İBRAHİM FAİK BAYAV

İBRAHİM FAİK BAYAV

17 Mart 2024 Pazar

Tayyip Erdoğan’a Kur’an’da İşaret Var mı

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Tayyip Erdoğan’a Kur’an’da İşaret Var mı? 

Tayyip Erdoğan’a Kur’an’da İşaret Var mı? 
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İBRAHİM FAİK BAYAV

Zaman içinde meydana gelecek olayların, olaylara sebep olacak kişilerin, Kur’an ayetleri içinde yerleri vardır. Rüsuh kazanmış kişiler, rüsuh derecelerine göre, olayların veya kişilerin Kur’an’daki yerlerini bulurlar. Bulduklarına çok kere his karışır, olayı veya kişiyi olduğundan farklı değerlendirirler.

Serhat Ahmet Tan, Kur’an’ın dört ayetinde Recep Tayyip Erdoğan’ın işaretlerini bulduğunu söylüyor. (Bulmuştur…) Değerlendirme uygun olmuş mu, bakalım:

1’nci ayet, Şura 19:

Bu ayeti Tan şöyle ifade ediyor: ”Allah kullarına beklemediği ummadığı yerlerden rızık gönderir ve Allah kuvveti saygın olan birisidir. Bu ayetin yansıması muktedirlere (iktidar sahiplerine) oluyor. İktidar sahibi olan kişi hiç ummadığı yerlerden destek buluyor”. Bu ifadeden sonra Tan, Erdoğan’ı saygınlık kazanmış biri olarak tanımlıyor.

Ayet metni: ”Allahü Latııfün bi ıbâdihi yerzüku men yeşâüYani, Allah kullarına karşı kibar ve naziktir. kimi uygun görürse onu rızıklandırır.
Rızık; beslenme ihtiyaçları olduğu gibi, saltanat edinme hükmetme araçları da olabiliyor.

Ayetteki ‘kullar’ (ıbâd) sözcüğü inanç ayırımı olmaksızın tüm insanlardır.

‘Men yeşâü’ kelimesi, Allah’ın rastgele dilediği kimse demek değildir; rızıklanma şartlarını taşıyanlar demektir.

Saltanat rızkı verilecek kişinin saygın olması gerekmiyor.

Rızk verilmeye uygun kişiden istenen, rızkı tekzib ederek küçümsememesi ya da rızk vereni unutup kibre düşmemesidir. (Bkz: Vakıa 82)

Eğer Tayyip Erdoğan’da ‘saygınlık’ olup olmadığı merak edilirse, saltanatı devam ettirme uğruna dilinden döktüğü sözlere ve devletlerarasında sergilediği tavırlara bakılabilir.

Tayyip Erdoğan’ın ummadığı destek, önceleri ABD onaylı İngiltere’den idi. Kraliçe’yi küstürünce, ABD ile de kavgaya tutuşunca, destek -şaşılacak biçimde- çok uzun yıllar Türkiye’nin muarızı bilinen Rusya’dan gelmeye başladı. Sorulması gereken şu: Bu rızıklanma ne vakte kadardır?

Rızk edinme şartı ortadan kalktığında rızkın kesileceği bilinmelidir.

Allah’ın başkasına uygun gördüğü rızkı Erdoğan, ”benimdir… Vermem…” diye sahiplenmeye çalıştığında, akıbetini vahim duruma düşürür.
Ayetteki ”Latııfün” ismi sırlara nüfus etme, o sırları dışa çıkarma anlamına da geliyor. Latııf, Allah’a ait bir sıfat. Latııf isminin Erdoğan üzerine yansıması, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gizli bilgilerinin bulunduğu Kozmik Oda’ya girilmesiyle gerçekleşti. En mahrem bilgiler devlet bazında başkalarının eline geçti. Devletin hayatiyeti Erdoğan sayesinde bitirilebilecek duruma geldi.

2’nci ayet, İnşirah 6:

Bu ayeti Tan şöyle ifade ediyor: ”Her zorlukta mutlaka bir kolaylık vardır. Erdoğan’ın, zorlandığı zamanlarda, kolaylığı bulup çıkartabilen ve onu lehine çevirebilen  yapısını görüyoruz”.

Ayet metni: ”İnne mea’l-usri yüsrâ”. Yani, güçlük kolaylık ile beraberdir.

İyilik ile kötülüğün beraber olduğu gibi; dostluk ile düşmanlığın beraber olduğu gibi; sağ ile solun beraber olduğu gibi; yapıcılığın ile yıkıcılığın beraber olduğu gibi. Burada kulun -sonucunu kabul ederek- inisiyatif kullanma hakkı vardır.

Tayyip Erdoğan, iktidara geldiğinde kolayı seçti. Ülke ekonomisine yarayacak bol döviz girişini, sanayileşme yerine, ölçüsüz biçimde gösterişli yapılara harcadı. Enflasyon düşüyordu, refah artıyordu ama, ülkeye giren dövizin faizleriyle geri gideceği günler de yaklaşıyordu. Kolaylık bir kaç yıl sonra zorluğa dönüştü. Var sanılan ‘saygınlık’ da baygınlığa…

Zorluk tekrar kolaylığa dönüşebilir. Bunun için İnşirah Suresi’nin 7’nci ayetinin sırrına erişebilmek şart.

3’ncü ayet, Şuara 83:

Bu ayeti Tan şöyle ifade ediyor: ”Ayette İbrahim diyor ki; -Bana hükmetme gücü ver. Beni salih kullarından yap-. Bu da çok önemli. Halka hükmediyor ama, her hükümdar salih olmayabilir (Saygın da olmayabilir). Hümanizmin, insanlığın neslinin geleceği için bir şeyler ortaya koymaktır salih olmak. Erdoğan’da o özellik var; görüyoruz”.

Ayet metni: ”Rabbi heblî hükmen ve elhıknî bi’s-salihîn” Yani, (İbrahim) Rabbim, bana hüküm ver, beni salihlerin arasına kat, dedi.

Bu ayetten Recep Tayyip Erdoğan’ın karakterini gösteren işaret çıkarılabilir.

a) Erdoğan’ın Allah inancı vardır lakin Allah’tan dünyalık isteği de vardır. İstediği, ülkeye hü Bu da yönetimde olmasıyla mümkün. Anlaşılıyor ki, Erdoğan yönetimde ama hükmetme gücü yok. Birileri onu ‘muktedir’ gibi gösteriyor.

Hüküm kelimesi, hikmet, ilim, anlayış anlamında da aynı zamanda. Hükmetmenin gerçekleşmesi (muktedir olma) de bunlara bağlı. O zaman, ayetle eşleştiği belirtilen Erdoğan’da bunlardan eser olmadığı, ama olsun diye arzuladığı anlamı çıkarılır. Farkettiğimiz kadarıyla, rızkın bu türlüsüne nail olamamış Erdoğan.

b) Ayet işaretine göre, Erdoğan’ın salihler arasına katılma isteği de var.

Salihîn; ülkeyi sosyal anlamda iyileştirenler, sulhü temin edenler, ülkenin düzeni için yasal vecibelerini yerine getirenler demektir. ”Elhıknî bi’s-salihîn” dua kelimesidir; Erdoğan’ın salih kimselerden uzak kalmışlığını belirtir. Arzusu budur ama, olacağı şüphelidir. Nitekim, Erdoğan’ın, yasalara -işine gelmeyince- uymadığı, keyfi icradan sonra Meclis’teki vekillerine yasa çıkarttırdığı tüm dünyanın malumudur. Sadece Kamu İhale Yasası, on bir yılda 164 defa değiştirilmiş.

4’ncü ayet, Müminûn 29:

Bu ayeti Tan şöyle ifade ediyor: ”Nuh tufanı başlarken Hz. Nuh dua ediyor, -Rabbim, beni çok mübarek yere indir diyor. Duanın olduğu yer, Kur’an’da ‘Cudî‘ diye geçiyor. Bu yer Türkiye sınırları içindedir. Tayyip Erdoğan ayette belirtilen bu dua ile de eşleştiği için, anlıyoruz ki, O’nun Güneydoğu’yu da kontrol altında tutan yapısı var. Tayyip Erdoğan varken, Türkiye’nin kesinlikle parçalanmayacağını söyleyebiliriz”.

Ayet metni: ”Ve kul Rabbi enzilnî münzelen mübâreken”. Yani, Allah, tufan zamanı sürüklenen gemideki  Nuh’a -Rabbim, beni mübarek menzile indir de-, uyarısı yaptı.

Bu ayetten Tayyip Erdoğan’a işaret çıkmıyor. Lakin Türkiye’nin Güneydoğusu’nun işareti çıkıyor. Hem de ‘mübarek’ taltifiyle.

Serhat Ahmet Tan’ın anladığı şekliyle ayetteki Güneydoğu işaretine Tayyip Erdoğan dahil edilirse, Tayyip Erdoğan’ın Güneydoğu’yu kontrol ettiği anlamı çıkmaz. Çünkü, Güneydoğu Bölgesi, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu andan itibaren kontrol altında. Şu anlam çıkar: Lozan Antlaşması yürürlükte kaldığı müddetçe -Erdoğan istese de-Türkiye’nin parçalanması mümkün olmaz.

Bir kaç yıl önce ”Lozan hezimettir” bağırtısının ardındaki niyet ve o bağırana Tayyip Erdoğan’ın ilgisinin sebebi sezilebildi mi?