06 Nisan 2024 Cumartesi
AYÇA ÖZTORUN
“Cehaletle yaşamak, onlara kapı açmak bir ülkenin çöküşündeki etkenlerin en büyüğüdür. Bu duruma çanak tutup ardından coğrafya kaderindir diyenleri onamak ve susmak sefilliktir.”
SUSTUK
Bizi alaşağı edecek icraatlara, tarıma, ekonominin gidişatına, ülkemizin hızla beton kütlesi hâline gelmesine, çarpık kentleşmede fare gibi arazilere hücum eden müteahhitlere o alanları babasının malı gibi peşkeş çekenlere, ihalelere sustuk. Cahile, hırsıza, yolsuza, arsıza pabuç bırakarak sustuk.
Sustuğumuz, sorgulamadığımız hesap sormadığımız, hak aramadığımız, çocuklarımızın geleceğini dipsiz kuyuya attığımız için hepimiz suçluyuz. Onlara güzel yarınlar bırakmadılar. Onların gününü güneşini umutla dolu geleceğini çaldılar ve biz de sustuk. Özür yetmez hepimiz suçluyuz. Biz sustuk geleceğimizi müebbete çevirdik ve sustuk!
Sormadık zorlanarak ödediğimiz vergilerimizin nereye gittiğini! Kalantora, kompradora, al gülüm ver gülüm ihalesini altın tepside sunanlara kimin vatanını arşın arşın peşkeş çekiyorsunuz diye sormadık.
Göğü delercesine diktikleri betondan kütle yığınını insanlara mezara dönüştüren müteahhitlere malzemeden çalarken demirini, çimentosunu nasıl kullandığını sormadık. Para kazanmak için kaçak eksik malzemeyle niye arşa çıkan binalar yapıyorsunuz diye hesap sormadık.
Varotik zihniyetleri ile bitirdikleri süslü binaların tepesine tenekeden Eyfel Kulesi dikip, “buyurun mezarlarınıza” diyenlerin formaliteden denetçileri de göz yumdu, alkış tuttu bu ucubelere. Bunları bile bile ayakta uyuduk. Kredi çekip emeklerini son kuruşuna kadar dökerek kurulan yuvalar halkımıza öbek öbek mezar oldu şimdi.
Hatay yok artık! Kahramanmaraş, Adana, Antep diğer iller ve ilçelerin sesini duyan var mı? Yüreğimize kor gibi ateş! Enkaz altında can verirken insanlar, ülkeme ağıt düştü. Ülkem yasta şimdi.
Ülkemi temsil etmek için seçtiğimiz adamların seçimden önce efendisiyken biz şimdi kölesi hâline getirildik. Palazlandılar, güçlendiler acılarımızı yok saydılar adi dediler, alçak, namussuz dediler yine sustuk.
Şimdi iyi dinleyin coğrafya kaderimizdir diyenler; hayatınız efendilerinizin makarasında iplikken o da sizinle birlikte kader der geçer.
SESİMİ DUYAN YOK MU?
“Gece yağdı üzerime yuvamız mezar bize
Gökyüzü yıldız dolu yeryüzü haram anne”
Aklı sıra teselliler “Coğrafya kaderdir” der
Coğrafya kader değil susmak sefilliktir anne
Ölüm yağarken üzerime gökyüzü ağıt yakar
Yağmur, fırtına, kar yıldızlar küsmüş gitmiş
Sesimi duyur anne.
Sesimizi duyan yok mu? ölüme uyuyoruz
Ninem kefen bohçam derdi sersefil öldük anne
Kuş olup uçtuk anne
Yuvamız çöktü bizim kepçeler üzerimde
Kefen bohçam derdi ninem
Al kanlar kefen anne
Yeryüzünden ses geliyor sesimi duyan yok mu?
Burası çok karanlık beni bırakma anne