17 Kasım 2024 Pazar
Benal Yazgan, Erken Seçim Çağrısı Yaptı
Portakal Mevsiminde Kuran Dersleri
SAMİMİYET, SEN NEREDESİN?
Anadolu’yu konuşturan usta bir yazar: AHMED HAMDİ TANPINAR
Kurban Nedir? Kurban’ın Dinimizdeki Önemi?
Bugün Benim Doğum Günüm...
İBRAHİM FAİK BAYAV
Araf Suresi’nin 163’ncü ayeti, Hz Muhammed’e ittiba etmede nazlananlara, nazlananların bildiği bir konuyu hatırlatıyor. Lakin biz, bu ayetin Hz. Muhammed’in yaşadığı zamandan sonraki zamanın insanlarına mesaj veriyor şeklinde anlayacağız.
Araf Suresi 163’teki ilk ifade şu: ”Ves’elühüm an el-karyeti, elleti kanet hazırate’l-bahri” Yani, onlara o karyeyi sor; hatırlasınlar. O karye deniz yakınında kurulu idi.
Denizlerin yakınlarında geçmişten günümüze çok karyeler ve şehirler vardır. Lakin bahsedilen karye, Musa’nın kavminin üzerinden geçtiği Kızıldeniz’in yakınındaki karyedir.
Ne olmuş Kızıldeniz kıyısında kurulu olan o karyede?
”Kezalike neblühüm bima kanü yefsükun” ifadesiyle belirtilen olay olmuş. Yani, karyede yerleşik kişiler denenmişler… Tecrübe edilmişler… İmtihana tabi tutulmuşlar.
Olayın sebebi merak edilir: Acaba, Musa’nın Mısır’dan çıkardığı kavmi, kendilerine vaad edilen coğrafyaya layık mı idiler? Yerleşecekleri coğrafyada kurallara uyacak mıydılar?.., Hak üzere mi yaşayacaktılar?
Ayetten anlaşıldığına göre, Musa’nın kavminin fertleri, o karyede, belli ki kurala uymamışlar… ya da çoğu uymamış. Kural haftanın yedinci gününün tatil edilmesidir. Karye insanları emredilen haftanın altı günü faaliyet, yedinci gün tatil kuralını ihlal etmişler. Ayetteki ”bima kanü yefsükun” ifadesi, o zamanki o toplumun ‘bozulmuş toplum’ olduğunu işaret ediyor.
Bu ayet ifadesinden, biz Müslümanlar için çıkacak hüküm şu: Sağlıklı toplum ya da sağlık kazanacak toplum, konmuş kurala uyarak yaşayan toplumdur. Kuralın dışına çıkıldığında o toplum bozulmuş (fasık olmuş) toplum sayılacaktır.
‘Yefsükun’ يَفسُقونَ fiili, fısk etmeyi, yani, konmuş kurala uymamayı belirtir.
Eğer bir ülkede kural konmuşsa, toplum o kurala uymuyorsa, o toplumun başına gelecek var demektir. Konmuş kuralın kaldırılacağı bir safha gelir. O safha kurala sebep olan şeyin kaybolmasıdır.
Soru: zamanımızda, bizim ülkemizde, o kenttekine benzer bir şey oluyor mu? Bakalım;
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğunda, yönetimdekiler geçmiş zamandaki karye yaşamına benzer şekilde, Pazar günü tatil olacak kuralını koydular ve 394 Sayılı kanun ile uygulamayı başlattılar. Kanun, Pazar günlerinde dükkan, mağaza ve işyerlerinin kapatılacağını vaz ediyordu. Tüm ülke bu kanun ile belirtilen kurala uyuyordu. Aradan yıllar geçti; Müslümanlarda kural ihlali başladı. Bu ihlal hareketi, iktidara gelenlerce, kural şartının ortadan kalktığı şeklinde algılandı. Yönetimdekiler 2017 yılında 7033 sayılı kanun ile, 1924 yılında çıkarılmış olan 394 sayılı kanunu meriyetten kaldırdılar.
Yaşadığımız şu zamanda, ülkede daha değişik kural ihlalleri gözleniyor. Devlet yönetimine geçmek isteyenler, devleti yönetenlere, durmadan Anayasa kuralını hatırlatıyorlar. Yönetimdekiler, kanun tanımaz olduklarını gizlemek için, kural hatırlatanları, geçmişte cami kapatanlar, ezanı Türkçe yapanlar, Kur’an mushafı yasaklayanlar şeklinde tanımlıyorlar. Deniz yakınındaki o insanların davranışı gibi davranış, Müslüman bilinen kadrolarda görülmüş oluyor. Yani ”bima kanü yefsükun” ayet ifadesini yaşamlarında tecelli ettiriyorlar. Peki ne oluyor o zaman?
Araf Suresi 164: ”Ve iz kalet ümmetün minhüm; lime yeızune kavmen? Allah, mühlikühüm ev muazzibühüm azaben şediden”.
Bu ifadenin kelimelerine baktığımızsa saklı anlamı grebiliyoruz:
a) Deniz yakınında kurulu karyede bir grup varmış… O grup, kural ihlali sebebiyle, karyenin akıbetinin kötü olacağını fark etmiş.
Anladığımız şu: Konmuş kuralı ihlal, gelecek kötü olayın sebebidir.
b) Rabb tarafından gönderilen bazı zatlar, insanları uyarmaya çalışmışlar.
Yaşadığımız şu zamanda, ‘gönderilen’ zatları, bilimadamları diye bilmemiz gerekir. Bilimadamları kural ve usul harici davranışların getireceği zararı bilimsel olarak duyururlar.
c) Kötü akıbeti fark eden grubun fertleri, Rabb tarafından gönderilen uyarıcılara, sormuşlar: ”Allah, bu kavmi azap ederek batıracak. Niçin vaaz edip uyarmaya çalışıyorsunuz?”
Anladığımız şu: Bilimadamlarının uyarıları önemsenmez olduğunda bela ve azap günleri yakınlaşmıştır. Sadece akıl sahipleri fark edebilirler.
d) Uyarıcı zatlar açıklamışlar: ”Mazireten ila rabbiküm ve lakin leallehüm yettekun”.
Anladığımız şu: Kural ihlali sebebiyle gelecek bela durdurulamaz. Lakin diğer insanlara ittika etme ve kurala uyma fırsatı tanınır.
‘Mühlik’ ve ‘Muazzib’ sıfatları, Yapmaya ve yaptırmaya muktedir olan zata aittir. Ayet cümlesi sosyal boyutludur. Toplumda ya da bir şehirde ya da bir ülkede kural ihlali ile bozulma veya çürüme belirmişse, o toplum veya şehir veya ülke ortadan kaldırılır.
İbrahim Faik Bayav
(27.10.2024 09:39)
—————————————————————————————————-
bela: (be-lam-elif) (129)
Denemek. Tecrübe etmek.
Pazar tatili kanunu ve yürürlükten kaldırılması: