İBRAHİM FAİK BAYAV

İBRAHİM FAİK BAYAV

17 Mart 2024 Pazar

Kıyamet Suresi’nde ‘Kıyamet’ Nasıl Bir Şeydir

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kıyamet Suresi’nde ‘Kıyamet’ Nasıl Bir Şeydir? 

Kıyamet Suresi’nde ‘Kıyamet’ Nasıl Bir Şeydir? 
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İBRAHİM FAİK BAYAV

Adiyy merak etmiştir. Ona cevap verilmesi için Hz. Muhammed bilgilendirilir:

”Yes’elü eyyane yevmü‘l-kıyamet” Yani (o kişi) kıyamet ne zaman diye soruyor. (Kıyamet:6) Soruyorsa toplumda ‘kıyamet’ hakkında konu konuşuluyordur.

Sonraki ayetlerde kıyamet gününün zamanı belirtilmez. Lakin o günde nasıl bir durum oluştuğu anlatılır:

”Fe izâ berikı’l-basar”; (Kıyamet: 7)

Ayetten anlaşılan şu: O zaman göz, görme gücünü kaybetmiştir. Neyin ne olduğunu kavramak mümkün olmaz.

‘Basar’ sözcüğü, genel anlamda insanlardaki görme organıdır.

‘Berika’ fiili, gözün, dehşet olay karşısında, ya göremez olduğunu, görmeye çalışsa da önünde bulanıklık belirdiğinden neyin ne olduğunu anlayamaz ve kavrayamaz olduğunu belirtir.

‘Basar’ sözcüğünün çoğulu ‘ebsar’, 3 ile 9 arasındaki nesneler için yapılır. Ayette insanların gözünden ziyade, o zamanda ne olduğu bilinemeyen şeyleri ima eder.

‘Basar’ adı bize, günümüzdeki özel binaların veya mekanların kontrolüne yarayan -gözü hatırlatır. (Biri bizi gözetliyor lafı darb-ı mesel olmuştur)

Basar denen şeye  ‘güvenlik kamerası’ diyebiliriz. Dehşet olay, hangi binanın veya mekanın yakınında oluyorsa, orayı kontrol eden gözün, merkez bilgisayaya görüntü aktarımı bozulur.

”Ve hasefel’l-kamer”; (Kıyamet: 8)

‘Kamer’, o zamanda da, 1400 yıl geçen bu zamanda da gece gökte görünen Ay olarak bilinir.

‘Hasefe’ fiili, göçme, eksilme, çökme, kaybolma hareketini belirtir. Bu fiil ‘Kamer’ ile birleştirilmiş ”Ay tutulması anlamında söylenmiş.

Ay tutulması, Dünya gezegeninin Ay ile Dünya arasına girip, Ay’ın Güneş’ten ışık almasını engellemesiyle oluyor. Sonra durum düzeliyor. Demek ki, göçmeyi çökmeyi eksilmeyi belirten ‘hasefe’ sözcüğü burada mecaz olmuş.

”Hasefe’l-kamer” kelimesi, ay tutulması anlamında kullanılmışsa, ayet ileride Ay’ın Dünya’dan görünmesini engelleyecek bir oluşumun işaretini verir. Atmosferi kaplayacak kalın duman veya sis tabakası olabilir bu. İnsanlar, o zamanın gecelerinde sadece Ay’ı değil yıldızları bile tutulmuş görürler. Ya da Dünya’nın dışında suni bir ay oluşturacaktır medeni alem. ‘Hasefe’ fiili, o suni ayın tutulmasına işaret eder. Ona bağlı yeryüzü gelişmişliği dumura uğrar. Artık kıyamet gününe girilmiştir.

”Ve cumia’l-şemsü ve’l-kamer” (Kıyamet: 9)

‘Cumia’ fiili, dağınık şeylerin toplanması, bir araya getirilmesi hareketidir.

Ayette, Güneş‘in Ay ile biirleştirilmesinden bahsediliyor. Bu bahsin, edebi, sosyal, siyasi ve fiziki yönden taşıdığı anlam değişik olur . Bu ifade, Güneş’e ve Ay’a benzetilen bazı şeylerin birbirinden ayrı olması gerektiğini ima eder. İkisi bir araya getirildiğinde kıyamet günü başlamış olacaktır.

Cumia fiili birinin ya da birilerinin müdahalesi olmadan oluşmaz. Mesela ‘İslam güneşi’ ifadesi, İslam hakimiyeti demektir. kendidir. İslam, onu yansıtan otoriteyle aynı kabul edilemez. Cevher ile cevheri yansıtan aynı kabul edildiğinde, cevherin değeri düşmüş, toplum sahtekarlık sarmalına girmiş olacaktır. Bu durum kıyamet zemininin hazırlanmasıdır.

Güneş ile Ay‘n bir araya getirilmesi fiziki anlamda değerlendirildiğinde, olmayacak şey değil. O zaman, Ay Dünya’nın uyduluğundan ayrılmış, Güneş’in çekim alanına girmiş olur. Ay’ın Güneş ile cem olması, onun Güneş’in milyon derecelik ısısıyla erimesini netice verir. Lakin Dünya gezegeni bile Güneş’e doğru kaymaya başlayacaktır.

‘Ve cumia’l-şemsü ve’l-kamer” ayeti, siyasi, sosyal veya fiziki anlamda gerçekleştiğinde yeryüzündeki insanlar ne yaparlar?

”Yekuulü‘l-insânü yevmeizin eyne’l-mefarr”; diyerek bağrışırlar. (Kıyamet: 10)

Dehşet yeryüzünü kaplamıştır o zaman. İnsanlar o dehşet anlarından kurtulmayı, kaçacakları ve sığınacakları yeri aramaya başlarlar. Lakin iş işten geçmiştir. Burada merak edilen, edebi, siyasi veya sosyal anlamda Güneş’e ve Ay’a benzetilen oluşumların ne olduğudur.

”Kellâ lâ vezer”; ”İlâ rabbike yevmeizin el-müstekarr” (Kıyamet: (7 – 12)   İnsanlar için kaçma ve sığınma yeri bulunmaz.

Rabb’e iltica edilir o gün. Çünkü o gün tek sığınağın Rabbin karar merciidir. Kimlerin kurtulacağı o zaman anlaşılır.