İBRAHİM FAİK BAYAV

İBRAHİM FAİK BAYAV

15 Nisan 2024 Pazartesi

İslam Nedir, İslamiyet Nedir

0

BEĞENDİM

ABONE OL

İslam Nedir, İslamiyet Nedir?

İslam Nedir, İslamiyet Nedir?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İBRAHİM FAİK BAYAV

Türkiye’nin sıkıntılarının bir türlü aşılamadığını gören müslümanlar, sıkıntıyı giderecek şeyin İslamiyet olduğunu anlatmaya başladılar. Bu anlatıma verdikleri isim;  ‘Doğru İslamiyet’.

Çalışma tasvip edilse de, kullanılan ‘Doğru İslamiyet’ terimi, zihinlerde, birde yanlış İslamiyet varmış hissini uyandırıyor.

Zihninde yanlış İslamiyet varmış hissi uyananlara fikir ehli zat; ”Doğru İslamiyet ismi, bir de yanlış İslamiyet mi var sorusunu akla getirmez”. diyor. Hükmü ise şöyle: ”Zira İslam bizzat ve nefsülemirde doğrudur”.

Ben de bir şey diyeyim:

Bir şey ‘doğru’ sıfatı eklenerek anlatılıyorsa, o şeyin yanlışından bizar olunmuş demektir. Doğru İslamiyet tanımı yapıldığında yanlış İslamiyet mi var sorusunun zihinde oluşmasına şaşırmamalı. Yanlış İslamiyet’in var olduğu zaten görülüyor. Fakat, toplum ünsiyet etmiş, yanlış olduğunu aklına getiremiyor. Aynı çalışmanın mensuplarından bir başka fikir ehli zatın şu konuşması onun delili: ”Doğru İslamiyet hürriyet esaslı İslamiyettir. İstibdat esaslı değildir”. O zat bu sözü söylemek zorunda kalmışsa, müslüman bilinen ülkelerde istibdatı esas alan, hürriyetleri kısıtlayan yanlış İslamiyet mer’iyette demektir.

Fikir ehli zatın ”İslam bizzat ve nefsülemirde doğrudur” ifadesi tamamen doğru. Çünkü, dinin iki olduğu, Allah’ın kulları için İslam’ı istediği Kur’an’da belirtilmiş. Allah’ın istediği İslam yanlış-doğru diye ayrıma tabi tutulamaz. Yanlışlık, İslamiyet’in İslam olarak gösterilmesinde. Öyle ki, bu durum, Hz. Muhammed dışındaki bütün resulleri zihinlerden düşürmeye sebep oluyor. Öyleyse doğru İslamiyet konu edilirken İslam ‘doğru’ sıfatı eklenerek anlatılmamalı. İslam, bizzat İslam olarak anlatılmalı ve belirlenen kurallar ortaya konulmalı. Mesela şöyle: Hiç bir fert veya zümre diğer fert ve zümreyi tahakküm altına almamalı, doğal haklarından mahrum bırakmamalı.

Peki nasıl olur bu iş?

Devlet yönetiminde bulunanların emir vermesiyle olur.

Yoksa, elimizde gözümüzde İslam var; biz ona uyarız, Allah razı olur; onu başkalarına doğru anlatırız, Allah bundan da razı olur, biçimindeki ifadeler, İslam’ı topluma benimsetecek, topluma huzur getirecek ifadeler değildir.

Kur’an sayfalarındada ‘islamiyet’ şeklinde bir sözcük yok. Bu sözcüğün gramer olarak açılımını yaparsak şöyle oluyor:

islam + iy + yet.

İslam; Allah’ın toplumların yanlışlardan kurtularak doğru yaşam sürmelerini istediği sistemdir. Hz. İbrahim’in zamanından başlar. O zamanda az ve etkili olan yanlışlar, yüzyıllar geçtikçe çoğalmıştır. O yanlışları izale edecek usuller de belirmiştir. Yanlışın zıddı olan her doğru, İslam sözcüğüne ‘iy’ eki verilerek gösterilir. Burada bütün mesele, yanlışların cenderesinden kurtulmak isteyenlerin, usul koyucuya inanmalarına bağlıdır. Umumiyetle devletin başında bulunanları hegemonya kurdurmaya hevesli kurumlar, yanlış yaşamdan nemalanan şeddatlar, buna fırsat vermezler. Toplum bireyleri iradesini şeddattan yani tağuttan uzaklaşma şeklinde kullandığında, sistem, oluşma aşamasına girer. İşte o zaman ‘İslamî’ kelimesi ‘yet’ eki alarak İslamiyyet olur.

Bir zamanın şartı içinde gelişen ‘doğru’, bir başka zamanın şartı karşısında ‘yanlış’ hükmünü alır.

Ülkemizde, kavgadan, patırtıdan, anarşiden ve terörden bizar olunmuş ise, bundan kurtulmak için İslam olunmaya ihtiyaç var. Bunun için ‘islamî’ denebilecek her usulün gündeme getirilmesi gerekir. Lakin yukarıda dedik: Devletin başındakiler emir vermeden bunun olması mümkün değil. O zaman şöyle denir: Binilmiştir bir alamete gidilir kıyamete. Layık layığına varır, İslam’a özlem yeniden başlar.