15 Nisan 2024 Pazartesi
News
İBRAHİM FAİK BAYAV
Nuh Suresi’nde, Nuh adlı zatın, içinde yaşadığı topluma uyarıcı olarak gönderildiği belirtiliyor.
Toplumun uyarılması gerekmişse, o toplum yanlışlar sarmalında kalmış demektir.
Sure’den anlaşıldığına göre Nuh, yanlışların bertaraf edilmesi için çok uğraşmış… Toplum bireylerine anlatmış, dil dökmüş… Toplumdan olumlu karşılık görememiş.
Kur’an’da bu olayın anlatılmasının sebebi olmalıdır.
Mesela, yanlışlar sarmalındaki toplumda yanlış olan nedir?..
Sure’nin 23’ncü ayetinde Ved, Suva, Yağus, Nesr adındaki dört ilahın adı geçiyor.
21’nci ayette ise, kalabalık ve zengin bir aşiretin toplum üzerinde hegemonya kurduğu bilgisi var.
Yanlışların kaynağı burası.
Anlaşıldığına göre inanç istismar edilmiş, zikredilen dört ilah, zengin aşiretin toplumu sömürme aracı olmuş.
Toplum bunu idrak edemiyor…
Nuh’un ortaya çıkıp toplumu uyarması, hegemonyacı aşireti hedef alması demektir.
Toplum Nuh’u dinlediğinde toplumu sömüren aşiretin hegemonyası bitecektir.
Toplum, sıkıntı içindedir fakat batıl inanç, sıkıntının kaynağını anlamaya imkan vermemektedir.
Sure’nin 3’ncü ayetinde, Nuh’un topluma üç tavsiye sunduğu belirtiliyor:
a) ”Enibudullah” Yani Allah’ın zatına boyun eğin. Adları anılan dört putu ilah bilmeyin.
b) ”Vettekuuhü”. Yani işlerinizi usulüyle yapın, Allah’tan gelecek emre göre yapın.
c) ”Veatııuun”. Yani size işin doğrusunu gösterene itaat edin.
Sure’nin 4’ncü ayetinde, Nuh’un tavsiyelerinin uygulandığında tüm hataların ortadan kalkacağı teminatı var. Yaklaşmakta olan belaya karşı tedbir oluşacaktır.
Toplumun yaşadığı sıkıntılar nelerdir?
Nuh Suresi’nin 12’nci ayeti, Nuh’un tavsiyesi uygulandığında oluşacak sonucu belirtiliyor:
”Yümdidküm biemvâlin”. Yani, mal artışıyla yaşamınıza kolaylık gelecek.
Demek ki toplum bireyleri, geçimini devam ettirecek gerek hayvani, gerek nebati ürün yokluğunun sıkıntısı içinde.
”Ve benîne”. Yani, oğullar, erkek çocuklar çoğalacak.
Demek ki toplumda kadınların yeterince erkek çocuk doğuramama sıkıntısı var. ya da erkek çocuk dünyaya geliyor ama hegemonyacı aşiret tarafından itlaf ediliyor. Kadınların ve kızların hayvani ve nebati ürün elde edebilme güçleri yok.
”Ve yec’al leküm cennatin”. Yani, Yaşamın kolaylığı için bahçeler oluşacak.
Demek ki toprak işlenemiyor. Ağaç yetişmiyor, sebze ve tahıl mahsulü alınamıyor.
‘Cennatin’ sözcüğü, bahçelerin, bulundukları bölgede değil, bilmedikleri bir yerde sahip olacakları anlamını verir.
”Ve yec’al leküm enhâr”. Yani, Nuh’un tavsiyesine uyulduğunda su ihtiyaçları karşılanacak.
Demek ki, kuraklık var.
Bu sıkıntıların çaresi, Nuh’un uyarılarına dikkat edilmesi, O’nun gösterdiği şekilde uygulama yapılmasıdır. Sonucun ne şekilde olacağı Sure’nin 11’nci ayetinde belirtilmektedir:
”Yürseli’s-semâe aleyküm midrâran”. Yani, gök üzerinize ‘midrar’ olsun.
‘Midrar’, sıvı çıkarıcı araç demektir. Sema, güzel bir teşbih yapılmış midrara benzetilmiştir.
Sema, sadece o toplumun bulunacağı yeri kaplayan kadarıdır. Ayet, yeryüzünün tüm göğünü anlatmaz.
Sure’nin 25’nci ayetinde şu bilgi var: ”Mimmâ hatııâtihim üğrikuu; fe üdhılû‘n-nâr”. Yani, hataları onların boğulmalarına sebep oldu; ateşe sokuldular.Anlaşılıyorki, toplumun iyiliğini isteyen Nuh’un tavsiyelerine uyulmamış ya da uyulamamış.Toplumun hataları, hegemonyacı aşiretten kendilerini kurtaramamasıdır. Onlar için boğulma hak olmuştur.
‘Boğulma’ bilinen şekliyle suda boğulma anlamında ise de, bu ayette geçen ‘boğulma’ (üğriku) fiili suda boğulma anlamını vermez. Bu, hatalarının, yanlışlarının içinden çıkamayıp boğuldular demektir.
İçine sokuldukları bildirilen ‘nâr’ sözcüğü, Yağmursuz, bulutsuz, rüzgarsız ortamın oluşturduğu boğucu sıcaklıktır. Böyle bir ortam, bir zaman sonra ‘tufan’ı getirecektir.
Bu surede anlatılanı dünya üzerinde görebilmek mümkün. Afrika kıtasının bazı yerlerinde kuraklık yüzünden aç, hasta, cılız ve perişan yaşam süren topluluklar, Nuh’u dinlemeyenlere örnek görülebilir.
Nuh’u dinleyenlerin kavuştukları cenneti, Avrupa’nın medeni ülkeleri bilmek yerindedir.
