İBRAHİM FAİK BAYAV

İBRAHİM FAİK BAYAV

15 Nisan 2024 Pazartesi

Rad Suresi’nde Rahimler ve Ultrason

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Rad Suresi’nde Rahimler ve Ultrason  

Rad Suresi’nde Rahimler ve Ultrason  
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İBRAHİM FAİK BAYAV

Kur’an’ı Kerim’in Rad Suresi’nin sekizinci ayeti şu: ”Allahü yalemü mâ tehmilü küllü ünsâ ve mâ teğızu’l-erhamu ve ma tezdâdü”. Yani, Allah her dişinin neyi yüklendiğini, rahimlerde neyin azaldığını ve çoğaldığını bilir.

Allah, zatına ait sıfatları yarattıkları üzerinde tecelli ettirir. Nasıl mı?.. Allah görücüdür; yarattıkları görürler. Allah işiticidir; yarattıkları işitirler. Allah bilicidir; yarattığı insanlar, bilmek isterlerse, bilirler. Öyle ise zikredilen ayetten şu anlam çıkarılır: Allah dişilerin rahimdekileri bildiğine göre yarattığı insanlar da, bilmek istediklerinde, rahimlerde ne olduğunu, neyin geliştiğini  bilebileceklerdir.

‘Ünsa’ sözcüğü, yumurtlayan ve doğum yapan tüm dişi canlıları kapsarsa da, ayette kastedilen insan nevinin kadınlarıdır.

Rahim; -Kur’an ifadesiyle- dişinin ekin tarlasıdır. Erkeğin tohumunu -şart oluştuğunda- aldığında, faaliyet hissedilir. Hamilelik dediğimiz olay başlar. Bir zaman sonra mahsul vereceği anlaşılır. İnsanların ilk bilmek istediği, rahimden dışarı çıkacak mahsulün cinsi, tipi ve rengidir.

Ayet hükmü: Allah, rahimde başlayan faaliyeti biliyor; sonucunu da biliyor.

İnsan nasıl bilecek?

Yüksek frekanslı ses dalgalarını kullanararak tabi ki.

”Allahü yalemü ma tehmilü küllü ünsa” kelimesinin ebced değeri (şeddeler sayıldığında) 1376 ve 1406’dır. Bu sayılar Hicri tarihi gösterir. Miladi 1956 ve 1986 tarihlerini verir. Ayetin bu kelimesinden, insanlar bu tarihlerde rahimlerde neyin yüklendiğini, azalan ve artan şeylerin neler olduğunu bilebilecekler, anlamı çıkar.

Öğrendiğimize göre, ilk kez 1942 yılında Avusturya’lı Dr. Karl Theodore Dussik tarafından tıbbi ultrason tanımlanmış. Doktorlar ve mühendisler ses dalgaları ile biyolojik dokular arasındaki ilişkiyi anladıklarında, iki boyutlu ultrason cihazının icat edilmesi gündene gelmiş. İcat edilen cihaz ile ilk kez,  safra kesesi içindeki taşlar, kulağın duyamayacağı ses dalgalarının yardımı ile görülmüş.

1971 yılında, anne karnında gelişmekte olan bebeğin incelenmesine başlanmış. 1980’lerden sonra ise hem cihazların fiyatlarının bir miktar ucuzlaması hem de kalitesinin artması sonucunda hastanelerde ve muayenehanelerde ultrason cihazı bulunur hale gelmiş.

2021 yılındayız. ”Allahü yalemü ma tehmilü küllü ünsa…” kelimesinin insanoğlunun üzerindeki tecellisini yaşıyoruz. Günümüzde ultrason cihazı kullanılarak, rahimlere yüklenenin ne olduğu (dişi veya erkek), kaç tane olduğu (ikiz, üçüz), hangi büyüklükte bulunduğu, nasıl geliştiği görülebildiği gibi, yüklenen bebekte ya da bebeklerde bir araz olup olmadığı, sağlıklı yaşayıp yaşamayacağı, anlaşılabilmektedir. Belki ileride, topluma hayırlı mı hayırsız mı olacağı bile bilinebilecektir.

”Ma teğızu’l-erhamu ve ma tezdadükelimesinde rahimlerde azalan veya artan şey, salgılanan hormonlar olduğu gibi, erkekten gönderilen spermlerdir de. İki regl arası sürenin azalmasını ve uzamasını da bu kelime ima eder. Bir mililtrede 15 milyon ile 200 milyon adet sperm sayısı, rahimde yumurtanın döllenmesi için normal sayılıyor. Erkeğin yaşının ilerlemiş olması ve sağlığın bozulması, 15 milyon adet olması gereken spermin azalmasına sebep olabiliyor. Bu durum rahimin canlı yüklenmesine imkan vermiyor.

”Ve külli şey’in ındehü bi mikdârin”, kelimesi, rahimlerde canlı yüklenmesinin erkek sperminin belirli sayıda olmasıyla gerçekleşeceğini belirtir.