ALİ KILINÇ

ALİ KILINÇ

18 Mart 2024 Pazartesi

Tefekküre İhtiyacımız Var

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Tefekküre İhtiyacımız Var

Tefekküre İhtiyacımız Var
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ali Kılınç

Allah (c.c) ilk emir olarak yüce kitabımızda Peygamberimizin şahsında bütün inananlara “seni yaratan Rabbinin adıyla oku” (1)buyurdu. Ama neyi okuyacağımızı belirtmiyor. Öyleyse insanı insan yapacak, gücüne güç katacak veya kendini kötülüklerden koruyacak her şeyi okumalı. Allah (c.c) okuyun derken düşünün ve aklınızı kullanın demek istiyor. Asıl maksat düşünmek ve aklımızı kullanmaktır. Düşünme de bilgi sahibi olarak yapılabilir. Dolayısıyla Allah (c.c) ilk emir olan “OKU” emri ilahisi ile tefekkürün ve düşünmenin kapısını açmıştır. Kur’an-ı Kerimin birçok ayeti kerimesinde de;  akıl etmez misiniz, düşünmez misiniz, bakmaz mısınız, görmez misiniz, bilmez misiniz, ibret almaz mısınız diye uyarılar yapılmaktadır. Nitekim bir ayet-i Kerimesinde Allah (c.c) “Göklerin ve yerin yaradılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde akıl sahipleri için elbette ibretler vardır.” (2) buyurarak bu oluşumlardan ibret almamız gerektiğini ifade ediyor. Elbette aldığımız ibretler de dünya ve ahret hayatımızın şekillenmesine ve hep daha iyiye gitmesine katkı sağlamalıdır. Kur’an-ı Kerimde ilim ve tefekküre işaret eden 750 yi aşkın ayet-i kerimenin olması tesadüfî değildir. (3)Okullar, konferanslar, seminerler, paneller, vaazlar, sohbetler, gazeteler, dergiler, kitaplar bize bilgi ulaştıran kaynaklardan bazılarıdır.

Bizler çocuklarımıza yemeğinizi yeyin dediğimizde aslında aç kalmayın karnınızı doyurun demek istiyoruz. Doyabilmek için besinleri ağzımızda öğütüp midemize ulaştırmamız gerekiyor. Beslenmemiz iyi olsun ki vücut güçsüz düşüp hastalanmasın. Okumayı ve buna bağlı olarak tefekkürü iyi yapalım ki ruhumuz ve sosyal hayatımız sıkıntılarla karşılaşmasın. Gözlerimizle kulaklarımızla olayları okuyoruz ve beynimize ulaştırıyoruz. Beynimiz kendi usullerine göre düşünür ve çeşitli fikirler elde eder. Bu fikirlerle gerek kendimiz için gerek insanlık için çözümler üretip değerler ortaya koyar, bu değerler de insanlığın birçok sıkıntısının giderilmesine ve birçok yarasının sarılmasına katkı sağlar.

İlk bakışta “OKU” emrinden, emrin sahibinin kitabı olan Kur’an-ı Kerimi okumak insan aklına uygun geliyor. Âlimlerimiz Kur’an-ı Kerim dürülmüş kâinat, kâinat ise açılmış kur’andır diyor. Öyleyse ben kur’an okumasını bilmiyorum okusam da anlamıyorum diyemeyiz. Açılmış Kur’an olan doğayı, dünyayı okuyacağız ve anlayacağız. Bulutları okuyalım ki yağmurdan haberimiz olsun, güneşi okuyalım ki geceden gündüzden (çiçeklerin açılışından, bitkilerin yeşermesinden) haberimiz olsun. Arıların uçuşunu okuyalım ki baldan haberimiz olsun, kelebeklerin uçuşunu okuyalım ki bahardan haberimiz olsun. Bu konulara da ışık tutan ayeti kerimelerinde Allah (c.c) şöyle buyuruyor. “Deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmıştır! Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiştir! Dağlara bakmıyorlar mı, nasıl dikilmişlerdir! Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır.” (4)

Dünyadaki gelişen ve değişen olayları oku ki, kendin için, ülken için, bir tehlike varsa tedbirini al, bir güzellik varsa etrafındaki dostlarınla paylaş. Dünya hayatımız ahirete giden bir yoldur bu yolda yolumuzu aydınlatacak en etkili ışık ilim ve tefekkürdür. Allah (c.c)’nün emirlerinin yerine getirilmesine kısaca ibadet diyoruz. İlim ve tefekkürle meşgul olmanın da bir ibadet olduğunu aklımızdan çıkarmayalım. Tefekkür; olayları daha derin, daha geniş, daha hassas bir şekilde irdelemek faydalarından olabildiğince istifade etmek, zararlarından da olabildiğince kaçınmak demektir. Buna kim benim ihtiyacım yok diyebilir?
___________________________-
1)Kur’an-ı Kerim, Alak süresi Ayet 1
2)Kur’an-ı Kerim, Al_i İmran süresi, Ayet 90
3)Prof. Dr.Ethem CEBECİOĞLU, Diyanet Dergisi, Ocak 2011
4)Kur’an_ı Kerim, Ğaşiye süresi, Ayet 17-20