21 Kasım 2024 Perşembe
MEKİN ŞAHİN
15 Temmuz girişimi, ABD’nin BOP gereği 1972 yılından itibaren destek verdiği dini kullanan tarikatlar aracıyla yaptığı darbe girişimidir.
Darbe öncesi, darbe anı ve darbe sonrası ayrı ayrı incelendiğinde bu gerçek görülecektir.
1972-1986 yılları arası ABD ve ittifakları Müslüman ülkelerdeki ılımlı yada radikal “islamcı” örgütleri ve hükümetleri kullanarak SSCB’ni kuşatan yeşil hat oluşturdu.
SSCB’nin dağılması, Doğu Avrupa’daki sosyalist yönetimlerinin yıkılması, dünyada egemenlik kartlarının yeniden dağıtılmasını başlattı.
En cazip pazar coğrafyası eski ipek yolunun geçtiği ve çevresindeki ülkeler öne çıktı.
ABD 1945 sonrası elde ettiği gücü korumak amacıyla oyun kurdu. Kurduğu oyunun adı BOP.
Komünizmin tehlike olması çok zayıflayınca, emperyalist güçler arasında pazarları kontrol etme mücadelesi başladı…
21. Yüzyıl dünya pazarlarının yeniden paylaşılacağı yüz yıl olarak tarihe geçecektir.
ABD ve AB bir uçta. Rusya ve Çin bir uçta. İngiltere ve İsrail dengeleri bir yanda gözetirken, bir yandan İslam ülkelerinde işbirlikçi güçler oluşturmakta. Aynı yöntemi ABD, 1972 yılından itibaren sürdürmektedir.
Özellikle Türkiye üzerine çok yönlü planlama yaptılar.
AKP Hükümetlerinin güçlendirdiği tarikatları, bölücü örgütleri ve kontrol ettikleri sermayeyi, hükümetleri kullanıyorlar.
1 Mart tezkeresi planın ilk adımı.
15 Temmuz darbe girişimi en ciddi İsyan kalkışmasıdır.
Kalkışma bir biçimiyle engellendi.
Ama Fetö dinci terör örgütü tam anlamıyla çökertilmedi.
Devlet kurumları içinde sivil yaşam içinde varlıkları devam ediyor.
Yurt dışı destekle gizliliklerini koruyorlar.
Bu darbe girişimi ders çıkarılması gereken bir isyandır.
Ancak FETÖ’ye devleti kuşattıranlar hala ders çıkarmamış.
Mustafa Kemal Atatürk’ün çıkardığı devrim yasalarına rağmen, Türkiye dış destekli ciddi darbe girişimi yaşamasına rağmen; bir çok tarikatın devleti kuşatmalarına bilinçli biçimde destek veriyor.
Adıyaman Merkezli menzil, İstanbul merkezli İsmail Ağa tarikatları devlet kurumlarını her alanda kontrol altına alırken, Vakıf vb. Kanalıyla kurdukları şirketlerle ekonomik anlamda güçleniyorlar.
Menzil tarikatının şeyhinin ölümü sonrası yaşanan her şey cumhuriyet üzerine kurulan tehlikeyi orta yere dökmüştür.
Tren kaçıyor.
Yasa dışı bu örgütlenmeye devleti yöneten hükümetin ses çıkarmamasını anlıyorum.
Anlayamadığım şey Mustafa Kemal’in ülkeyi teslim ettiği halk ile gerçekten ülkeyi ve devleti korumak için yemin eden ve görevi olan kurum, kurumda görevli kişiler neden bakar kör davranıyor.
Tarikatlara neden izin veriyorlar!
Tarikat adına şeyhlik vb. Ünvanlarla İslam dışı faaliyetlerine neden izin veriyorlar!
Tren kaçıyor beyler.
Türkiye cumhuriyeti devletini kuran CHP neden sesin çıkmıyor?
Kendine Atatürkçü sıfatı yapıştıran İYİ parti neden sesin çıkmıyor.