutmayınca, öyle şeyler konuşulacak ki; altı genel başkanın yeniden bir araya gelmesi, bir arada olması, aynı umutla kaldıkları yerden başlaması bekleniyor ya…
Yapı altında “fay hatları” oldukça, sarsıntılar hep yaşanacak; asıl olan elemanlar arasında kullanılan “harcın” niteliği, bunu er/geç öğreneceğiz!
Sürecek…