İBRAHİM FAİK BAYAV

İBRAHİM FAİK BAYAV

17 Mart 2024 Pazar

Casiye Suresi’nde İsrail, Kitap ve Nübüvvet

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Casiye Suresi’nde İsrail, Kitap ve Nübüvvet 

Casiye Suresi’nde İsrail, Kitap ve Nübüvvet 
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İBRAHİM FAİK BAYAV

Ortadoğu’da İSRAİL adında bir devlet var. Bu ad İSRAİLOĞULLARI’nın devleti anlamındadır. Türkiye toplumunda, İsrail ve israiloğulları iyi sözlerle anılmazlar.

Türkiye toplumunun ”kitabımız” dediği Kur’an içinde, İsrailoğulları’nı konu eden ayetler var. Ayetler, Hz. Muhammed’in zamanındaki insanları bilgilendirse de yüzyıllar ötesine ait işaretleri de içinde taşırlar.

Mekke toplumuna İsrailoğulları hakkında bilgi, Casiye Suresi’nin 16 ve 17’nci ayetlerinde ilk defa verilmektedir. Beraberce bakalım:

16’ncı ayet: ”Lakad âteynâ benî israîle, el kitâb”. Yani, İsrailoğullarına (Hz. Yakub’un çocuklarına) kitabı getirip sunduk.

Kitaptan kasıt, Hz. Musa aracılığıyla gelen ve sonraları içeriği genişletilen Tevrat’tır.

”Ve’l-hukme ve’n-nübüvvet” kelimesiyle belirtiliyor: O kitap’ta, hükümler var; hükümleri topluma bildirme-hatırlatma mesleği var.

Tevrat ile gelen hükümlere uyulmuştur ki, İsrailoğulları o zamanda ”ve rezeknâhüm min tayyibât” kelimesinde bildirilen temiz ve seçkin şeylere sahip kılınmışlardır.

Bu kadar da değil.. Ayetteki ”ve faddalnâhüm ale’l-âlemîn” kelimesi, Tevrat hükümlerine uymaları sebebiyle onların alemler içinde seçkin duruma getirildikleri de belirtmektedir.

17’nci ayet: ”Ve âteynâhüm beyyinâtin mine’l-emri”. Yani, yapılması ve yapılmaması gereken kurallar, kuralların sebepleri ve delilleri de İsrailoğulları’na bildirildi ve anlayacakları şekilde açıklandı.

Kuralların tanıtılması, uyulmadığında sonuçlarının ne olacağının belirtilmesi, ‘Nübüvvet’ mesleğini edinenlerce olmuştur.

Ayetin bundan sonraki ifadeleri, hükümlerin uygulanmasında İsrailoğulları’nın farklı sesler çıkardıklarını, kendi içlerinde kuralsızlık oluştuğunu, ‘kıyamet günü’ denen kalkışmaya zemin hazırladıklarını bildiriyor. Demek ki, nübüvvet mesleği sonraları İsrailoğullarınca önemsenmemiş.

Allah’ın hükmü değişmez. Hüküm İsrailoğulları içinde ne ise Muhammed ümmeti için de aynıdır.

İki ayeti ebced ilmiyle tevil etmek istersek…

‘El kitab’ sözcüğünün ebced değeri, 454’tür. Miladi 957 yılını gösterir. Demek ki, İsrail’in soyundan olanlar, -yüzyıllar sonra- ‘kitap’ olan Tevrat’ın ve Tevrat’ın içindeki hükümlerin değerini anlamaya başlayacaklar. Kitap olan Kur’an’dan istifade etmeyi mutlaka düşüneceklerdir. Milat öncesi başlayan perişanlıktan kurtulmalarının çaresi budur.

”El kitabe ve’l-hukme ve’n-nübüvvete” sözcüklerinin toplam ebced değeri, 1054 ediyor. Bu, Miladi 1644 yılıdır. Bu tarih, İsrailoğulları içinde eğitime önem vermeleri, öğrenmeleri, hükümler oluşturmaya başlamaları tarihidir. Matbaanın icad edilmiş olması, yazılı hükümlerini basmayı, dağıtmayı, fertlere okutmayı ve öğretmeyi kolaylaştıracaktır.

”Ve lakad ateyna beni israile elkitap”, Allah’ın kesin hükmünü belirtir. Kelimenin ebced değeri, 1421’dir. Miladi 2000 yılını gösterir. İsrail soyunun insanları artık bu tarihte, -başta tevrat- tüm kitaplarla ve kitap olacaklarla iç içedir. Hem hüküm oluşturmada hem hükümlerin dağıtılmasında ve uygulanmasında sorumlu olacaklardır. ”Ve rezaknahüm min el tayyibat” kelimesi, İsrailoğularının siyasi, iktisadi ve sosyal her tür rızka bu sayede ulaşacaklarını işaret eder.

”Ve faddalnâ hüm ala’l-âlemîn” H.1354 / M.1935 tarihini veriyor. Bu tarihten dört yıl sonra, 1939 yılında başlayan İkinci Dünya Savaşı’nda Avrupa’nın ve Ortadoğu’nun yakılıp yıkılması, yeniden onarılmasını gerektirecektir. Ayet, bu işlem için bu tarihte, İsrailoğullarından olanların tercih edileceğini ima ediyor. Adeta diğer insanlara ve milletlere karşı ‘seçildiniz-tercih edildiniz’ diyor. Yanlış anlaşılmasın: Bu ifade, yeryüzü milleri içinde seçkinsininiz-üstün ırksınız, anlamında değildir. Bu işlem için projelerin hazır olduğunu Casiye Suresi’nin 17’nci ayetindeki ”Ve âteynâhüm beyyinâtin min’el-emri” kelimesi işaret ediyor.

İsrailoğulları için anlatılan bu durum ne zamana kadar sürebilir?..

Cevap: ”Fe mâ ihtelefû…” kelimesiyle bildirilen, İsrailoğulları arasında anlaşmazlık çıktığı, ”bağyen beynehüm” kelimesiyle belirtilen, aralarında hukuk tanımazlık oluştuğu âna kadar.

Bu ne zamanın tarihi nedir?..

”Badi mâ câehüm’ül-ılmü, bayen beynehüm” kelimesi, ebceden h.1458 / M.2037 tarihini gösteriyor. ”Rabbeke yakdî beynehüm yevme’l-kıyâme” kelimesi ise m.1491 / M.2069 tarihini gösteriyor. Bu, şu demek oluyor: İçlerinde hukuk tanımazlık oluşan İsrailoğulları, 2069 yılında kıyameti mi oluşturacaklar, yoksa oluşan kıyametin içinde hukuktanımazlıklarının cezasını mı alacaklar? Ayette, ”Rabb İsrailoğulları arasında hükmünü verecek” denmişse, hüküm verilecektir.

İsrailoğulları için oluşan hükümler, Hz. Muhammed’e tabi olan toplumlar için de geçerlidir. Yükselmek ve milletler arasında seçkinlik kazanmak isteyen müslümanlar, ilme önem vermek ve hukuk çerçevesinde hareket etmek zorundadırlar. Aksi taktirde anlaşmazlığa düşmeleri, toplum veya ülke yönetimine gelenlerinin ‘baği’ (anarşist) sıfatını almaları kaçınılmazdır.