20 Kasım 2024 Çarşamba
Daily Mirror Gazetesi, yüzyılın depremi için “dehşetin ortasında bir umut” ana başlığını kullandı!
Bugün, geçen bir hafta sonra hiç kimse “o anı” anımsamak istemiyor!
Ne acılar dindi şu an için, ne yapılanlardan hoşnut kalındı; Sonyaz yaprakları gibi savrulan, kimin/ nerede/ ne yaptığı anlaşılmayan bir süreçle karşı karşıya kalındı! Uzağında olanlar, televizyon ekranlarından çığlıklarını duyanlar/ “insanım” diyenler gözyaşlarına engel olamadı!
Siyasetin “kirli dili” burada da yerini buldu!
Gerçekten “umut” ne anlama geliyordu ki?
**
Bizler, Adana’da yaşadıklarımızla savrulduk bir yanlara/ o bedeli can acıtan beton yapı duvarlarının arasında “umut” aradık, sığınacak yer aradık, kendimizi dar/ orta gelirlilerin ulaşması olanaksız yapıların içinden bir an önce dışarı atmak için zaman kolladık!
Çok katlı yapıların söğüt dalları gibi yatışlarına çığlık attık, zamanın durmasını/ her şeyin “öyle” bir solukluk bile olsa donmasına umut bağladık!
Şu an yaşamda olanların hiçbirinin anımsayacağı türden bir doğal yıkım değildi bu; birincisinin hemen ardından gelen ikincisi daha da çok sarstı, üst üste gelen bu sarsıntının/ savruluşun anlamı/ anlatımı tanımlanır gibi değil!
Geçti/ geçecek, durdu/ duracak umudu var mıydı?
***
Sabahın alaca karanlığında “böyle” yollara da inmek varmış demek ki, yağmur da çiseliyordu, hava soğuktu, aracı olanlar konutlarının/ yüksek yapılarının önünden bir an önce uzaklaşmak istiyordu, yatak giysileriyle!
Kucağında çocuğuyla olanların, yaşlılarını sırtlarına alıp merdiven inmeye çalışanların gözlerinden şaşkınlık içinde olduklarını anlamamak olanaksız!
Şubat ayı, sabahın dört/ onyedisi, önce yedi nokta yedi, hemen ardından yedi nokta altı; anımsanacak gibi değil!
***
Yollar, hiç bu denli “araçlar sığmaz” olmadı! Üstelik bu denli kimin/ nereye gittiği belirsizlik yaşanmadı!
Belli ki biraz önce, kaç yöne olduğu belirsiz savruluşların yaşandığı yerden uzaklaşmak istiyordu herkes; yollar dolmuştu, araçların içindeki bakışların şaşkınlığı ambulansların siren sesleriyle biraz daha büyüyordu, nerede/ ne olduğu anlaşılmış değil!
***
Gün ışırken ne görüldü ki? Birçok pastane, kafe kapılarını açtığını duyuruyordu sosyal medyadan, daha nerede/ ne olduğu konusunda bilgiler yok! Salt “depremin” olduğu paylaşılıyor!
Artan ambulans siren sesleri Çukurova yönüne ilerliyor! Petrol istasyonları, giriş önlerine dubalar koymuş; satış yapılmıyor! Birçok araç yol kıyılarında çalışır durumda bekliyor!
Bir dehşet yaşanıyor, bu yıkım oluşuyor; tam bunların ortasında bir umut…